Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Salı akşamı gazetecilerle görüşürken "Üç kapı üç kilit" önerisinin uygulanamaz olduğunu açıkladı.
Türk, haftada beş saat tutuklu ve hükümlülere onar kişilik gruplar halinde görüş izni verilebileceğini belirtirken, bir şart da koydu: "Önce açlık grevi bitirilecek."
Toplantı sırasında, Bakanlık yetkililerinin "Üç kapı, üç kilit" önerisinin hayata geçmesi halinde, 9 kişinin birlikte mazgalları parçalayabileceği, camları pencereleri indirebileceğini dile getirdiği biliniyor.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu Başkanı Ümit Efe, ise, Bakanlık yetkilerinin bu beklentisine karşılık şu hatırlatmayı yapıyor:
"Oralarda mazgal yok ki..."
20 Ekim 2000'den bu yana...
Açlık grevleri ve ölüm oruçları 20 Ekim 2000 gününden bu yana sürüyor. Halen 7. grup eylemde.
Bakan Türk'ün açıklamasına göre, 8 F Tipi cezaevi ve Kartal ve Gebze cezaevlerinde, şu anda 8 kişi açlık grevinde, 146 kişi de ölüm orucunda.
Lale Çolak, 8 Ocak günü hayatını kaybetti. Altı yıldır cezaevindeydi, 27 yaşındaydı.
45'inin 19'u kadındı...
Ölüm oruçlarında hayatının kaybeden 45 kişinin 19'u kadındı.
45 kişiden 9'u tahliye edildikten sonra, ölüm orucunu sürdürürken, altısı da dışarıdan destek eylemi yaparken öldü.
Mayıs 2001'den bu yana, en az 350 kişi sağlık nedeniyle tahliye edildi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 7 kişiyi affetti. Cumhurbaşkanlığı'nda 20 kadar dosyanın beklediği öne sürülüyor.
Yaşar Kemal, Orhan Pamuk Zülfü Livaneli, Oral Çalışlar ve Mehmet Bekaroğlu'ndan oluşan grup, 2000 yılında cezaevlerindekilerle Bakanlık arasında bir uzlaşmaya varılması için uğraştı.
Eylemin 61. gününde görüşmeler kesildi, 19 Aralık 2000 günü güvenlik kuvvetleri 48 ve cezaevine operasyonlar düzenledi. Bu operasyonlarda, 1004 tutuklu ve hükümlü 8 F tipi cezaevine nakledildiler. Operasyonlarda 31 tutuklu ve hükümlü ile 2 jandarma eri hayatını kaybetti, 426 kişi de yaralandı.
Üç Baro Başkanının çabası
Bir buçuk yıldır süren eylemin bugün geldiği noktada İstanbul, Ankara ve İzmir Baro başkanlarının gündeme getirdiği "Üç kapı, üç kilit" formülü tartışılıyor. Buna göre:
Üç hücrenin kapısı gün içinde açılıyor, 9 kişi gün boyu birbirini görebiliyor. Geceyi, herkes kendi hücresinde geçiriyor.
İstanbul Barosu, bu öneriyi kamuoyuna yansıtmak için gazetecilerle bir araya geldi, önerilerini açıkladı. Salı günü de Adalet Bakanı gazetecilerle bir toplantı düzenleyerek öneriyi kabul etmediğini duyurdu.
Zor soru ve yanıtları
"Şimdi ne olacak?" Bu soruyu, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu Başkanı Ümit Efe, "Ne kadar zor bir soru " diye yanıtlarken şunları ekliyor:
"Aslında, Dünya Hekimler Birliği'nin belirlediği standartlara göre, cezaevlerinde 15 kişinin altı izolasyon olarak kabul ediliyor. Biz, F tiplerine tümüyle karşıyız, 15'in altına da karşıyız"
Ümit Efe, "Üç kapı, üç kilit" önerisinin "çözümsüzlük" sürecinin bir ürünü olduğunu vurguluyor.
Efe, dışarıdan destek anlamında süren ölüm oruçlarına son verildiğini, halen ölüm orucunu sürdüren 7. gruba yeni bir grubun katılmayacağı bilgisini veriyor.
"Ama," diyor Efe, "İçerdekiler, daha fazla bir şey yapmak niyetinde değiller, bu trajedi böyle sürer."
İnsan Hakları Derneği, son olarak Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere "Üç kapı, üç kilit" önerisini çok sayıda kuruluşla birlikte bir imza kampanyasına dönüştüren bir girişim başlatmış bulunuyor. (NM)