Aşçı heyet üyelerine tecridi ayrıntılı olarak anlatırken, Tecride Karşı Dayanışma Komitesi Avukatları'yla da görüşen üyeler talepleri dinledi, gerekeni yapacaklarını söylediler.
194. gününde Aşçı'ya BM ziyareti
Dün akşam saat 18.30 civarında başlayan görüşmeye grup başkanı hakim Leila Zerrouguı, üye hakim Manuela Carmena, Sekreter Mıguel De La Lama ve Ulrıch Garms katıldı.
Aşçı'yı kendisini odasında ziyaret eden heyete neden ölüm orucunda olduğunu, kendisine ilişkin değil müvekkillerine ilişkin talebinin bulunduğunu anlattı.
Avukat Aşçı, Türkiye'deki F tipi hapishanelerde uygulanan tecrit modelinin insan haklarına açıkça aykırı olduğunu, bu aykırılığı gidermek için şimdiye kadar yaptığı idari ve adli tüm başvurularına sonuç alamadığını, tecrit sisteminin artarak devam ettiğini belirtti.
Heyet tercümanı, esasında heyetin haksız tutmalarla ilgili olduğunu belirtmesi üzerine heyet başkanı Aşçı'nın yaptığının ve gerekçelerinin heyetin çalışma sahası içerisinde bulunduğunu belirtti.
Yaklaşık yarım saat süren görüşmede Aşçı ayrıntılı olarak F tipi hapishanelerini anlattı.
Heyet F Tipinde 14 yıla inanamadı
Heyet üyeleri gerekli notları aldıktan sonra ölüm orucu eyleminin 194. gününde olan Aşçı'yı yormamak için ayrıldılar ve ardından "Tecride Karşı Dayanışma Komitesi Avukatları" ile görüştüler. Görüşmeye beş avukat katıldı.
Avukat Bahri Belen ve avukat Taylan Tanay politik tutukluların durumunu, tutulma koşullarını ve yargılanma şartları hakkında bilgiler verdiler.
Tanay'ın 14 yıldır tutuklu bulunan müvekkillerinin olduğunu söylemesi heyeti şaşırttı. Bunun tekil örnek olmadığı avukatlarca ifade edildi.
BM heyetinden Kartal'a da inceleme
Görüşmede yaklaşık yedi yılı F tipi hapishanesi tekli hücrede olmak üzere 11 yıldır tutuklu olan Ercan Kartal'ın durumu da görüşüldü.
Yargılandığı mahkeme, dosya numarası, not alındı. Heyetçe inceleneceği belirtildi. Avukatlar son olarak F tipi hapishanelerinde yedi yılın siyasi, hukuki bilançolarını sundular ve heyetten bu ölümlerin bir an önce durdurulması için girişimde bulunulmasını istediler.
Bunun sadece kendilerinin talebi değil, bu ülkede yaşayan her insanın, baroların, meslek odalarının, sendikaların ve aydınların istemi de olduğunu belirterek Aşçı'nın ölümüne seyirci kalınmamasını istediler. (EZÖ/EÖ)