Elif Akgül Son Erkek “Y” çizgi romanını yazdı: Tüm erkekler öldüğünde dünya nasıl bir yer olur?
Figen Güneş, sanatçı Michael Dickinson’ın nasıl “yabanji” olduğunu ve Tarlabaşı’ndan Londra’ya uzanan hüzünlü ve ilginç hikayesini yazdı.
Haluk Kalafat, geçen hafta hayatını kaybeden müzisyen Pete Seeger’ın 94 yıllık yaşamının dönüm noktalarını, kendi müziğinden hareketle anlattı.
Jean François-Perouse’nin “Molozların Hüzünlü Diyarı, Periferiler” başlıklı makalesi, “kentin ihmal hikayesini” anlatıyor.
Buket Türkmen, Marius von Mayenburg’un eseri Der Stein’ın (Taş), Tiyatro Tek Ağaç yorumunu yazdı.
Barış Tuğrul Bask ülkesinde 11 Ocak günü yapılan büyük eyleme uzanan süreçteki gelişmeleri yazdı.
Kıvanç Eliaçık, Gezi direnişine bir sendikacının gözünden bakarak, ücretli çalışanların Gezi’deki rolünü ve dönüşümü anlattı.
Murat Türker, Balassi Enstitüsü’nün açılışını, Yargılama (Judgement in Hungary) filmine göndermelerle anlattı.
Mustafa Sütlaş, “bizi kimin hasta ettiğini” anlatırken, buna karşı nasıl mücadele edileceğini de yazdı.
Şadiye Dönümcü, enginarın “çeşitli ve şaşırtıcı” dünyasının kapılarını araladı, lezzetli tariflerle birlikte…
Ferhat Tunç, yaklaşan yerel seçimler öncesi “Dersim’in seçimini” yazdı.
Şeyhmus Diken, Kürdistan’da yürütülen kirli savaşın acımasızlığının doğayı da tahrip ettiğini anlatan Kemal Varol Haw romanını yazdı.
Arif Şentek, kuşatılan ve bir savaş alalına dönüştürülen kentleri, Stephen Graham’ın, “Kuşatılan Şehirler – Yeni Askeri Kentçilik” kitabı üzerinden anlattı.
Hüseyin Bul, hayallerinin peşinden gidenleri, Walter Mitty’nin Gizli Yaşamı’nı yazdı.
Halil Aydın, insanın komünal toplumdan metropollere uzanan öyküsünü ve aslında hala her birey ve topluma dönük özgürlük mekânları inşa edilebileceğini yazdı.
Kenan Tekeş, bir klasiği, Ulis’in Bakışı’nı tekrar hatırlatıyor: "İnsan ne zaman ölür? Artık hatırlamadığı zaman... Başka? Artık hatırlanmadığı zaman..." (AS)