Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), bugün saat 14:50'de, merkez üssü Bitlis'in Tatvan ilçesinde 7 km derinlikte, 4,5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini sosyal medya hesabından duyurdu.
#DEPREM
— AFAD Deprem (@DepremDairesi) September 25, 2024
Büyüklük:4.5 (Mw)
Yer:Tatvan (Bitlis)
Tarih:2024-09-25
Saat:14:50:03 TSİ
Enlem:38.2575 N
Boylam:42.55861 E
Derinlik:7 km
Detay:https://t.co/sNIMg7OHky@afadbaskanlik @trthaber @anadoluajansi
Deprem Hakkari, Van, Batman ve çevre illerde de şiddetli hissedildi ve paniğe neden oldu.
Doğu Anadolu Fay Hattı
sürekli risk üretiyor
Tatvan Doğu Anadolu Fay (DAF) hattı üzerinde yer alıyor. Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Bitlis, Tatvan ve Van DAF üzerindeki önemli yerleşmeler arasında. DAF doğuda Bingöl'ün Karlıova ilçesinde Kuzey Anadolu Fay (KAF) Hattı ile birleşirken, batı ucu da Batı Akdeniz'deki Ölü Deniz Çatlağı'na uzanıyor.
Türkiye'nin önde gelen yer bilimcileri ve meslek kuruluşlarıTMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, bu aktif hat üzerindeki bütün önemli depremlerin ardından bu bölgelerdeki yerleşmelerin ağır tehdit altında olduğu konusunda uyarılarda bulunmuş ve hükümetleri deprem tehdidini ciddiye alan kent ve bölge planlamaları yapmaya, bunları dikkate alan yasama önlemleri geliştirmeye çağırmışlardı.
Doğu Anadolu Fayındaki depremler
Son elli yıl içinde DAF üzerinde meydana gelen büyük depremler ülkenin bu bölgesindeki sismik aktivitenin yüksekliği konusunda kuşkuya yer bırakmıyor. DAF üzerindeki gerçekleşmiş önemli depremlerden bazıları şunlar:
1. 1971 Bingöl Depremi
- Tarih: 22 Mayıs 1971
- Büyüklük: 6,8
- Etkisi: Bingöl'de büyük yıkıma neden oldu. 878 kişi öldü.
2. 2003 Bingöl Depremi
- Tarih: 1 Mayıs 2003
- Büyüklük: 6,4
- Etkisi: Bingöl'de büyük yıkıma yol açtı. 177 kişi öldü. Yıkılan bir okulun altında kalan onlarca çocuk kaybedildi.
3. 2010 Elazığ (Kovancılar) Depremi
- Tarih: 8 Mart 2010
- Büyüklük: 6,1
- Etkisi: Elazığ'ın Kovancılar ilçesinde meydana gelen depremde 41 kişi öldü.
4. 2011 Van Depremi
- Tarih: 23 Ekim 2011
- Büyüklük: 7,2
- Etkisi: Merkez üssü Tabanlı köyü olan 7,2 büyüklüğündeki deprem, 26 saniyede kent merkeziyle Erciş ilçesi başta olmak üzere birçok köyde büyük hasara yol açtı. 604 kişi öldü.
5. 2020 Elazığ (Sivrice) Depremi
- Tarih: 24 Ocak 2020
- Büyüklük: 6,8
- Etkisi: Elazığ ve Malatya’da yıkıcı etkisi oldu. 41 kişi öldü. Türkiye genelinde hissedildi.
6. 2020 Türkiye (Van)-İran (Hoy) Depremleri
- Tarih: 23 Şubat 2020 Ocak 2020
- Büyüklük: 5,8
- Etkisi: Türkiye-İran sınırında meydana gelen deprem, Van’da özellikle kırsal alanlarda yıkıma neden oldu ve 10’dan fazla can kaybı yaşandı.
7. 2023 6 Şubat Depremleri
- Tarih: 6 Şubat 2023
- Büyüklük: 7,7 ve 7,6 (art arda iki büyük deprem)
- Etkisi: Kahramanmaraş kırsalında iki merkezde meydana gelen depremler, Doğu Anadolu Fay Hattı'nda büyük yıkıma ve geniş bir bölgede can kayıplarına neden oldu. Resmi sayılarla 50 bini aşkın kişi öldü. Hatay ve Adıyaman çok ağır yıkıma uğradı. Eski Hatay hemen tamamen yok oldu. Çok geniş bir coğrafyada (Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Şanlıurfa ve Diyarbakır) kentlerin yıkılmasına yol açtı.
