Yüce Yöney'in editörlüğünde bu hafta biamag'da...
Elif Avcı insanın içinin nasıl taşabileceğinden söz etti: O kadar çok attım ki içime ağrımayan yerim kalmadı... O nedenle bu yazı bir taşmadır. Bir çağrıdır...
Turgut Yüksel denizdeki Conan’a baktı: İyi bir denizcidir, iyi harita okur, uzaktaki bulutların ne getireceğini, dalga kabarmalarının ne anlattığını bilir...
İşgal dönemin İzmir’inin tanıklarının anlattıkları...
Serdar Korucu 9 Eylül ile Yanan “Ermeni Atina’sı: İzmir”i anlattı.
Tuğçe Isıyel nohutun ve küçük üreticinin macerasına tanıklık etti.
Özge Yüksel “Arayışa Yeni Başlayana Notlar” gönderdi: Psikoterapinin Olursa Olmazları
Şeyhmus Diken’in kaleminden Hatun Ana. “1915 büyük felaketinin mağdurlarından Qubîn-Beşirili Garabêt ile Sasun-Mereto’lu Eva’nın kızı.”
Soner Sert, bir asrı devirmekte olan usta gazeteci- yazar Hıfzı Topuz’un Bir Zamanlar Nişantaşı’nda kitabında geçmişe tuttuğu aynayı biamag sayfalarına yansıttı.
Bircan Değirmenci Türkiye’de gösterime giremeyen 14 Temmuz filminde işkenceci Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran'ı oynayan Bülent Keser ile konuştu.
Kenan Tekeş 33. ölüm yıldönümünde Yılmaz Güney’i andı.
Murat Türker son dönem sıkça bahsedilen, İstanbul'un Prens Adalarına yönelik olası imar planları bağlamında bir adalının ciddiye alınıp alınmaması serbest fikir, teklif ve hayallerini yazdı.
Eriş Bilaloğlu sordu: İnsan haklarının, demokratik işlerliğin olmadığı yerde sağlık, sağlıkçı, sağlık hizmeti olur mu?
Oya Yağcı yazdı: Olağan durumlarda demokrasi, mümkün ve barışçıl bir dizge sunar görünmektedir. Kim için olduğunu sormadığınız sürece, herkes için olduğu yanılsamasını yaşamak da mümkündür...
Yetgül Karaçelik Mehmet Özer’in hazırladığı “Kuyunun Dibindeki Taş: Fotoğraf Okumaları”na baktı. (YY)