Pınar Tarcan editörlüğünde hazırlanan biamag'da bu hafta aşağıdaki yazı ve söyleşileri okuyabilirsiniz:
- Ayça Söylemez, "Picasso ve Savaş Yılları 1937 – 1945" kitabından, yirminci yüzyılın uzun savaşlarının sanatçıyı nasıl etkilediğini yazdı.
- Çiçek Tahaoğlu, yönetmen Melisa Üneri ile "Babasının Kızı" belgeselini konuştu.
- Çağla Öztek'in 8 yıl önce yaptığı söyleşide Ursula K. Le Guin ile yaptığı söyleşide, bu hafta hayatını kaybeden yazar, insanlara kendi deyimiyle "Dünya'nın kapısına "GİRİLMEZ" yazılmadan önce tavsiyeler veriyor.
- Sercan Engerek, "Savaşın tek çözüm olduğu öne çıkarılıyor, ölüm kutsanıyor, nefret dili yayılıyor... Militarizmin en çok yükseldiği böyle zamanlarda ihtiyaç var kuşkusuz sağduyuya, ilkeli durmaya..." derken "Barışı konuşmayı" yazdı.
- Perihan Tunçbilek, tabu sayılan cinselliğin çağrışımı kabul edilen "kırmızı etek" metaforu üzerinden kadın öyküleri kaleme alan Hatice Günday Şahman'ın aynı adlı yeni romanını yazdı.
- Eriş Bilaloğlu, bu haftaki yazısında başlıktan uyarıyor: Önce akıl sağlığımızı koruyalım! Biliyoruz ki barış için savaş tarih boyunca sıkça söylenmekle beraber "şiddet bir dünya kurmaz". O nedenle her yönden maruz kaldığımız aklımızı ve yüreğimizi kuşatan şiddet ortamında akıl sağlığımızı korumak öncelik.
- Tolga Korkut, çevirdi. Bu hafta tabii ki bunca karışıklığın içinde en çok onu konuşacağız. Ursula K. Le Guin'in ölmeden birkaç ay önce yazdığı yeni şiiri: Jaguar.
- Murat Türker yazdı. Trieste Film Festivali'nde gösterilen "Bu Savaştan Bahsetmeyelim" adlı belgesel acımasız savaş pratikleriyle bir kez daha yüzleşmemizi sağlarken kentte Afrin'le dayanışma bildirisi dağıtıldı.
- Bekir Avcı yazdı. "Walter Benjamin'in özünde devlet karşıtlığı üzerine kurulu olan politik felsefesi, bugün ulus devletlerin içinde her zamankinden daha fazla sıkışan ve debelenen bizlere rehber olabilir" dedi...
- Merve Küçüksarp, zaman kavramını Virginia Woolf, Marcel Proust ve Ahmet Hamdi Tanpınar'dan yola çıkarak anlattı.
- Zümrüt Muştalı, yeni grafik romanı 1951'de Türkiye'de solun durumuna farklı bir yerden bakan Levent Cantek ile söyleşti. Cantek, "Grafik romanla ilgili hafiften gürültü çıkardığımı ve ısrarcı olduğumu kabul ediyorum" diyor.
- Serdar Korucu, "Ermeni soykırımı sürecinde Afrin"i yazdı: Bölge yaklaşık 100 yıl önce de gündemdeydi. Nedeni ise Ermeni Soykırımı'ydı.
- Şeyhmus Diken yazdı: İşte! Tam da böylesi "Tuhaf zamanlar"da; kelimenin tam anlamıyla hükmünü yitirmiş kelimelerle "dil dökmek" ya da çok konuşmak, sanki onca meramı derdi "eksik anlatmak"tan daha ürkütücü mü, ne!