Özkan'ın dilekçesindeki talepleri şunlar:
* Tarhan'ın gördüğü kötü muamelenin yerinde incelenmesi.
* Sorumluların cezalandırılması.
* Türkiye'de çağdışı kalmış askeri mevzuatın Avrupa standartlarıyla uyumlu hale getirilmesi için çalışma yapılması.
* Dilekçeye yanıt verilmesi.
Avukatı Suna Coşkun, Tarhan'ın 30 Eylül'de zorla saçının kesildiğini, Sivas Askeri Cezaevi'nde Başçavuş Hilmi Şavluk'un komutasındaki gardiyanlardan fiziksel şiddet gördüğünü ve Tarhan'ın yeniden açlık grevine başladığını açıklamıştı.
Özkan: Vicdani reddi yasaklayan yasalar AİHS'ye aykırı
Özkan, dilekçesinde, Türkiye'de vicdani ret hakkını yasaklayan yasaların uluslararası sözleşmelere, özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) aykırı olduğunu da belirtti:
"Avrupa Konseyi ülkeleri arasında yasal askeri hizmet zorunluluğu büyük ölçüde kaldırılmış ve vicdani ret hakkı tanınmıştır. Demokratikleşme ve uygarlaşma sürecini yaşayan Türkiye bu trendi yakalamak zorundadır. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi 23/5/2001 gün ve 1518 no'lu kararıyla vicdani ret hakkının AİHS içine konulmasını tavsiye etmiştir.
"Ülkemizde vicdani ret hakkını yasaklayan yasalar, Anayasa'nın 5170 sayılı yasayla değişik 90/4 maddesinin ışığı altında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9 ve 10.maddeleri ile uyuşmazlık halindedir.
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin emsal kararlarında, özellikle askeri hizmet karşılığında makul ve dengeli bir alternatif kamu hizmeti vermeyen devletler hakkında ihlal kararı verilmektedir."
Özkan, vicdani ret hakkına dair Almanya yasalarını örnek verdi:
"İnsanların, kendi doğal içgüdülerinden, yaşadıkları çevreden, siyasi ve dini görüşlerinden kaynaklanan 'vicdani ret hakkı', artık Avrupa Konseyi ülkelerinin anayasalarına, yasalarına veya fiili uygulamalarına girmiş bulunmaktadır.
Örneğin, Almanya Anayasası'nın 4/3 maddesine göre; 'Hiç kimse vicdanı ile bağdaşmayan, silah kullanımını da içeren bir askeri hizmete zorlanamaz.'" (TK)