Barış Derneği, saat 12:30'da, "Irak'taki emperyalist işgali kınamak, Türkiye'nin işgale ortak olmasını engellemek ve direnen Irak halkının yanında olduklarını haykırmak için" Galatasaray Postanesi'nin önünde toplanıyor.
İstanbul'da, İnsan Hakları Derneği, Taksim'de yürüyüş düzenleyecek. Saat 13:00'te Fransız Konsolosluğu önünde toplanılacak, buradan Galatasaray'a yürünecek.
1 Eylül günü ikinci etkinlik, Dünya Kadın Yürüyüşü İstanbul Ağı tarafından yapılacak. Saat 18:30'da Taksim Tünel'de bir araya gelecek olan kadınlar, buradan Galatasaray'a yürüyerek, "Barışa el ver" diyecek.
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (Küresel BAK), akşam saat 20:00'de, Beşiktaş İskelesi'nde basın açıklaması yapacak.
Sevgi-Der de Küçükköy'deki Eftalya düğün salonunda şenlik düzenleyecek.
Soğancı: Barış içinde bir Türkiye istiyoruz
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Genel Başkanı Mehmet Soğancı, Barış Günü'nü kutlama mesajında, "Küresel eşitsizliğin yarattığı yoksulluk, yoksulluğun getirdiği açlık, açlığa eklenen savaş ve çatışmalar, olağan bir duruma geldi" dedi; ABD'nin Irak işgaline, anti-terör yasalarına, Kürt sorununa dikkat çekti.
Soğancı, mesajını şöyle bitirdi:
"Biz, şiddet ve baskı politikalarında ısrar edenlerin, çok kimlikli çok kültürlü bir toplumsal modeli dışlayarak, barışın kalıcı hale getirilmesinden kaçınanların, iç ve dış politikada, gerilim yaratmaktan medet umanların, demokratikleşmeyi AB ile pazarlıkların sınırında tutup, hak arama mücadelesini anti-demokratik olarak görenlerin, yasal düzenlemelerdeki gelişmeleri bile hayata geçirmeyenlerin, barışın önünde en büyük engel olduğunu biliyoruz.
"Biz, barışın, demokrasinin ve insan haklarının yerleşmediği bir ülkede emekçilerin haklarının korunmasının olanaklı olmadığını da biliyoruz.
"Biz, bütün dünyada ekilen nefret tohumlarına, halklar arasında yaratılan düşmanlığa karşı barış istiyoruz, bölge halklarıyla dostluk ve kardeşlik içinde yaşamak istiyoruz, halkların kültürel ve insani haklarına saygı gösterilmesini istiyoruz.
"Biz, yayılmacı ve teslimiyetçi bir dış politika izlemeyen, savaşa, işgale ve talana ortak olmayan, demokratik, sosyal hukuk devleti niteliğine sahip, kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, görüşü ne olursa olsun, eşit haklara sahip yurttaşlar olarak yaşayabileceğimiz, ülkemizin ve toplumumuzun bir daha savaş ve şiddeti yaşamaması için öncelikle demokratikleşmeye yönelik çözümlerin benimsendiği, bağımsız, demokratik ve barış içinde bir Türkiye istiyoruz.
Evet, biz biliyoruz: Başka bir yaşam mümkün! Başka bir dünya mümkün!"
DİSK: Kalıcı barış kalıcı demokrasiyle sağlanır
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) yönetim kurulu da, "Kürt sorunu, Irak'ta yaşanan vahşet ve Filistin'de yaşananlar, barışın önünde koca bir engel olarak duruyor" dedi.
12 Eylül'ün izlerinin de silinemediğine dikkat çeken DİSK, "Emekçilerin örgütlenme, toplu sözleşme ve grev hakkı 12 Eylül zincirleriyle kuşatılmış halde duruyor. İyi bilinmesi gerekiyor ki, dünyanın neresinde olursa olsun, iş, ekmek, özgürlük olmazsa, barış da olmaz" dedi.
Dev Maden-Sen: Barış için mücadele insanlık mücadelesidir
Dev.Maden-Sen Genel Başkan Vekili Tayfun Görgün de, açıklamasında, "İnsanlık barış içinde yan yana kardeşçe yaşamayı arzularken, dünyanın efendileri, emperyalist savaş tacirleri buna izin vermiyor. Onlar dünyada varolan zenginlik kaynaklarını ele geçirmek ve istedikleri gibi yönetmek için yeryüzüne egemen olmaya çalışıyorlar. Egemen olma savaşında insanlığa karşı her türlü yöntemi kullanıyorlar" dedi.
"Afganistan ve Irak İşgal altında, İran ve Suriye ise sürekli tehdit ediliyor" diyen Görgülü, İsrail'in Filistin işgaline ve Kürt sorununa da dikkat çekti:
"Adı konulup ta gereği yapılmadığı için kanayan ve gittikçe kangrene dönüşen "Kürt sorunu" çözülmediği sürece barut fıçısı gibi Ortadoğu'nun bir parçası olmaya devam edeceğiz. Bu sadece insan yaşamını değil, aynı anda ekonomik kaynakların ziyanına ve yoksulluğun artmasına neden olmakta, demokratik hak ve özgürlüklerin kullanımını da olumsuz etkilemektedir."
EMEP: ABD ve emperyalist güçler, barışı tehdit eden asıl güçler
1 Eylül Dünya Barış Günü ile ilgili olarak bir açıklama yapan Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel, "Dünya'ya yayılmış askeri gücü ile kendi kurallarını kabul etmeyenleri işgal etme hakkını kendinde bulan ABD ve onun gibi emperyalist güçler, dünya barışını tehdit eden asıl güçlerdir" dedi.
"Bütün dünyanın işçileri, emekçileri, mazlum halkları ve onları bir parçası olan ülkemiz halkları, Türk ve Kürt işçi ve emekçileri ise yıllardır yana yakıla barış ve kardeşlik istemektedir."
Tüzel, bütün dünyada yağma, baskı ve şiddetin yoğunlaştığını söyledi, Küba ve Venezüella'ya dikkat çekti:
"ABD'ye ve onun bütün terörist politikalarına karşı direnen ve son zamanlarda halkçı ekonomi programlarıyla atılım içerisine giren Küba'yı ve Venezüella halkını selamlıyoruz."
Tüzel, Kürt sorununa dair barışın önünü açmanın zor olmadığını dile getirdi
"Kürtlerin eşit haklara sahip olmasını, barış ve kardeşlik çizgisini, demokratik talepleri terör söylemi ile bastırmaktan vazgeçmek gerekir, Halka güvenmek, emperyalistlerin ipinden kurtulmak ve halkın sözünü, taleplerini, duygularını dinlemek gerekir. Operasyonları durdurmak ve bir siyasi genel af çıkarmak gerekir. Bunu da ancak, bu mesele bizim sorunumuzdur diyen, bu topraklarda yıllardır barış isteyen Türk ve Kürt işçileri, emekçileri, gençleri, aydınları olarak ülkemizin mücadeleci güçleri yapabilir." (TK)