Pınar Tarcan'ın editörlüğündeki biamag'da bu hafta okuyacaklarınız...
- Selay Dalaklı, "25 Kasım Yaklaşırken Yürümek, Kadınlar ve Özgürlük Üzerine" yazdı: "Erkek adalet değil, gerçek adalet" demek için yürüdüğü sokaklarda eril devletin erkek şiddetiyle karşılaşan kadınlar... Sonra... Bir an durup düşünüyorum. "Belki de tam da bundan korkuyorlardır" diyorum kendi kendime.
- Serdar Korucu yazdı: Holokost'un simgesi Auschwitz'in komutanı Rudolf Höss Irak cephesinde şöyle diyecekti: "Çatışma yoğunlaştığında Türkler kaçtı. Yapabileceğimiz en iyi şekilde kendimizi savunduk."
- Sinem Taş, Yeryüzünden İnsan Hikayeleri başlıklı foto röportaj serisine "Dünya Gözlü Khadija" ile devam etti: ''Bu nasıl mümkün? Onca şeye rağmen nasıl bu kadar iyi kalabiliyorsun?'' Aldığım yanıt oldukça basit ''Çünkü, insan olmak bunu gerektirir.''
- Aykan Sever, "Aynalara Karşı" dedi, Güney Amerika'daki gelişmeler üzerinden bir mit/tarih analizi yaptı: Bütün toplumların efsaneleri var. Efsanelerin başka işlevleri de vardır kuşkusuz ama benim gördüğüm daha çok ruh halinin ortaklaşmasına katkıda bulunuyor olmaları.
- Z kuşağından iklim yazıları serimizde bu hafta söz Deniz Özaydın'da. Deniz diyor ki; "Kara Cuma'ya Karşı Yeşil Cuma!"
- Adil Okay yazdı: Bolivya'daki darbeye karşı çıktığımız gibi "kayyım" darbesine de karşı çıkmak, tavır almak en azından ses çıkarmak, bırakınız solcu- sosyalist olmayı "sosyal demokrat"ların da ödevi.
- Funda Dörtkaş, Hasan Söylemez'in 54 Afrika ülkesini kapsayan bisiklet turundan çıkardığı "Tenere" belgeselini kaleme aldı: "Birinin, orada olan birinin anlattıkları, yaşadıklarının boyutlarıyla, eylemde hakikatini bulan yaşam deneyimini çevrelerken aslında hangi dünyanın farkında olup olmadığımızı sorgulatır."
- Volkan Aran, "Grenfell Tower Yangınından Kalanlar" ı anlattı: "13. kata çıkıp çocuklarını uyandırıp, birlikte binayı terk etmişlerdi. O sırada aynı kattaki tüm komşuların kapısını çalıp çıkmaları gerektiğini söylemişti. Bazı komşuları, itfaiyenin dairelerinde kalması gerektiğini tavsiye edip evde kalmak için ayak diriyordu."
- Arif Şentek, "Kentlerin Kardeşliği ve Selanik-İzmir" dedi: İzmir Kordonboyu'nu gösteren eski siyah beyaz fotoğrafı parmağınızın ucuyla döndürdüğünüzde arkasından ona çok benzeyen Selanik Kordonboyu çıkıyor.
- Murat Türker, açılışı İranlı yönetmen Mehrdad Oskouei'nin Güneşsiz Gölgeler filmiyle gerçekleşen Amsterdam Uluslararası Belgesel Film Festivali IDFA 2019'u yazdı.
- Şeyhmus Diken, "Ötekileştirilenlerin Ses'i ve Sus'u" dedi ve anlattı: Ses ve Sus'a bir fantastik roman diyeceğim ama haksızlık olacak. Yer ve mekân adları üzerinden fantazyalarla sarmalansa dahi hem güne/ana dair, hem de asırlık geçmişe dair bir roman Ses ve Sus.
(PT)