Halkların Demokratik Partisi (HDP) sözcüsü Ayhan Bilgen, grup toplantısında konuştu.
Tutuklu bulunan milletvekilleri, belediye başkanları, gazetecileri, akademisyenleri ve avukatları selamlayarak konuşmasına başlayan Bilgen, Maraş katliamı ve 19 Aralık “Hayata dönüş operasyonu” katliamının yıldönümü olduğunu hatırlattı.
Bilgen’in konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Yargıdan kim kaçıyor?”
“Kasım ayının başından bu yana, Hükümet, tutuklanan milletvekillerimizle ilgili adeta bizi suçlayan söylemler geliştiriyor.
“Sadece 17-25 Aralık’ta yargıdan kaçırdıklarını hatırlasalar, kendi bakanlarını yargılatmamak için nasıl bir yaklaşım içine girdiklerini söyleme cesaretini gösterseler, yargıdan kimin kaçtığını herkes net bir biçimde görecek.
“Suç işlemekten vazgeçin”
“Anayasa Mahkemesi net bir karar verdi, ‘Milletvekilleri tutuklu yargılanamaz’ dedi.
“Biz kimseden lütuf beklemiyoruz, himmet beklemiyoruz, özel bir jest istemiyoruz. Sadece suç işlemekten vazgeçin.
“Biz yargıdan korkmuyoruz. Ne ifadeye zorla götürerek ne tutuklayarak bizi inandığımız değerlerden vazgeçiremeyeceksiniz.
“O zaman yol yakınken dönün. İşi inatlaşmaya, rehine siyasetiyle pazarlığa açık hale getirmeyin. Hukuksuzluğa son verin.
“Bir kişinin hayatı 10 bin 100 TL”
“Rusya Büyükelçisi'ne saldırıdan sonra, Türkiye’nin güvenlik politikalarını baştan tartışmak gereği doğuyor.
“Bakın, yeni bir karar var; Gezi eylemlerinde hayatını kaybeden Ethem Sarısülük’ü vurduğu sabit olan, öldürdüğü bilinen polis, 10 bin 100 lira para cezasına çarptırıldı.
“Bu kararla, Türkiye’de polise nasıl bir hareket alanı tanındığı, polisin nasıl bir keyfi davranma hakkına sahip olduğu bir kez daha tescillenmiş oldu. Bir kişinin hayatının 10 bin 100 lira karşılığında katilini serbest bıraktı.
“Müjgan Ekin yaklaşık iki aydır kayıp”
“Yaklaşık iki aydır bir kayıp vakasıyla karşı karşıyayız, bir gazeteci; Müjgan Ekin.
“Bu gazetecinin, ailenin çok yoğun çabası, neredeyse devletin görevini yerine getirircesine araştırması sonucunda ortaya çıkan net fotoğrafları var.
“Ankara’da, şehrin göbeğinde Müjgan Ekin’in bindiği taksi dört araçla takip ediliyor, durduruluyor. Durduran kişiler kendilerini polis diye tanıtıyor, Müjgan Ekin’i alıyorlar.
“Rusya Büyükelçi Türk polis tarafından öldürülmüştür”
“Dünkü saldırıyı gerçekleştiren ister Hükümet’e yakın gazetelerin teşhis ettiği gibi ‘FETÖ’ olsun, ister şahsın attığı sloganlara bakarak El Nusra, El Kaide bağlantılı örgütlerle ilişkili olsun, bu bizi ilgilendirmiyor. Bu tartışmanın tarafı değiliz.
“Bu olayın uluslararası basındaki yansıması çok net: ‘Rusya Büyükelçi Türk polis tarafından öldürülmüştür’. Gerisi hükümetin gündemidir, hükümetin derdidir.
“İki buçuk yılda çözemediklerini iki buçuk saatte çözdüler”
“Bu şahıs iki buçuk yıldır emniyette çalışıyor, iki buçuk yıldır bu şahsın ‘FETÖ’ ile ilişkisi tespit edilememiş ama polisin ‘FETÖ’cü olduğunu iki buçuk saatte çözdüler.
