Can Yayınları, 13 yaşındaki bir çocuğun kitap çalmakla suçlanıp üzerinin aranmasıyla ilgili açıklama yayınladı.
Can Öz imzalı açıklamada yaşananların doğru olduğu, üç çalışanın işten çıkarıldığı belirtildi.
Ne olmuştu?
Açıklamaya konu olan olay, İstanbul’daki Tüyap Kitap Fuarı’nda dün (14 Kasım) yaşanmıştı.
13 yaşında bir çocuğun Can Yayınları standından kitap çaldığı iddiasıyla üzerindeki gömlek çıkartılarak arandığı, çalmadığı anlaşıldığında da tartışma yaşandığı haberlere ve sosyal medyaya yansıdı.
Can Yayınları twitter hesabından dün saat 11.00’de konunun araştırıldığı açıklaması yayınlandı.
Can Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Sırma Köksal imzalı açıklama şöyleydi:
“Bugün bir takipçimizin Tüyap İstanbul Kitap Fuarı Can Yayınları standında yaşadığını belirttiği olayla ilgili her şeyden önce çok üzgün olduğumuzu belirtmek isteriz.
Olayı araştırıyoruz ancak, en önemlisi 13 yaşındaki okurumuza standımızda yaşadığı bu üzücü olaydan ötürü en içten özürlerimizi sunuyoruz. Olayı aktaran takipçimizle birebir iletişime geçecek ve en ince ayrıntısıyla bu konuyla ilgileneceğiz.”
Can Öz: Hatalıyım, sorumluyum, hesap vermeliyim
Bugün (15 Kasım) Can Yayınları sahibi Can Öz imzalı “Hatalıyım, sorumluyum, hesap vermeliyim...” diye başlayan açıklama yayınlandı.
Öz, bahsedilen olayın doğru olduğunu söyledi, “Çocuğu üzen üç çalışanımızla yollarımızı ayırdık” diye duyurdu.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Dün Tüyap Kitap Fuarı’nda, Can Yayınları standında çok tatsız bir olay yaşandı. 13 yaşında bir çocuk, kitap çaldığı iddiasıyla durduruldu, üzeri arandı ve kitap çalmadığı ortaya çıktıktan sonra çocuğun abisi ve yakınlarıyla gerilimli bir tartışma yaşandı. Çocuğun ağladığı da doğru.
“Dün olaydan haberdar olduğumdan beridir konunun içyüzünü, ayrıntılarıyla araştırıyorum. Tüyap’ın güvenlik görevlileriyle, olayın şahitleriyle, Can Yayınları standında çalışanlarla ve elbette çocuğun yakınlarıyla ve kendisiyle görüştüm. Sonuç olarak açıklamakla borçluyum ki, bahsedilen olay doğrudur ve hemen hemen kamuoyuna yansıdığı gibi gerçekleşmiştir. Bu konuda sosyal medya üzerinden ve e-posta yoluyla tepki veren okurları çok haklı buluyorum. Ben de tepki verenlerin yerinde olsam, benzer bir tepki verir, hesap sorardım.
“Şimdi hesap vermekle yükümlüyüm:
“Bu çocuğu üzen üç çalışanımızla yollarımızı ayırdık. Yine de bu tatsız olayın onlara da ders olmasını, yollarının açık olmasını diliyorum. Fuar personelinin seçimi ve yönetilmesi ile ilgili olarak kısaca şunu söyleyebilirim, bir daha benzer bir olayın tekrarlanmamasını sağlayacağım.
"Rencide edilmek bir yana, Can Yayınları standına uğrayan her okurun huzurla yoluna devam etmesi gerekir. Şimdiye kadar bunu sağladığımı düşünüyordum.
"Son olarak, aslında en önemli konumuz, minik okurun babasıyla ve kardeşiyle görüştüm, her birinden teker teker özür diledim. Kendimi borçlu hissettiğimi, okul masraflarını karşılamaktan, okula kütüphane yapmaya ve daha fazlasına hazır olduğumu söylememe rağmen yapılanların yeterli olduğunu söylediler. Kendilerine anlayışları için teşekkür ediyorum. Seneye hala kabul ediyorlarsa, İstanbul Kitap Fuarı’na birlikte katılacağız ve kendilerine fuarı gezdirecek, kitaplar önereceğim. Küçük okurumuzun kitaptan ve fuardan kopmaması artık benim sorumluluğum.” (BK)