Plaze de Mayo Anneleri'nin mücadelesinin gelişim sürecini aktaran Merono, "Yaşamın her alanında mücadele etmek gerekiyor. Buna inanıyoruz ve yerimizi alıyoruz." dedi.
- Önce sizi tanımak istiyoruz...
Mercedes de Merono: Şunu belirtmek istiyorum. Ben rejim tarafından kaybettirilen 3 çocuk annesi kızımın soyadını kullanıyorum. Plaze de Mayo Anneleri örgütlenmesinin sekreteriyim. Arjantin'de bu anneleri kucaklayan pek çok kurum var.
- Sokağa nasıl çıktınız?
De Merono: Çocuklarımız kaybolduğunda ilk olarak tek tek sokağa çıktık. Tepkimiz daha çok bireyseldi ve duygusal davranıyorduk. Giderek aramızda dayanışma gelişti. Birbirimizi sahiplendik. Önce kaybolan çocuklarımızın ismini başörtülerimize işledik. Sonra da gördük ki, birey olarak hareket etmekle bir şeyi kurtaramadık. Birlikte hareket etmenin, tepkileri ortaklaştırmanın, birleşik bir mücadele cephesini açmanın gereğini kavradık. Artık baş örtülerimize de "30.000 Kayıp Annesi" sözünü işliyoruz.
- Örgütlenmenizi nasıl geliştirdiniz?
De Merono: Mücadelenin ilk döneminde kiliselere, devlet kurumlarına gittik, hukuki yolları zorladık. Kaybolan evlatlarımızın akıbetini devlet bizden daha iyi biliyordu. Biz devlet kurumlarına ve yetkililere başvurduğumuzda bizimle alay ettiler. Bize güldüler. Anladık ki, biz kayıp yakınları yan yana olduğumuzda birbirimizi anlıyor ve rahat ediyorduk. Bundan hareketle örgütlenmeye başladık. Başkaca insan hakları örgütlenmeleri vardı. Onlar da bizlerle yeterince ilgilenmediler. Plaza de Mayo Meydanı'na gitmemizi söyleyen Asusena ismindeki kayıp annesiydi. Sonra bu anne de kaybedildi. Kaybını arayan toplam 3 anne da kaybedildi. Buna karşın mücadeleden vazgeçmedik. Bir kayıp annesi olan Estel de yoğun işkencelerden sonra kaybedildi.
- Cumartesi Annelerini tanıyor musunuz?
De Merono: Evet. Tanıyorum. Bizdeki Perşembe Annelerinin Türkiye'de Cumartesi Anneleri olarak isimlendirildiğini biliyorum. Bunlar simgedir. İsrail'deki barış anneleri, Filistinli kayıp anneleri ve intifada kadınlarını tanırım. 1993'de Paris'te birçok ülkenin annelerinin katıldığı, "Uluslararası Mücadele Eden Kadınlar Konferansı"na katıldım. Birçok ülkeden gelen kadınlarla tanıştım. Ülkenizdeki savaş mağduru anneleri tanıdım. Mafyaya, uyuşturucuya karşı mücadele eden kadınları tanıdım. Bu organizasyonda Brezilyalı anneler de yer almıştı. Bizim örgütlenmeden bazı arkadaşlar İstanbul'a geldiler. Galatasaray'da Cumartesi Anneleri oturma eyleminde saf tuttular. Başkanımızın anlatımlarından Cumartesi Annelerini tanıyorum. Cumartesi Annelerine önerilerimiz de olmuştu. Plaza de Mayo Anneleri birçok ülkede nerede gerekiyorsa orada yerini alıyor artık. Yugoslavya savaşı olduğunda oradaydık, bombalara karşı bedenimizi siper ettik. Yaşamın her alanında mücadele etmek gerekiyor. Buna inanıyoruz ve yerimizi alıyoruz. Peru'da, Japon elçilikleri ablukaya alındığında biz oraya da gittik. Ancak tüm gerillalar öldürüldü. Peru'daki tutsaklarla ilgilendik. Tutsakların yaşam koşulları çok kötü. Yerin üç kat altında yaşıyorlar. Onlarla da ilgilendik.
- Bizim aracılığımızla son olarak söylemek istediğiniz?
De Merono: Önce kendimizi değişip dönüştürmeliyiz. Bunu çocuklarımızdan öğrendik ve yaşamımızı feda etmesini bilmeliyiz. Adanmış bir yaşamdır artık benimki. Düşmanın kim olduğunu doğru bilmeliyiz. Doğru düşünceleri ısrarla savunarak, geri adım atmadan, hep ileriye yürüyerek mücadele etmeliyiz. Kaybedilen her savaşta yenilebilirsin. Savaşan kaybedebilir, savaşmayan zaten kaybetmiştir. (BB)