Don Kişot Bisiklet Kolektifi’nin düzenlediği “Bisiklet ve Kent Çalıştayı” 21-22 Ekim 2017 tarihlerinde Tasarım Atölyesi Kadıköy’de (TAK) gerçekleştirildi.
Kadıköy Belediyesi Bisiklet Birimi, Sokak Bizim Derneği ve TMMOB Şehir Planlamacıları Odsı İstanbul Şube’nin desteğiyle gerçekleştirilen çalıştaya, İstanbul dışından Adana, Bartın, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, İzmir, İzmit ve Şırnak'tan yaklaşık 300 kişi katıldı.
Periscope aracılığıyla canlı olarak yayınlanan çalışkayın çalışma rapori ve sonuç bildirgesi yayınlandı. Çalıştayda yaılan sunumların kitaplaştırılması, çalıştayın her yıl tekrarlanması, diğer kentlerde benzer çalışmaların yapılması ve üniversitelerde küçük forumlar düzenlenmesi gibi kararlar alındı.
İpek Saraç: “Bisikletli kadın olmanın hala zorlukları var”
Şehirlerde bisikletin yaygınlaşması, gündelik yaşantıda bisikletin bir ulaşım aracı olarak kullanımının arttırılması ve bu bağlamda bisikletçilerin yan yana getirilmesinin hedeflendiği çalıştayda, sekiz başlıkta sunuş yapıldı.
İlk günün son sunuşu olan “Bisikletli Kadın Olmak” bölümünde İpek Saraç, karakter, estetik ve inatçılık açısından kadın ve bisikleti birbirine benzetti.
Son yıllarda kadınların bisikletle yollarda daha rahat olmasına rağmen hala kadın bir bisikletçi olmanın zorluklarının olduğunu belirten Saraç, kişisel antrenman deneyimlerini katılımcılarla paylaşarak sunuşuna son verdi.
Hukuk ve medya
“Bisikletin Hukuku" bölümünde Aysu Melis Bağlan bisikletin hukuki dayanağı, bisikletçinin yasal hakları ve yerel yönetim örneği olarak Kadıköy Belediyesi ile yaşanan süreci ve uygulamaları aktardı.
“Bisiklet ve Medya” bölümünde Bağış Erten ana akım medyanın dünü, bugünü ve bu değişimdeki kırılma noktalarından bahsetti.
Bisikletin bu medya organlarında hak ettiği değeri görmediğini vurgulayan Erten, bu durumun değişmesi için gündelik yaşamda daha fazla bisikletçinin görünür olması ve bu bisikletçilerin kendi hikâyelerini yaratmaları gerektiğine değindi.
Bisiklet ve sağlık
“Bisiklet Kalp Dostudur” bölümünde Prof. Dr. Ali Serdar Fak, kalp ve damar hastalıklarıyla mücadelede bisikletin katkısından bahsederken, dört mevsim bisiklete binen, işe bisikletle giden kişilerde kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskinin gözle görülür derecede azaldığının altını çizdi.
Benzer bir durumun kanser hastalığı için de geçerli olduğuna değinen Fak, haftada en az 3 gün, her defasında en az 45 dakika, düzenli ve kesintisiz hareket etmek gerektiğinden bahsetti.
Bisiklette ve bisikletle engelleri aşmak
İkinci günün ilk sunuşu olan “Bisiklet Dostu Kent Tasarımı” başlığında Arzu Erturan ve Doç. Dr. Kevser İsmet Üstündağ birlikte oturumu sunarken, bisiklet dostu bir kent tasarımının önemli olduğunu, ancak asıl çözümün yeni bir insan tasarımında yattığını söylediler.
İstanbul’da yaşayan 14 milyon vatandaşın sadece beş milyonu ehliyet sahibiyken ve bu kişilerin sadece 3,8 milyonunun taşıt kullandığını, geriye kalan 11 milyonun toplu taşıma kullanan vatandaşı mağdur etmekte olduğunu anlattılar.
Yol ve köprü yapımının dünyanın hiçbir yerinde ulaşım sorununa çözüm olamadığını belirten Erturan ve Üstündağ, bisikletin bu konuda ciddi bir alternatif olduğunu belirttiler.
Engelli Hakları Forumu’ndan Mahmut Keçeci, “Erişilebilirlik” sunuşunda, sorunun sadece engelliler için değil; yaya, bisikletli, çocuk arabalı her kişinin sorunu olduğunu belirtti.
Devletin açtığı yarayı tedavi etmek yerine, yaralıyı cezalandırdığını belirten Keçeci, sorunun sadece sağlık sorununa indirgenmesinin çözüm olmadığını, milyonlarca engellinin evlerine hapsedildiğini söyledi.