“İki buçuk yıl boyunca sınavdaki sahtecilik iddiaları soruşturulurken, bir sürü sivil insan cezaevine alınıp, açığa alınırken bu şahıs görevine devam etmiş.
“Ülkeyi troller yönetiyor”
“Ülkeyi bir süredir troller yönetiyor. Türkiye bir trol cumhuriyetine dönüşmüş durumda. Ekonomiyi, güvenliği biliyorlar. Hangi milletvekilinin ne zaman gözaltına alınacağını bile sayfalarında paylaşıyorlar.
“Artık trollük dokunulmazlık zırhını da içeriyor. Her gün bir bakanın farklı Twitter hesabı olduğunu öğreniyoruz. Sürekli telefonla uğraştıklarında ne yapıyorlar diye merak ediyordum. Tabi birden fazla Twitter hesapları olunca, sürekli telefonla uğraşmaları gerekiyor.
“Kendileriyle ilgili ‘yedirtmeyeceğiz’ diye kendi hesaplarından mesaj yazacak kadar düşmüş durumdalar.
“Güvenlik birimleri ne işe yarar?”
“Bu ülke 5 Haziran 2015 tarihinde bombalı saldırı düzenlenen Diyarbakır mitinginden bu yana, 30 büyük katliam girişimine tanıklık ettik.
“Bütün bunların sorumlusu muhalefet ya da dış güçlermiş gibi hükümet siyasi sorumluluğundan kurtulabilir mi?
“İçişleri Bakanlığı, güvenlik birimleri ne için var? Ya bunları önlemek ya da gerçek sorumluları yakalamak için. Ama ikisi de gerçekleşmiyor.
“Sorumluları cezalandırmayanlar azmettirici”
“Son birkaç günde 30’un üzerinde il ve ilçe binamıza saldırılar oldu. Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda kişi gözaltına alındı.
“Sorumluları cezalandırmayanların kendileri sorumludur, azmettiricisidir. Bu hukukun temel ilkesidir.
“Uyarıyoruz; bu ateş sizi de yakar, bizi de yakar, ülkeyi de yakar. Böyle siyaset yapmaya devam ederseniz, kutuplaştırmaya devam ederseniz tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi darbe koşullarını oluşturursunuz.
“Parlamenter sistem size nasıl engel oluyor?”
“Türkiye gündemiyle siyasetin gündemi arasına büyük bir uçurum var. Türkiye işsizlikle, yoksullukla, ekonomik krizle boğuşurken, birilerinin gündeminde sadece başkanlığı farklı kılıflar altında sunma, kurtarma çabası var.
“Biz bunu anayasa çalışması, bir hükümet modeli tartışması olarak ele almıyoruz.
“Bir tek soru sormak istiyoruz; siz işsizliği bitirmek için hangi tedbirleri almak istediniz de Meclis size ayak bağı oldu? Siz Türk Lirasını koruyacak hangi ciddi tedbiri, komik projeler ve hamaset dışında, almak istediniz de bakanlar, hükümet bunu engelledi?
“Hangi yetkiniz yok? Hangi yetkisizlik sizi engelliyor? Gelir dağılımındaki çarpıklığı ortadan kaldırmak için hangi programın sahibisiniz de muhalefet size engel oluyor, parlamenter sistem size ayak bağı oluyor?
“Ya başkanlık ya kaos”
“‘Ya 400 vekil verirsiniz, ya kaos olur’ sloganı siyasi temsilciler tarafından adeta bir sopa gibi kullanıldı. Bu olmadı ama şimdi 330’u bulmak için arayışlara girdiler.
“Şimdi de şunu dayatıyorlar: Ya başkanlık ya kriz, ya başkanlık ya kaos. Şu anda ülkeyi kaosla, krizle zaten yönetiyorsunuz. Bundan daha fazla nasıl bir kriz, kaos hayal ediyorsunuz?” (EKN)