Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre, başka bir ülkenin vatandaşı olarak kabul edilmeyen ve doğum veya kayıt belgesi olmayan on binlerce çocuk her yıl vatansız olarak doğuyor.
Pazartesi günü Lahey’de vatansızlığa ilişkin ilk küresel forumun açılış konuşmasını yapan BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Uluslararası Koruma Direktörü Volker Türk, vatansız kişilerin haklarının savunulmasına yönelik gelişmelere rağmen tahminen 10 milyon insanın hala yasal bir kimliğe sahip olmaksızın ve hiçbir ülke tarafından kabul edilmeksizin “görünmeyen insanlar” olarak yaşadığını ifade etti.
“Vatansızlık nedeniyle insani mağduriyetin sürdürülmesinde, özellikle çözümler bizim elimizdeyken son derece gayri ahlaki bir şey var” diyor Volker Türk.
Türk’e göre, “Eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim, yasal çalışma hakkı veya seyahat hürriyeti gibi birçok insanın doğal olarak sahip olduğu haklar vatansız kişilere çoğu kez tanınmıyor. Vatansız kişiler, kimlik belgeleri veya hukuki statüleri olmaksızın toplumda adeta kayboluyorlar. Günümüz dünyasında hiçbir devletin vatandaş olarak kabul etmediği bireylerin olduğunu tahayyül etmek zor. Basitçe söylemek gerekirse, vatansızlığın ve bunun yarattığı anlamsız mağduriyetin sürmesine izin vermek ahlaki açıdan savunulamaz.”
Volker Türk, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin 2024 yılı itibariyle vatansızlığın son bulabileceğini tahmin ettiğini belirtiyor ve dört milyon vatansız kişinin son on yılda vatandaşlığa kabul edildiğine dikkat çekiyor. Ancak vatansız duruma düşen insan sayısının artmaya devam etmesi ve bu sayının üstesinden gelinememesi büyük hasara yol açabilir ve bir mülteci krizine sebep olabilir.
Türk’e göre, “Vatansızlık çoğu kez işkence, ayrımcılık veya şiddetin doğrudan bir sonucu olup yerinden edilmeyi, güvensizliği ve iç savaşı körüklüyor. Birçoğumuz için bir uyruğa sahip olmamak tek kelimeyle akıl almaz fakat dünyada her yıl birçok çocuk kimlik belgesi olmaksızın ve vatansız olarak doğuyor ve bunu durdurmak için harekete geçmediğimiz sürece bu çocuklar için gelecek çok korkunç olabilir”.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, geçen üç yıl boyunca büyük ölçüde Suriyeli göçmenlerin çocukları olan ve kimlik belgesine sahip olmayan elli bine yakın bebeğin Lübnan, Irak, Mısır ve Ürdün’de doğduğunu tahmin ediyor. Avrupa Konseyi’ne göre, Türkiye’deki mülteci kamplarında geçen yıl binlerce çocuk vatansız olarak doğdu.
“Bilindiği üzere, Avrupa’da insanların vatansız duruma düşmesi, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağlantılı olan bir durum. Ancak şu anda gördüğümüz şey, vatansızlığın şiddet ve istikrarsızlıktan kaçan ve nerede olursa olsun bir sığınak bulma hususunda ümitsiz olan insanların ayırıcı bir özelliği haline geldiği yeni kriz noktaları. Avrupa ülkelerinin bu durumla yüzleşmesi gerekiyor“ diyor Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, vatansızlığı sona erdirmeye yönelik küresel bir kampanyayı Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin Sözleşme’nin (1954) 60. yıldönümüyle aynı zamana rastlayacak bir biçimde 4 Kasım’da başlatacak.
“Vatansızlığı önlemek için gerekli araçlara ve bilgiye sahibiz. Bu gayet açık. Son yıllarda çok iyi gelişmeler oldu” diyen Türk, 2008 yılında Urduca konuşan vatansız Biharîleri resmi olarak tanıyan Bangladeş’e dikkat çekiyor. Ancak önlerinde hala uzun bir yol olduğunu kabul ediyor.
Kadınlar 27 ülkede hala vatandaşlıklarını çocuklarına geçiremiyor. Nepal’de yüzbinlerce insanın vatansız olduğu tahmin ediliyor. Tayland’da çoğunluğu etnik dağ kabilelerine mensup olan 500 binden fazla insan devlet tarafından vatandaş olarak kabul edilmiyor ve kendilerine kimlik belgesi verilmiyor ve kamu hizmetlerinden faydalanamıyorlar. Rusya’da tahmini 178 bin kişi vatansız. (DÖ/ÇT)
* Annie Kelly’nin Guardian’da yayınlanan haberini Didem Özalpat bianet için Türkçeleştirdi.