BM İnsan Hakları Savunucularının Durumu Özel Raportörü Mary Lawlor, Cenevre'deki BM binasında yaptığı açıklamada "Türkiye'nin hükümet politikalarına karşı çıkan insan hakları savunucularını hedef almak ve susturmak amacıyla terörle mücadele yasalarını kullanmayı sürdürmesinden derin rahatsızlık duyuyorum." dedi.
Lawlor, "Çağdaş Hukukçular Derneği üye ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu dokuz kişinin Türkiye'nin uluslararası insan hakları yükümlülüklerini ihlal ederek ağır hapis cezalarına çarptırıldı[klarını]" söyledi.
BM Raportörünün sözünü ettiği hak savunucuları
Lawlor, aralarında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyelerinin de bulunduğu dokuz savunucunun polis şiddeti ve işkence mağdurlarını ve siyasal görüşlerini açıkladıkları için kovuşturulan kişileri temsil ettiklerini hatırlattı.
Lawlor, sözü edilen hak savunucularının sekizinin 2018-2019 arasında tutuklanmış ve "terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla yargılanmış olduklarını söyledi ve açıklamasını şöyle sürdürdü: "Yargılananların ikisi ayrıca 'terör örgütü propagandası' suçlamasıyla karşı karşıya kalmışlardı. ÇHD II davası olarak bilinen ve uluslararası adalet ve ceza muhakemeleri usulüne uygun yargılama standartlarına uygun olmayan dava sonunda 13 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmışlardı.
ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı Tutuklandı
"Sanıklar: Barkin Timtik, Aytaç Ünsal, Özgür Yılmaz, Behiç Aşçı, Engin Gökoğlu, Süleyman Gökten, Selçuk Kozağaçlı, Oya Aslan'dı
"Yargıtay, 2020'de Terörle Mücadele Kanunu uyarınca mahkumiyetlerini onadı. Oya Aslan ayrı yargılandı ve 2022'de 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı, cezası kasım 2024'te bölge istinaf mahkemesi tarafından onaylandı.
ÇHD DAVASI
Yargıtay, Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik hakkında cezayı onadı
"Malatya Barosu avukatı olan bir başka sanık Turan Canpolat, 2016'da tutuklandı. Müvekkilinin uydurduğu iddia edilen delillere dayanan mahkumiyeti, Türkiye'nin 2016 darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Gülen Hareketi ile bağlantıları nedeniyle 10 yıl hapis cezasına çarptırılmasına yol açtı."
İnsan hakları ihlalleri ve hücre cezası
Dokuz hak savunucusu hükümlünün hepsinin halen yüksek güvenlikli kapalı cezaevlerinde tutulduklarını belirten Lawlor, insan hakları savunucularının tutukluluklarını bir "utanç" olarak niteleyerek barışçıl insan hakları çalışmaları geçmişlerine rağmen yüksek güvenlikli koşullarda tutulmalarını kınadı.
“Hücre kapısından nasıl ifade vereyim, eğilemiyorum ki sesimi duyurayım”
Lawlor resmi bir disiplin cezası verilmemesine rağmen yaklaşık üç yıldır hücre hapsinde tutulan Turan Canpolat vakasının özellikle kaygı verici olduğunu söyledi. BM raportörü mahpusların karşı karşıya kaldığı zorlu koşulları vurgulayarak son derece rahatsız edici bir gelişme olarak niteledi.
Acil adalet çağrısı
BM Özel Raportörü Lawlor, Türkiye'nin özellikle adil yargılama ve tutuklulara insanca muamele konusunda uluslararası insan hakları standartlarına uymasının önemini vurguladı. Bu dokuz hak savunucusunun davalarının derhal gözden geçirilmesi ve uzun süreli tutukluluklarının sona erdirilmesi çağrısında bulunan raportör, Türkiye hükümetini tutukluların kötü muameleye maruz kalmamasını sağlamaya çağırdı.
Lawlor, "Türkiye Hükümetini uluslararası insan hakları hukukunu desteklemeye ve bu savunucuların üst mahkemelere yaptıkları itirazlar gereğince adil yargılanma hakkı elde etmelerine imkan sağlamaya çağırıyorum" dedi. BM raportörü "Konuyu Türk yetkililerle daha uzun boylu görüşmeye ve bu savunucuların haklarına saygı gösteren ve adaleti sağlayan bir çözüm aramaya hazır [olduğunu]" dile getirdi.
(AEK)