Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Bülent Arınç, Twitter hesabından yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğinden istifa ettiğini duyurdu.
Arınç’ın istifa haberi bir televizyon programında Selahattin Demirtaş ve Osman Kavalı’nın serbest bırakılması gerektiğini söyledikten sonra, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin eleştirilerine maruz kalmasının ardından geldi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da, istifanın kabul edildiğini "Sayın Bülent Arınç, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliği görevinden ayrılmayı talep etmiş, Sayın Arınç'ın talebi Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kabul edilmiştir" sözleriyle duyurdu.
Arınç istifasını duyurduğu metinde, bir hukukçu olarak ‘reform’ konusundaki görüşlerini paylaştığını belirterek, “İsimler üzerinden tartışmayalım” demesine rağmen tartışmaların yanlış yere götürüldüğünü ifade etti.
"Tartışmalar yanlış yere götürüldü"
Arınç’ın istifa açıklaması şöyle:
“Bir televizyon kanalında yaptığım konuşmalar, kamuoyunda yoğun tartışmalara neden oludğundan aşağıdaki açıklamayı yapma ihtiyacı hissettim.
Konuşmamın ana ekseni, yargıda yapılacak reform konusuydu. Bir hukukçu olarak bu konudaki görüşlerimi açıkladım. Ömrüm boyunca hukukun üstünlüğünü ve adalet kavramını savunan birisi olarak yine aynı görüşlerimi dile getirdim. Gazeteci arkadaşımız program esnasında soru sorarken isim zikrettiğinde, ‘isimler üzerinden tartışamayalım’ diye altını çizmeme rağmen evrensel hukuk, adalet ve yargının sorunları üzerine dile getirdiğim fikirlerimin bu isimlerin gölgesinde kalmasından ve meselenin özünün kaçırılmasından üzüntü duyduğumu belirtmeliyim.
Tartışmalar öylesine yanlış yere götürüldü ki, beni Yasin Börü'nün katilleriyle, 15 Temmuz şehitlerimizin katilleri FETÖ ile yan yana gösterme gafletine kadar gitti. Asla bu ithamları kabul etmiyorum ve reddediyorum. Yasin Börü için döktüğüm göz yaşı da terör örgütleri FETÖ ve PKK'ya yönelik sözlerim ve tavrım da bellidir. Tüm bunları burada yeniden dile getirmeyi kendime zul sayarım.
Yine aynı televizyon programında dile getirdiklerim, Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi olmam hasebiyle farklı yönlere çekildi. Oysaki programda görüşlerimi, YİK üyesi olarak değil, TBMM Eski Başkanı Bülent Arınç olarak açıkladığımı defalarca belirttim.
Konuşmama yönelik seviyeli ve saygın eleştirilerin tümüne saygı duyuyor ve not alıyorum. Ancak şahsıma karşı içlerinde duydukları kin ve nefretlerin dışa vurumu olan seviyesiz hakaretleri sahiplerine iade ediyorum.
Türkiye'nin yargı, ekonomi ve başka alanlarda reformlara duyduğu ihtiyaç aşikardır. Ülkemizin rahatlamasına ve milletimizin dertlerine çare bulunmasına ihtiyaç vardır. Bahsi geçen televizyon programında da defalarca belirttiğim üzere Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yöndeki iradesini gördüm ve destekliyorum. Ancak benim konuşmamın, şahıslar üzerinden farklı zeminlere kaydırılması sebebiyle, reform çalışmalarını engelleyeceğine dair kaygılandığımdan, Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği görevimden ayrılmamın daha uygun olacağına karar verdim.
Kurul üyeliği görevimden ayrılma talebimi Sayın Cumhurbaşkanımıza ilettim ve kendileri de bunu uygun gördüler. Karşılıklı iyi niyet temennileriyle helalleştik ve görevimden ayrıldım.”
Ne olmuştu?
Bülent Arınç, 19 Kasım’da Habertürk TV'de katıldığı canlı yayında eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve insan hakları aktivisti/iş insanı Osman Kavala'nın tutukluluklarıyla ilgili açıklamalarda bulunmuştu.
İddianameleri okurken isyan ettiğini söyleyen Arınç, "Çocuk bile yazmaz bile demiştim, cübbeyi bile giyesim gelmişti" diye konuşmuştu.
Arınç, "Kavala'nın tutuklu kalmasına hayret ediyorum, Demirtaş'ın da tahliyesi olabilir" demiş ve Demirtaş’ın kitabı Devran’ı okuma çağrısı yapmıştı.
Arınç’ın açıklamaları sonrası 22 Kasım’da partisinin il kongrelerinde konuşan Erdoğan, isim vermeden Arınç’ı eleştirmiş ve "Velev ki geçmişte birlikte çalışmış olsak bile hiç kimsenin şahsi ifadeleri Cumhurbaşkanı ile, hükümetimizle, partimizle ilişkili hale getirilemez. Kavalalarla hiçbir zaman biz bir arada olamayız, Kobanê’yi unutamayız" diye konuşmuştu.
(HA)