Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), Suudi Arabistan'da tutuklu bulunan kadın aktivist Luceyn el-Hezlul hakkında 5 yıl 8 ay hapis cezası verilmesinin "derinden rahatsız edici" olduğunu söyledi.
OHCHR'nin Twitter hesabından yapılan açıklamada, 2,5 yıldır tutuklu bulunan Hezlul'un erken tahliye edilmesi çağrısında bulunuldu.
Açıklamada, "Zaten 2,5 yıldır keyfi olarak gözaltında tutulan Hezlul'a 5 yıl 8 ay hapis cezası verilmesi ayrıca derinden rahatsız edici. Erken tahliyenin mümkün olduğunu düşünüyoruz ve bunu şiddetle teşvik ediyoruz” denildi.
Suudi Arabistan iddiaları yalanladı
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Suudi Arabistan merkezli "Sabq" gazetesinde yer alan haberde, Hezlul'un "terörle mücadele kapsamında suç kabul edilen faaliyetlerde bulunmak, terörü finanse etmek ve dış desteklerle rejimi değiştirmeye çalışmak" suçundan hapis cezasına çarptırıldığı belirtilmişti.
Birleşmiş Milletler insan hakları uzmanları, Suudi Arabistan'da yargılanmasına 10 Aralık'ta başlanan kadın aktivistin acilen serbest bırakılması ve kendisine yöneltilen "asılsız" suçlamaların düşürülmesi çağrısında bulunmuştu.
Hezlul, Suudi Arabistan'da kadın haklarının durumuna ilişkin gözlemlerini paylaşmak için Şubat 2018'de BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi (CEDAW) ile bir araya geldi.
Hezlul'un CEDAW ile görüşmesinden üç ay sonra Mayıs 2018'de gözaltına alınması dikkat çekti.
Bazı insan hakları örgütleri, aktivist Hezlul'un işkenceye maruz kaldığını ileri sürdü. Suudi Arabistan ise bu iddiaları yalanladı.
Suudi Arabistan'da kadın haklarıSuudi erkekler, dört eş sahibi olabiliyor ve bu eşlerin Müslüman, Yahudi ya da Hıristiyan olması konusunda bir sınırlama yok. Fakat Müslüman kadınlar, yalnızca Müslüman erkeklerle evlenebiliyor. Bir kadının, Suudi Arabistan dışında diğer Müslüman ülkelerden bir erkekle evlenebilmesi için de devletin izin vermesi gerekiyor. Hicaba uygun olarak siyah çarşaf giymek zorundalar. Bu da yetmiyor; peçe takıp yalnızca gözlerini açıkta bırakacak şekilde örtmeleri gerekiyor. Eğer peçe ile gözleri açıkta bırakan kısım geniş olursa, bu aralığın transparan bir kumaş ile gölgelenmesi gerekiyor. Ayrıca erkeklerin dikkatini çekmemek için renkli çarşaf giymeleri de yasak. Kadınlar, yasal olarak araba ya da bisiklet kullanamıyor. Din polisi korkusundan kendi mahallelerinde bile tek başlarına dolaşamayan kadınların Suudi Arabistan sınırları dışına çıkmak için kocalarından ya da babalarından izin almaları gerekiyor. Kadınlar üniversiteye gidebiliyor, ancak erkeklerden ayrı eğitim almaları şart. Eğitmen erkekse, dersi ancak video/ audio sistemi aracılığıyla izleyebiliyorlar. Suudi kadınlar, haziran ayında yasağın sona ermesiyle, ehliyet alma ve araç kullanma fırsatını buldu. Ülkede "kadınların araç kullanmasına zn veren yasa çıkarılması" talebiyle ilk kez 1990'da kampanya düzenlendi. Kampanyalar, 2011, 2013, 2014 ve 2015 yıllarında da geniş katılımlarla devam etti. Dünyada kadınların araç kullanmasının yasak olduğu tek ülke olan Suud Arabstan'da, Üst Düzey Alimler Kurulu tarafından "Kadınların araç kullanması haramdır" şeklinde verilen fetvadan dolayı yasal değişiklik yapılamıyordu. Suud Arabstan'da kadınlara yönelik alınan kararlardan biri de futbol maçlarını izlemelerine dairdi. Suud kadınlar, 2018 yılı itibarıyla ülkedeki üç stada girebiliyor. Suud Arabistan'da yazılı bir yasa olmamasına rağmen kadınlara verilmeyen sosyal hakların başında seyahat hakkı geliyor. Kadınlar, yanlarında bir erkek olmaksızın tek başlarına seyahat edemiyor. Ancak geçen ocak ayında yerel basında, Suud Arabistan'da artık 25 yaş üstü kadınların kendi başlarına seyahat edebileceklerine yönelik karar alındığı yönünde haberleri yer aldı. Dünyada uzun yıllar kadınları seçme ve seçilme haklarından mahrum bırakan tek ülke konumunda olan Suudi Arabistan'da, eski Kral Abdullah bin Abdülazz'ın 25 Eylül 2011'de yaptığı değişiklikle kadınlar, 2015 seçimlerine katılmaya hak kazanmış, kısmen seçme ve seçilme hakkı elde etmişti. |
(EMK)