Bu depremler, Doğu Anadolu Fay Hattı'nın ne ölçüde aktif ve tehlikeli olduğuna ilişkin önemli bir deneyim ve sonuçlar ortaya koyuyor. Özellikle son yıllarda meydana gelen büyük depremler, bölgenin sismik açıdan diğer bölgelere göre daha fazla göz önünde tutulması gerektiği konusunda kuşkuya yer bırakmıyor.
Prof. Naci Görür'ün
"dinamit fıçısı"uyarıları
Öngörüleri ve değerlendirmeleriyle toplumda deprem duyarlığının gelişmesinde önemli katkılarda bulunan bilim insanlarından Prof. Dr. Naci Görür, Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF) ile ilgili son uyarısını 1 Ocak 2024'te Pülümür'de meydana gelen depremin ardından yapmış ve fay hattının kırılmaya hazır olduğunu ve 7'nin üzerinde büyük bir deprem üretme potansiyeli taşıdığını belirtmişti.
NTV’nin sorularını yanıtlayan Görür, Adıyaman-Hakkari arasında yer alan kentlere dikkat çekerek, "Bitlis-Zagros kuşağının harekete geçmesiyle yeni depremler olabilir" demişti.
En az 25 kentin fay zonları üzerinde olduğunu vurgulayan Görür, "Bir anlamda dinamit fıçılarının üzerinde oturan kentler [olduğuna]" dikkat çekerek "6 Şubat’ta Doğu Anadolu Fay zonu deprem üretti [...] orada artık büyük boyutlu bir depremin oluşmayacağı ortada” demiş ancak Adıyaman-Hakkari arasındaki kentler konusunda uyarıda bulunmuştu.
"Bitlis- Zagros kuşağına dikkat"
Görür'ün uyarıları şöyleydi:
“Adıyaman’ın özel bir durumu var. Doğu Anadolu Fayı, Adıyaman’a kadar geliyor. Tam Adıyaman yakınlarında Bitlis-Zagros bindirme kuşağıyla kesişiyor. Aslında o da bir tektonik zondur.
Bu DAF, 6 Şubat depremlerini ürettiği zaman bir kısım enerjiyi-muhtemelen yüzde 20 kadarını- bu Bitlis-Zagros bindirme kuşağına transfer etmiş olabilir. Bu demektir ki özellikle Adıyaman-Hakkari arasında yer alan kentlerde Bitlis-Zagros kuşağının harekete geçmesiyle yeni depremler olabilir.
O hatta büyük depremler üretebilecek potansiyeldedir. Adıyaman- Hakkari arasında Arap platformu üzerinde yani Bitlis, Urfa, Diyarbakır, Cizre, Nusaybin, Batman vs. gibi kentlerde depremler olursa benim için büyük bir sürpriz olmaz. Boyutu ve zamanını bilemiyorum."
Prof. Naci Görür, DAF üzerindeki kentlerle ilgili olarak "Hatay’dan başlayarak Bingöl- Karlıova’ya kadar büyük depremler olmuş, yıkılmış ve tekrar yapılmış. O yüzden özel zonlarda özel teknikler uygulamak [gerektiği]" konusunda uyarmıştı:
"Yerleşim alanları haline getirecekseniz kent planlamasını özel yapacaksınız. Buranın nüfusunu ona göre düzenleyeceksiniz. Kafanızın estiği, rantın öngördüğü gibi bina yükseltmeyeceksiniz. Yazık, bu ülkenin insanları devamlı ölmek zorunda değil. Devleti idare edenler bu işi bilmeli. Çözümleri ona göre geliştirmeli.
"En az 25 tane fay zonlarında kurulmuş, fay zonlarında oturan bir anlamda dinamit fıçılarının üzerinde oturan kentler var. Belki de bunlar artar. Bu kentleri biran önce deprem dirençli hale getirmek lazım.
"Sadece deprem zonlarına yakın diye değil, fay zonunun içinde oturuyor. Belediye başkanı kenti yönetiyor. O kentin fayın üzerinde oturduğundan bihaber… Böyle yönetim şekli olamaz. Belediye başkanları, bir kentte işe başladığı zaman önce kenti tehdit eden tehlikenin, yani fayın nerede olduğunu, enini, boyunu, derinliğini tekerrür periyodunu, özelliğini, kapasitesini bilecek."
Tehlikeyi bilecek ki, önlem alsın. Bildikten sonra tehlike gerçekleşirse; kentime nasıl zarar verir, kentimi oluşturan bileşenlere nasıl zarar verir onu araştıracak. Sonra deprem gelmeden önce zararı azaltma çalışmalarını yapacak ki, kent deprem dirençli olsun. Bilimi doğru kullanmak lazım, gereğini yapmak lazım. Söyleye söyleye bıktık artık."
(AEK)