Yaşananları "linç kampanyası" olarak değerlendiren aydınlar, "Bağnaz tepkileri şiddetle kınıyoruz. Raporu hazırlayan Prof. Baskın Oran ve Kurul Başkanı Prof. İbrahim Kaboğlu hakkında dava açılırsa, bizim hakkımızda da dava açılmasını talep ediyoruz" dediler.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na hitaben yazılan dilekçe, Fikret Başkaya, Paşa Öztürk, Sait Çetinoglu, Mustafa Karabudak, Oktay Etiman, Ayhan Çınar, Mehmet Özer, Ali Balkız, Zerrin Taşpınar, Ahmet Telli, Filiz Uluçelebi, Gökçe Otlu, Yılmaz Ensaroğlu, Nihat Genç ve Ayhan Bilgen imzasını taşıyor.
Rapora tepkiler "ırkçı refleksi"
"Azınlık Hakları" raporuna gösterilen tepkiyi "ırkçı refleksi, linç mantığı ve bağnazlık" olarak nitelendiren aydınlar, "Bu tür ilkel tepkiler, ifade özgürlüğü, demokrasi kültürü ve demokratik standartların düzeyi konusunda da bir fikir vermektedir" dediler.
Aydınlar, bugüne kadar yaşananlara şu tepkiyi verdiler:
"Başbakan yardımcısı ve Dışişleri Bakanı sayın Abdullah Gül'ün daha raporu dahi okumadan linç cephesine katılması büyük bir talihsizliktir. Aynı şekilde Adalet Bakanı sayın Cemil Çiçek'in tavrı da ifade özgürlüğü ve demokratik standartlar muvacehesinde kabul edilebilir değildir. Hepsinden daha vahim ve talihsiz olan da, AKP milletvekili Süleyman Sarıbaş'ın Meclis kürsüsüne yakışmayan beyanıdır. Fakat kurula ait odanın kilidinin kırılması tam bir skandaldır"
Dilekçede, Eğer bir düşünceye karşı iseniz, görüşlerinizi ilgili zeminlerde ve uygun yöntem ve araçlarla ifade etmenize bir engel yoktur. Ama, düşünceye küfür ve hakaretle karşılık vermeye de asla hakkınız yoktur" denildi. (EÖ/BB)