Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) 25. Genelkurmay Başkanı olan Büyükanıt törende yaptığı konuşmada, "Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bugüne kadar hiçbir zaman, bu kadar tehditle aynı anda karşı karşıya gelmemiştir. Türkiye'nin çevresinde oluşan bu belirsizlikler ve risklere ilave olarak, silahlı bölücü terörün dışında, silahsız terör diyebileceğim iç ve dış oluşum ve girişimlerle Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısına hiç bu kadar saldırılmamıştır" dedi.
"TSK'nin iç siyasetle ilgisi olmamıştır"
"TSK'nin iç siyasetle ilgisi olmamıştır ve olmamalıdır" diyen Büyükanıt şöyle devam etti:
"Son yıllarda Türkiye Cumhuriyeti'nde askerin rolü konusu çok tartışılır olmuştur. Bu tartışmalar iyi niyetle ve objektif kıstaslarla yapılırsa, anlayışla karşılamak hatta istifade etmek bile mümkündür. Ancak, önyargılı, bazıları yabancı devletlerce finanse edilen ve sipariş üzerine yapılan, doğru bilgileri içermeyen ve kamuoyunu yanlış yönlendirmekten başka bir amacı ve işlevi olmayan ve bilimsellikten uzak bu değerlendirmeler, üzüntü ve ibretle karşılanmaktadır. Şüphesiz, ben, silah arkadaşlarıma, bu konuda hep 1830-1918 dönemi Osmanlı tarihini iyi incelemelerini öneriyorum."
"İrtica Cumhuriyet kurulduğunda başlamış bugün de devam ediyor"
Büyükanıt, Türkiye'yi yeniden Sevr'e mahkum edebilecek bir gücün mevcut olduğunu veya olabileceğini düşünmediğini söyledi.
"Etnik milliyetçiliğe dayalı bir bölücü terör tehdidi söz konusudur. Aynı şeyi irtica tehdidi için de söylemek isterim. İrtica tehdidi, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu anda başlamış ve bugün de devam etmektedir. Türkiye üzerinde emeli olanlar olabilir. Ama bu başarılı olacakları anlamına gelmemektedir."
TSK birliklerinin Kıbrıs'tan kesin güvenlik sağlanmadıkça çekilmeyeceğini ifade eden Büyükanıt, "Bedelli askerlik beklentisiyle vatani görevden kaçanı bu ulus affetmeyecektir. Askerliğin kısalması gibi bir durum da söz konusu değildir. Hizmet yaptığım sürede TSK tarafından hiçbir zaman bedelli askerlikle ilgili bir teklif yapılmayacaktır" dedi.
"Şer odaklarının maskeleri düşecek"
Konuşmasında kendi yönelik eleştirilere de değinen Büyükanıt şunları söyledi:
"Terör dahil tüm mihraklarla mücadele ediyoruz. Yasalarla TSK'ye görevler yüklenmiştir. 2 yıldır ahlaksızca yapılan saldırılara karşı, Cumhuriyet düşmanlarının, şer odaklarının maskeleri düşecek ve gereken hesabı verecekler. Bunlara karşı başka hiçbir şey söylemiyorum."
Özkök: İrticayı da büyük bir dikkatle takip etmek ve gerektiğinde ilave tedbirler almak zorundayız
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'den Devlet Üstün Hizmet madalyasını alan Özkök, veda konuşmasında Özkök, "Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü hedef alan bölücü tehdit ile cumhuriyetimiz kurulduğu yıllardan itibaren laik rejimi sürekli tehdit eden ve zaman zaman laik rejime meydan okumaya cüret eden irticayı da büyük bir dikkatle takip etmek ve gerektiğinde ilave tedbirleri almak zorundayız" dedi.
