Binbir: Hukuk erkek egemen
İzmir Kadın Hukukçular İnisiyatifi'nden Sevgi Binbir, "Eğer tepkiler olmasaydı, AKP hükümeti bu yasa taslağından vazgeçmezdi. Halil Ürün bu konuda çok iyi bir örnek oldu" diyor.
Binbir, AKP'nin tepkilere ve tüzüğüne rağmen Ürün'ü hala ihraç etmediğini söylüyor.
Kadın örgütlerinin yükselen tepkilerinin AKP hükümetiyle ilgili olmadığını da söyleyen Binbir, hukuktaki erkek egemen bakışa gönderme yapıyor.
"Kadın örgütlerinin yeni TCK 96. maddenin kaldırılmasıyla ilgili talepleri AKP ile ilgili değil. Hukukun kendisi çok erkek ve erkek egemen bakışlı. O nedenle yerleşik değerlerin korunması asıl.
"Aile çok kutsal kabul ediliyor. Bu nedenle de yasanın değişmesi talepleri hakimlerden geliyor."
Tepkiler olmasaydı tasarı geri çekilmezdi
Binbir, "Bir tokadı şiddet olarak değerlendirecek miyiz? Yoksa tokadı sindirip içselleştirecek miyiz?" diye soruyor.
Binbir, kamusal alandaki kadına yönelik şiddetin görünür olduğunu, ancak aile içi şiddetin görünmediğini belirtiyor.
"Yeni TCK yasasıyla ilgili kadınlar yoğun mücadele verdiler ve bir kısım haklar elde ettiler. Yargıdan ve yasadan gelen talepler üzerine, hükümetin şimdi geriye dönüş isteği var.
"Hak mücadelesi verenler korunan değerin neler olması gerektiğini çok iyi bildiklerinden seslerini yükseltiyorlar. Ancak yine de kadınların hakları görülmüyor. Yasal değişikliklerle kadınların hakları görünür hale gelsin."
Aslolan şiddetin önlenmesi
Binbir, yasal değişikliklerin yapıldığını ancak yine de uygulamada zorluklarla karşılaşıldığına dikkat çekiyor. Aslolan değerin şiddetin önlenmesi ve kadının korunması değeri olduğunu söyleyen Binbir devletin böyle bir yükümlülüğü olduğu düşüncesinde.
"Yargıyla; hakım ve savcılarla karşı karşıya kaldığımızda aslolan kadına şiddetin önlenmesi değil ailenin korunması oluyor. 'Ne yaşarsanız yaşayın ama evliliğinizi devam ettirin' deniyor. Bunun en temel örneğini Halil Ürün'de gördük. Şikayete bağlı olmaması kadınlar açısından avantaj. Bu bir değer. Tercihimiz, mücadele ettiğimiz değerin yükselmesi doğrultusunda, geriye alınması değil."
Yeni TCK ve tasarıda yapılmak istenenler
"TBMM Adalet Komisyonu'nda Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin" tasarı için AKP'li Hakkı Köylü'nün başkanlığında oluşturulan alt komisyon, özellikle kadın örgütlerinin karşı çıktığı düzenlemeyi görüşmüştü.
Yeni TCK'da "kasten yaralama suçu, üstsoya, altsoya, eş veya kardeşe karşı işlenmesi" durumunda iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörülmüştü.
Hükümet, hakim ve savcıların "aile içinde en ufak bir sorun olsa, biri birine tokat atsa ve sonra da uzlaşma sağlansa bile soruşturma açılıyor, iş yükümüz artıyor" dediklerini ifade ederek, yasada değişiklik yapmayı öngören tasarı hazırlamıştı.
Şiddetin suç kapsamına alınması
Bu tasarıyla aile içi şiddet "şikâyete bağlı suç kapsamına" alınırken, verilecek cezanın üçte birinden yarısına kadar artırılması hükme bağlanıyordu.
Tasarıya karşı çıkan kadın örgütleri, aile içi şiddetin şikâyete bağlı suç kapsamına alınmasının kadın ve çocuklara yönelik şiddeti artıracağını, baskı altındaki birçok kadının şikâyet edemediği için kötü muameleye maruz kalmaya devam edebileceğini söylediler. (AD/EÖ)