İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, İstanbul Deprem Çalışma Grubu Toplantısı'nda olası İstanbul Depremine ilişkin açıklama yaptı.
Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu hatırlatan İmamoğlu, İstanbul'un da deprem şehri olduğunu söyledi ve ekledi:
"Asla değiştiremeyeceğimiz ve yaşamaz zorunda olduğumuz gerçektir. Ne yazık ki devlet, kurumlar ve vatandaş olarak üstünü örtmekle yetindiğimiz yalın gerçektir bunlar.
"99'dan bugüne 7-8 acı afeti hep birlikte sıralayabiliriz. Buna rağmen 10 binlerce insanımızın hayatını yitirdiği bir afeti konuşuyor ve İstanbul'umuzun eksikleri üzerine bir gündemle toplanıyorsak bu çok acı bizim için.
"Bu gerçeklere karşı duruşumuzun da bir özetidir. Sık sık görmezden gelmişiz, ısrarla anlamak istemediğimiz bu gerçekleri unutmayı başarabilmişiz. Kendini her hatırlattığında faturası çok acı oluyor.
"İstanbul büyük risk altında"
"İstanbul'un yakın geleceğinde olacak olanları konuşmak yetmiyor, eyleme geçirmek şarttı. Bugün burada İstanbul Planlama Ajansı'nda olan ve olmayan uzmanların bizi uyardığı gibi, İstanbul yakın gelecekte tahmin edemeyeceğimiz kadar büyük bir risk altındadır.
"Ne zaman ve ne ölçüde olacağı belli değil. Biz ne kadar rahatlatmak istersek isteyelim, vatandaşımız çok kaygılı. Yaptığımız bütün araştırmalarda en kaygılı kesim 25 yaş altı. İnsanlarımızın en büyük kaygısı evlerinin dayanıklılığı
"Vatandaş kaygılı olmakta haklı"
"Ama acı bir fatura var, o ziyaretlerde sadece 29 bin bina sahibi girmemize izin vermiş ve inceleme yapılmasını kabul etmiş. Yüzleşmek istemiyoruz. Maraş depreminin ardından bize başvuran vatandaşlarımızın sayısı sadece birkaç günde 100 bine ulaştı. Bu kaygıyı hafife alma lüksümüz yok.
"Vatandaşımız kaygılı olmakta haklıdır. Öncesinde gerekli tedbirlerin alınmadığı, sonrasında hızlı müdahalenin yapılmadığı afet ve kaos ortamında kaybettik. Bu manzarayı gören hiçbir vatandaşımız yaşamına hiçbir şey olmamış gibi devam edemez. Hiçbir yöneticisi de devam edemez. Hiçbir şey eskisi gibi olamaz.
"Gördüklerim iç hesaplaşma oldu"
"Deprem bölgemize sık sık giderek 7'nci günümüzü orada tamamladım. Gitmeye devam edeceğiz. Gördüklerimin benim için iç hesaplaşma olduğunu söylemek isterim.
"Bu trajedinin İstanbullulara yaşatılmasına ne pahasına olursa olsun izin vermeyeceğim. Bunu hepinizin huzurunda tekrar beyan ediyor ve söz veriyorum.
"GSMH'nin üzerinde bir kaynak gerekiyor"
"Bugün İstanbul'u hakkını vererek depreme hazırlıklı hale getirmek için Türkiye'nin gayrı safi milli hasılasının üzerinde bir kaynak gerekiyor. Bir konutun maliyetinin 1 milyonun üzerinde olduğu bir ortamda 90 bin ağır ya da çok ağır hasarlı binadan söz ediyoruz.
"Daha fazlasıyla karşılaşmamız da mümkün. Sadece sorunlu binalarımızı dayanıklı hale getirmenin faturası 360 milyar lirayı aşabilmektedir. Bu, büyükşehir belediyemizin yıllık bütçemizin neredeyse üç katı demektir. Çok ötesinde maliyeti yüksek işler yapmamız gerekiyor. Hükümetimize bir çağrı yapmak istiyorum, gelin hep birlikte kentleri rahatlatmanın büyük mücadelesini verelim."
(RT)