Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili ve İmralı heyeti üyesi Pervin Buldan, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 5 Nisan’dan bu yana İmralı Heyeti ile görüştürülmemesi, çözüm süreci ve 7 Haziran seçimleri sonrası yeni hükümet çalışmaları hakkında konuştu.
Buldan, devletin çözüm sürecine ilişkin yeni bir düşüncesi olduğunu ama bu düşünceyi Öcalan’ın kabul etmediğini tahmin ettiğini söyledi.
Fırat Haber Ajansı’ndan (ANF) Arzu Demir’in haberine göre Buldan’ın açıklamaları şöyle:
“Adaya hükümet kurulunca gidersiniz diyorlar”
“Çözüm Kurulu içinde yer alan bakanlarla görüşmelerimiz durdu. Fakat devlet yetkilileri ile zaman zaman telefonla ya da yüz yüze görüşmeler gerçekleştiriyoruz.
“Üç ayı aşkın bir zamandır Öcalan'la görüşmelerin yapılmaması konusunda kaygılarımızı, uyarılarımızı ifade eden görüşmeler yapılıyor.
“Hükümet kurulduktan sonra ancak adaya gidişlerin gerçekleşebileceğini, hükümet kurulmadan heyetin gitmesinin uygun olmadığını ifade ettiler. Biz de heyetin dışında 'Aileler ya da avukatlar gidebilir' diye ifade ettik. Bunu değerlendireceklerini söylediler ancak bu konuda da bir gelişme olmadı.
“Adaya gitmek için hükümete gerek yok”
“Devlet yetkilileri, Öcalan'la görüşmelerin düzenli olarak yapıldığını söyledi. Fakat kimlerin görüşmelere katıldığına dair bize bilgi verilmedi. Haftada bir düzenli olarak Öcalan'la devlet yetkililerinin görüştüğünü ilettiler bize.
“Suriye'de yaşanan gelişmeler, Rojava'daki siyasi oluşuma Türkiye'nin negatif bakması, Öcalan üzerindeki tecridi daha fazla ağırlaştırıyor.
“Hükümet kurulmadan adaya gidişlerin olması da mümkün. Sonuçta, müzakereler devlet ile Öcalan arasında yapıldığı için hükümetin kurulmasını beklemek çok doğru bir yaklaşım değil. Devlet bu konuda sorumluluk yüklenmelidir, inisiyatif almalıdır. Adaya gidiş gelişlerin önü bir an önce açılmalıdır.
“Muhtemelen devletin kafasında, süreç ile alakalı yeni bir format tartışması var gibi geliyor. Fakat bu yeni formatın nasıl olacağı konusunda bir bilgimiz yok. Muhtemelen bunu Öcalan'a ifade ediyorlar ama Öcalan buna karşı çıkıyor olabilir.
“KCK, Öcalan süreç bitti demeden süreci bitirmez”
“Başından beri KCK'nin yaptığı açıklamalar hep farklı değerlendirildi ve yorumlandı. Ben KCK yetkilileri ile de görüşen biri olarak şunu çok iyi biliyorum ki, Öcalan bu süreç bitti demeden KCK yetkilileri süreci bitirmezler, bitiremezler.
“Dolayısıyla KCK yetkililerinin yaptığı, provokasyonların önüne geçmektir, süreci ilerletmektir, barış sürecinin çok daha kısa bir zamanda hayat bulmasıdır. Buna yönelik yapılan çağrılardır.
“Barajlar, HES'ler ve güvenlik yolları başından beri KCK'nin gündeminde olan ama aynı zamanda barış sürecine zarar veren yaklaşımlardı. Ancak AKP hükümeti de başından beri bu politikalarından vazgeçmedi. Barajları ve HES'leri yapmaya devam ettiler.
“Güvenlik politikaları ile barış ve müzakere sürecinin bir arada olmayacağını herkes çok iyi biliyor. En son önceki gün Ardahan'da bir insanın yaşamını yitirmesine sebep olan olay da tam anlamıyla bir provokasyondur. Provokasyonlarla bu süreci bitirmeye çalışanlar kaybedecektir.
“Öncelikli mesele müzakere süreci olmalı”
“Müzakereye bir an önce geçilmesi lazım. Bunun için de Dolmabahçe sarayında deklere edilen on maddenin hayata geçmesi, acilen bir izleme kurulunun oluşması lazım. İzleme Kurulu'nun şahitliğinde on madde İmralı Adası'nda Öcalan'ın girişimiyle tartışmaya açılmalı.
“Devletin ve yeni kurulacak olan hükümetin öncelikli meselesinin barış ve müzakere süreci olması gerektiğinin altını önemle çizmek istiyorum.
“Öcalan’ın koşulları müzakere süreci için uygun değil”
“7 Haziran seçimlerinden sonra özellikle HDP'nin aldığı oylar iyi okunmalıdır. Çünkü HDP'ye verilen oylar barışa verilen oylardı ama aynı zamanda Öcalan'ın özgürlüğüne verilen oylardı.
“Öcalan'ın artık bu saatten sonra daha özgür koşullarda müzakere sürecini geliştirmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum. Şu anda bulunduğu koşulların müzakere sürecini yürütmeye elverişli olmadığının da altını çizmek istiyorum.” (EKN)