"Ve birdenbire kafama dank ediyor: Her şey bitti, bitti. Hıçkırarak, bu sabah beyefendi polisin arasında ilerliyorum. Yürüyorum, itaatkâr, uyuşmuş ve altüst olmuş bir halde...hıçkırarak... yine de düşünüyorum bir yandan: Kendimi toparlamak istiyorum. Pes etmek istemiyorum. Özgür kalacağım. Tek istediğim biraz soluklanmak. Bir dakika. İki dakika. Her şeyi deneyeceğim, en kurnazcasını bile."
Dada akımının kurucularından Emmy Hennings, Kor Kitap tarafından Türkçe'ye çevirilen "Hapishane" adlı kitabında, tutuklandığında neler hissettiğini bu cümlelerle ifade ediyor.
* Hapishane kitabının Almanca orijinal baskısı (dada.lib.uiowa.edu)
"Hapishane" otobiyografik bir roman. Kitap "kapatılmanın" insanlar üzerinde ne tür etkiler bıraktığını, çok yalın ve basit bir ifadeyle anlatıyor. Kitabın her satırında, Hennings'in "kapatılma" karşısında hissettiklerini, ruh halinde ne tür değişimler yarattığını görmek mümkün. Ama Emmy Hennings sadece kendi ruh halini değil, 1900'lerin başında Almanya'nın emekçi sınıflarından mahpus kadınların hikayelerini de aynı yalınlıkta anlatıyor.
* womeningermanexpressionism.com
Emmy Hennings, 1885 yılında Almanya'da dünyaya geldi. İlk evliliğinin ardından Hugo Ball ile evlenen Hennings, Ball ile birlikte Dada akımının kurucularından biri olarak anılıyor. Ünlü bir kabare yıldızı olarak da nam salmış olan Emmy Hennings, sahne almak için bir süreliğine Almanya'dan Paris'e gitmeyi planlarken kaçma şüphesiyle tutuklanıyor. "Hapishane" bu süreci her ayrıntısına inecek tarzda anlattığı ilk romanı Hennings'in.
* houseofswitzerland.org
Hennings, hapishanedeki renksizliğe inat, gördüğü her ayrıntıyı ve rengi anlatıyor bu kitapta: "Bugün gardiyan tarafından zemin kattaki bir odaya götürüldüm. Burası muhtemelen sekreterlikti ama tam emin dğeilim. Ne zaman hücremden çıkarılsam heyecana kapılıyorum. Geri döndüğümdeyse neredeydim, kaç basamak çıktım diye düşünüp duruyorum ve değişiklikten yeterince zevk almadığım için kendime kızıyorum."
Değil mi ki geçen aylarda, 30 yıllık mahpusluğun ardından tahliye olan yazar Mizgîn Aydin, "Cezaevinde mevsimler yoktu, bundan dolayı dört mevsimin kokusunu özledim" diyordu.
* Hugo Ball (İsviçre Edebiyat Arşivi /SLA, Bern)
20. yüzyılın en önemli yazarlarından Hermann Hesse'nin "günümüzün en gerçekçi ve etkileyici kitaplarından biri" olarak nitelendirdiği "Hapishane"nin yazarı Emmy Hennings, girişte de bahsettiğimiz gibi Dada akımının kurucularından biri. Hennings, 1915'te bir kez daha tutuklanıp üç ay sonra cezaevinden çıktığında, I. Dünya Savaşı'nın yarattığı şartlar nedeniyle Hugo Ball ile birlikte Zürih'e göç edip Cabaret Voltaire'i kurar. Burası Dada akımının temellerinin atıldığı bir yer olacaktır. Marcel Janco, Tristan Tzara, Georg Janco gibi dönemin ünlü isimlerin de uğradığı bir yerdir burası.
"Hapishane" Hennings'in ilk romanı olmakla birlikte kendisi daha önceleri şiir de yazıyordu. Şiirleri 1911'den başlayarak Die Aktion, Der Revoluzzer, Die Neue Kunst gibi zamanın önde gelen dergilerinde yayınlanmış, bir şiir kitabı Leipzig'deki ünlü yayınevi Kurt Wolff tarafından basılmış.
Tutsaklık, hastalık, ölüm, hastaneler, kabareler, sokaklar, uyuşturucu, şiirlerinde işlediği konuların başında geliyor.
Çağla Vera Kılıçarslan'ın Almanca'dan Türkçe'ye çevirdiği kitap, Emmy Hennings'in hapishane'den çıktığı an duygularını anlattığı bölümle sonlanıyor:
"Saat dördü yirmi geçe, birkaç hafta önce buruk bir kalple içinden geçtiğim kapının önünde duruyorum...Elimde, cezamı çektiğimi yazan bir kağıt parçası var. Kağıdı, insan yüklü bir faturaya nasıl muamele ediyorsa, aynı itinayla cebime yerleştiriyorum. Bulutlu bir gün, alacakaranlık ve soğuk. Hangi yöne sapmam gerektiğini bilmiyorum ama bu hiç önemli değil.nasılsa bir yerlere varacağım."
(FD/SD)