Teşkilat üyesi 146 devletin heyet başkanları, Cancun fiyaskosundan bir ay sonra, liberalleşme turunu kurtarmak amacıyla teşkilatın Cenevredeki merkezinde bir araya geldiler. Buluşmada, müzakerelere Aralık ayı ortasında Cenevrede devam edilmesi kararlaştırıldı.
Talepler, beklentiler
Meksikadaki toplantının başarısızlığa uğramasına yol açan konuların gündeme alınıp alınmayacağı belli değil. Ama kalkınmaktaki ülkeler, zengin sanayi ülkelerinin himayecilik duvarlarıyla çevirdikleri tarım ürünleri piyasasına girişin kolaylaştırılması taleplerini tekrarlayacaklar.
Sanayi ülkeleri de kalkınmaktaki ülkelere daha rahat ihracat yapabilmeleri için ticari kolaylıklar sağlanmasını ve yabancı sermaye yatırımlarının teminat altına alınmasını isteyecekler.
Uzlaşma zemini yaratmak için sürdürülen gayrı resmi temaslarda pamuk önemli rol oynuyor. Üçüncü Dünyanın pamuk ve pamuklu mamullerinin sanayi ülkelerine daha kolay ihraç edilebilmesi ve kamu ihaleleri için ortak kuralların belirlenmesi Cenevre gündeminde önemli yer tutacak.
Küçük ortaklar oyuna gelmekten korkuyor
2001de Dohada başlayan yeni liberalleşme turunun 2004 sonuna kadar tamamlanması amaçlanıyordu. Ancak Cancun fiyaskosundan sonra bu hedef inanılırlığını yitirdi. Hava oldukça sert. Öncelikle dünya ticaretinin küçük ortakları, Avrupa ve Kuzey Amerikanın dev ticari blokları tarafından oyuna getirilmekten korkuyorlar.
Buna bir de Amerika Birleşik Devletlerinin (ABD) ikili ticaret anlaşmalarıyla münferit ülke ya da ülke gruplarına ticari kolaylıklar sağlama girişimi ekleniyor. Bu öncelikle ihracatçı Asya ülkeleri açısından enteresan. Avrupa Birliği (AB) ise, ticari anlaşmaların uluslararası sistem bünyesinde hazırlanmasından yana çıkıyor.
Uluslararası ticaret anlaşmaları en çok zayıf ülkelere yarar sağlıyor. Doha turunda verilen vaatler yerine getirilirse, bundan en çok fakir üçüncü dünya ülkeleri karlı çıkar.
Ancak bu durumda ticari blokların sözlerini tutmamaları, tarım sübvansiyonları ile sınai mamullere uyguladıkları gümrük tarifelerini düşürmeleri gerekir. Çünkü sanayi ülkeleri sadece kalkınma halindeki ülkelerin tarım ürünlerine pazarlarını kapatmıyor, ama aynı zamanda kendi tarım ürünü ihracatlarını sübvanse ederek üçüncü dünyanın tarım ürünü pazarlarını felç ediyorlar. Hammadde dışındaki işlenmiş sanayi ürünlerine de yüksek gümrük uyguluyorlar.
Gümrük ve diğer ticari bariyerlerin kaldırılması, DTÖnün başlıca amacı. Gümrük duvarlarının alçalması sayesinde dünya ticaretinde son yıllarda büyük sıçrama görüldü. Ama doğrudan ve dolaylı ticari engelleri bertaraf etmek mümkün olmadı.
Cancun fiyaskosu, kalkınma halindeki ülkelerin çıkarlarını gözetmeksizin bir yere varılamayacağını gösterdi. Üçüncü dünya ülkeleri ticaret konferanslarında birlikte hareket ederek saygınlık kazandılar.Ticaret konferansında oy birliğiyle karar alınabildiği için bütün tarafların taviz vermesi gerekiyor. Doha turu ancak, kalkınma halindeki ülkelere, bundan en çok kendilerinin kar edeceğine dair verilen sözün tutulmasıyla başarıya ulaşabilir. (BB)