Keçeci, motorlular duraksamadan yol alabilsin diye yayalar yolun altına veya üstüne yönlendirilirken, bu noktada bisikletlilerin zorluk yaşadığını belirterek “Ya hepimiz engelliyiz ya hiç birimiz engelli değiliz” sözleriyle sunuşunu sonlandırdı.
Murat Sevinç: Muhalif bir ulaşım aracı
“İki Teker Üzerinden Dünyaya Bakmak” sunuşunda Murat Sevinç, bisikletin icat edildiği 19. yy. sonlarından bu yana sadece ulaşım aracı olarak değil muhalif bir hareketin içinde de yer aldığını belirtti.
Hayatta her şeyin politik olduğunu belirten Sevinç, “Bugünkü yaşamımız politik bir ağrı içindedir ve biz bunun içinde yaşıyoruz. Ulaşımda politik bir tercih olansa araba yerine bisikleti kullanmaktır” şeklinde sözlerine devam etti.
Günümüzde süreci sağlıklı okuduğumuz takdirde bisikletin önümüzdeki süreçte daha da yaygınlaşacağını belirten Sevinç, bunun işaretlerine rastlayabileceğimizi söyledi.
Sevinç, konuşmasının son kısmında kendisinin bisiklete başlama hikayesine de değinirken, sürecin aslında yürümek fikriyle başladığını daha sonra bu fikrin bisiklet sürmeye evrildiğinden bahsetti. Bisiklete başlamış olmanın, kendisindeki etkilerine de değinerek sunuşunu sonlandırdı.
Bir aktivizm aracı olarak bisiklet
Çalıştayın son sunuşu olan “Bir Aktivizm Aracı Olarak Bisiklet” bölümünde ise, Don Kişot Bisiklet Kolektifi adına Emre Tepe, Merve Vardar ve Gürhan Güven birer sunuş gerçekleştirdiler.
İlk olarak sunuş yapan Emre Tepe, sokakların dili, anlamı, kamusal alanlarda var olmak ve müştereklere sahip çıkmanın önemini vurguladı.
İkinci sunuşu yapan Merve Vardar ise, aktivist bir kadın bisikletçi olarak bisiklet sürücülerin hukuki haklarının bile aslında uygulanır olmadığını, belediyelerin bisiklet yollarını süs ve reklam çalışması olarak yaptığını söyledi.
Trafikteki motorlu taşıt kullananların şiddet ve yabancılaşmayla hayatlarına devam ettiğini söyleyen Vardar, bisikletçilerinse genellikle birbirlerine selam veren, sempatik, farkındalığı yüksek ve şiddetsiz bireyler olduğunu belirtti.
Son olarak söz alan Gürhan Güven, dünyada tecrübe edilmiş bisiklet aktivizm hareketlerinde bahsederken, “Bike Chic, Bike Hack, Bicycle Kitchen ve Critical Mass” hakkında detaylı bilgilendirme yaptı.
Güven, aktivizm odaklı bisiklet gruplarının ortak özelliklerinin de, yatay olmak, lidersiz olmak, bir fiziki alana tıkılmamak, şiddet içermemek, doğrudan olmak, eşitlikçi, paylaşımcı, çevreci olmak, küreselleşme karşıtı olmak, vegan/vejetaryen olmak, homofobik olmamak, estetik bir biçimde politik olmak şeklinde özetlenebileceğini belirtti.
Çalıştay her sene tekrarlanacak
Çalıştayda sunumların yanı sıra serbest kürsü ve forum da yapıldı.
Çalıştayın serbest kürsü kısmında gündelik deneyimlere, özellikle de bisiklet yollarının yetersizliği ve kullanışlı olmamasına değinilirken forum kısmında ise bisikletlilerin yan yana durmasının önemi vurgulandı ve ekip sürüşlerinin tekil sürüşlere nazaran daha güvenli ve farkındalığının daha yüksek olduğu aktarıldı.
Çalıştayın sonunda birtakım kararlar alındı ve bu kararlar kapsamında görevlendirmeler yapıldı.
Bu kararlar kapsamında; sekiz sunuş başlığına paralel olarak çalışma grupları oluşturulacak ve bu çalışma gruplarının bir ay içerisinde hazırlayacakları deklarasyonlar ile bir kitap çıkartılacak.
Çalışma gruplarının çıkartacağı kitap ücretsiz olarak yayınlanacak, basılı ve dijital formatı en yaygın dağıtım alanına sunulacak.
Çalıştay boyunca çekilen görüntüler en hızlı şekilde internet ortamında yaygınlaşacak.
İstanbul’daki üniversitelerde bu çalıştayın daha küçük formları yapılacak.
Çalıştay her sene tekrarlanacak ve gelişmeler gözlemlenecek. (BC/HK)