"Asker göndermek barışa katkının yanında menfaatlerimizi korumaktır"
TSK'nin hesaplı riskleri göze alarak barışa katkı sağladığını ifade eden Özkök şöyle devam etti:
"Ülkemizin etki ve ilgi alanlarının artık geçmişteki gibi sadece yakın çevresiyle sınırlı olmadığını düşünüyorum. Nitekim, TSK'nin Balkanlar'daki, Kafkaslar'daki, Afganistan'daki ve Afrika'daki çeşitli barışı destekleme harekâtlarına hesaplı riskleri göze alarak birlik göndermesinin sebebi, dünya barışına katkıda bulunmanın yanında, milli menfaatlerimizi korumaktır."
Büyükanıt: "TSK'yi etkisiz hale getirmek isteyen çevrelerin rüyası gerçekleşmeyecek"
Orgeneral Büyükanıt, Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevini devir teslim için 25 Ağustos'ta yapılan törende son yıllarda 'Türkiye'de Askerin Rolü' ifadesinden hareketle, "TSK'nin Anayasa'nın 3 ve 4. maddelerinde belirtilen sorumluluklarında etkisiz hale getirilme çabalarının ön plana çıktığını" savunarak şunları söylemişti:
"Terörle mücadelemiz artan bir kararlılıkla ve taviz vermeksizin devam edecektir. Bazı çevreleri rahatsız eden de bu kararlılığımızı anlamış bulunmalarıdır. Bir diğer husus ise Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısının terörle ortadan kaldırılamayacağını anlayan bazı mihrakların, terörü demokrasi ve insan hakları, özgürlük gibi medeni dünyanın ortak değer yargıları ile kamufle etmek dahil diğer yollarla üniter yapıyı bozma girişimleridir. Silahlı veya silahsız bu mihrakların hedeflerine ulaşmaları asla mümkün değildir."
İHD: Büyükanıt'ın açıklamaları talihsiz ve kaygı verici
İnsan Hakları Derneği (İHD) Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın devir teslim töreninde, 30 Ağustos günü Genel Kurmay Başkanlığı'nı resmen devir alacak olan Orgeneral Büyükanıt'ın yaptığı açıklamaların baştan sona kadar tehdit niteliğinde olduğunu ve demokrasi, insan hakları yönünden de son derece talihsiz ve kaygı verici bulduğunu belirtti.
Büyükanıt'ın "Silahlı veya silahsız mihraklar" nitelemesiyle, demokratik mücadeleyi "silahlı hareketlerle" aynı kefeye koyup, Silahlı Kuvvetlerin bunlarla mücadele edeceğini söylemesinin, ne anayasayla, ne demokratik hukuk devleti anlayışıyla bağdaşır bir yönü olmadığını ifade eden İHD, "Ayrıca bu söylemin, demokratik hukuk devletinin yasama, yürütme ve yargı gibi temel kurumlarını tartışılır hale getirdiğini görmezlikten gelemeyiz" dedi.
İHD yaptığı yazılı açıklamada, Büyükanıt'ın konuşmasında referans gösterdiği Anayasanın 3 ve 4. maddeleri yanında, devletin "demokratik bir hukuk devleti" olduğunu öngören 2. maddesinin de gözden kaçırılmaması gerektiğini ifade etti.
Askeri güçlerin sivil kurumların emrinde ve denetiminde olmasının, demokratik yönetimlerin en temel ölçütlerinden birisi olduğunu hatırlatan İHD şöyle devam etti:
"Demokrasilerde hiçbir kişi ya da kurum eleştirilerden muaf ve dokunulmaz değildir. Dolayısıyla her kurum gibi askeri kurumların da eleştirilmesi her yurttaş açısından demokratik bir hak, hatta bir görevdir. Yapılan eleştirilerden bazıları haksız ya da yanlış olabilir. Ama bu durum, askeri kurumun en yetkili komutanına, daha yeni görevine dahi başlamamışken ilk iş olarak eleştirileri ülkeyi bölme, rejimi değiştirme ya da silahlı kuvvetleri yıpratma girişimleri olarak değerlendirme hakkını vermez." (KÖ/TK)