* Tüm insanların, insan onuruna sahip olmak bakımından eşitliği, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin 1. maddesinde yazılıdır.
* İnsanlar, tutuklu ya da hükümlü statüsünde olduklarında da insan onuruna uygun muamele görme hakları vardır. Tutuldukları koşullar ve görecekleri muamele insan onuruna aykırı olamaz.
Tecrit insan onuruna aykırı
* İnsanın tecrit edilmesi, insan onuruna bir saldırıdır. Tecrit, bir tür işkencedir.
* Bazı insanları, "yüksek güvenlik" önlemli diye nitelendirdiğiniz cezaevlerinde tutabilirsiniz. Bizi, insanları "yüksek güvenlikli cezaevlerinde" hangi koşullarda tuttuğunuz ilgilendiriyor. Bu koşullar, hakların ve özgürlüklerin özünü zedeliyorsa, itiraz ediyoruz. Tecrit, en başta insanın sosyal varlık olması gerçeğinin reddidir. Reddediyoruz.
* Tutuklu ve hükümlüler, aç kalmak suretiyle hak arama yoluna gidiyorlarsa, bu durumda yapılması gereken, aç kalarak hak arama hissiyatını ortadan kaldırmaktadır.
* Bin yılın açlığında tutuklu ve hükümlüler, koşullarına işaret ediyorlar ve bu koşullar biliniyor: Tecrit.
Tecrite karşı diyalog
* İlk ve çözücü adım, tüm kamuoyunun birleştiği bir adımdır: Diyalog.
* Diyalog varsa, tecrit yoktur. Tecrit varsa, diyalog zaten yoktur.
Adları Ayşe'ydi, Ahmet'ti, Mehmet'ti
* Bin yılın açlığı üzerine söylenecek söz kalmadı. İnsanları sayılarla ifade etmek istemiyoruz. Adları Ayşe'ydi, Ahmet'ti, Mehmet'ti. Ellerinden uçup gittiler, annelerinin... Toplumun elinden... Türkiye toplumu bu ağır travmayı nasıl kaldıracak, bilemiyoruz.
* Biz yine de o anahtar sözcüğü, her şeye rağmen, ısrarla telaffuz ediyoruz: Diyalog. (BB)