Akın Birdal, "Türkiye'de, bölgede ve dünyada insan hakları ve halkların geleceği açısından önemli bir süreç yaşanıyor, FIDH'de bu sürece katılmam konusunda istek doğdu ve ben de görevi kabul ettim" diyor.
FIDH için SDP'den ayrılma zorunluluğu
Akın Birdal, SDP Genel Başkanlığı sürecini "İnsan hakları hareketi içinde yapmak istediklerini siyasi platformda, bir anlamda kışkırtıcılık rolü oynayarak yapmak istedik" diye açıklıyor.
Birdal, "Demokratik güçlerin birliğinin sağlanması ve muhalif demokratik çevrelerin çalışmalarını, programını ve iradesini ortaklaştırmayı amaçlamıştık, bu yolda da adım atıldı; şimdi bunu ileriye taşımak gerekir" diyerek SDP misyonunu özetliyor.
SDP başkanlığı ile FIDH temsilciliğinin bir arada götürülmesinin insan hakları alanında mevcut evrensel normlar açısından olanaksızlığını vurgulayan Birdal, FIDH'de çalışmak için parti genel başkanlığından ayrılmasının zorunlu olduğunu söylüyor:
"Bir siyasi parti başkanı olarak bir odada kalmak zorundasınız. Halbuki insan hakları konusunda çalıştığınız zaman herkese eşit mesafede olmanız gerekiyor. Çünkü insan haklarının temel itisi, temel öznesi 'herkes'tir.
Kuşkusuz bu 'herkes'in insan hakları savunucuları için, aynı zamanda sol, demokratik ve sosyalist çevrelerin öncelikleri vardır. Bu da ezilenlerden, emekçilerden yana bir önceliği ortaya koymaktır."
Karar 28 Mart seçimlerinden önce
Akın Birdal, SDP başkanlığından ayrılmasının yerel seçimlerde Demokratik Güç Birliği'nin aldığı sonuçlarla ilişkisi olmadığını ifade ediyor:
"Ben FIDH'nin 2-6 Mart tarihindeki kongresine gitmeden önce istifamı vermiştim.Ama yerel seçim öncesi böyle bir ayrılmanın kamuoyunda değişik biçimlerde yorumlanacağını dikkate alarak arkadaşlarımız başvuruyu ertelediler ve önceki gün yürürlüğe koydular."
FIDH'nin çalışma alanı
Latin Amerika, Afrika, Orta Doğu, Avrupa ve Uzak Doğu'daki ülkelerde 142 üye derneği olan Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu'nun Birleşmiş Milletler'de danışmanlık statüsü var. Federasyon, BM Genel Kurulu'na gözlemci ve konuşmacı olarak katılabiliyor.
Akın Birdal, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu'nun amacını şöyle anlatıyor:
* Özellikle soğuk savaş sonrası ve yeni dünya düzeninde neo-liberal politikalara karşı ve bunun getirdiği hem kişisel, hem siyasal, hem de ekonomik,toplumsal ve kültürel hakların kullanılması yolunda bir mücadele sürdürüyor.
* Şimdi 11 Eylül saldırısından sonra ABD'nin emperyalist emellerinin küreselleşmesine karşı, demokrasinin, insan haklarının, özgürlüklerin küreselleşmesini önüne koyuyor. Ve ABD'nin "güvenlik mi, özgürlük mü" ikilemi karşısında özgürlükleri esas alan bir yerden çalışmasını yürütüyor.
Akın Birdal, federasyon adına Türkiye ve Orta Doğu'da çalışma yürüteceklerini, çalışmanın Türkiye'de başta İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan hakları Vakfı (TİHV) başta olmak üzere kurum ve kuruluşlarla birlikte yürütüleceğini söylüyor:
Kısa vadede hedef
"Federasyon Genel Kurulu'nda 4 proje sunduk. Öncelikle Türkiye, Kıbrıs ve Irak çerçevesinde düzenlenecek etkinliklere dair prensipte anlaşıldı. Çok kültürlülük ve barış temelinde hazırladığımız projeler Haziran'ın başında uluslararası büroda düzenlenip karara bağlanacak." (YS/BB)