Ayşegül Özbek'in editörlüğünde hazırlanan biamag'da bu hafta okuyacaklarınız şöyle:
Genç yönetmen Andrés Peyrot, “Tanrı Kadındır” filminde, Panama’nın Karayip kıyılarındaki Ustupu Adası’nda 1975 yılında çekilmiş ve anında kaybolmuş bir belgeselin peşine düşüyor. Murat Türker yazdı.
Nilgün Karataş, Wim Wenders’in son filmi "Mükemmel Günler"de ana karakter Hirayama’nın okuduğu kitaplardan biri olan “Çılgın Palmiyeler” üzerine yazdı: “Hiçlik ile keder arasında”
27 Mayıs’a kadar açık kalacak “Yüzyılın Tanığı: Cumhuriyet” sergisini Şadiye Dönümcü gezip yazdı: “Sergi, benim yaşamımın çok önemli bir bölümünün de tanığı adeta.”
Sevgi Mart Göcen’in EEEH dergisine yazdığı “Engelliler Haftanız kutlu olsun!” yazısını paylaşıyoruz: “Hangisinden başlasam ki engellerinizi saymaya, mesela beton gibi bir önyargı, düşünme, algılama, farklı bakış açısı, dar kafalılık.”
Ayça Söylemez, Mine Ataman’ın, iklim krizinin milyarları nasıl açlığa sürüklediğini anlattığı “I. Açlık Savaşı” kitabıyla ilgili yazdı.
“Sağlıktaki çöküş, uzaktan muayeneyi kalıcı hale getirdi” diyen Hüseyin Şengül, Sağlık Bakanlığı’nın yeni uygulamalarını irdeliyor.
Evrim Kepenek, 1995’te kaybedilen 14 yaşındaki Davut Altınkaynak'ın izini süren "Dargeçit" belgeselini yaratıcıları Enis Köstepen ve Berke Baş ile konuştu.
Şeyhmus Diken, Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 1000. Hafta oturumu için yazdı: Ana yüreği ya da Lêçek!
Selim İleri’nin son romanı “Yalnız Evler Soğuk Olur”u Burak Soyer yazdı.
Dijital aktivizmin yeni akımı: Blockout 2024. Can Öztürk'ün haberi.(AÖ)