Bağımsız İletişim Ağı'nın (BİA2) projesi kapsamında, Kepez Beldesi'ndeki Kolin Hotel'de yapılan ve iki gün süren eğitime, Çanakkale, Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Balıkesir, İstanbul, Yalova ve Bursa il merkezleri ile ilçelerinden yerel gazete, radyo, televizyon ve kadın kuruluşlarının yöneticilerinden yaklaşık 70 kişi katıldı.
12 Kasım Cumartesi günü saat 09:30'da başlayan eğitimde ilk olarak, Eğitim Sorumlusu Figen Uğur tarafından BİA2'nin tanıtımı yapıldı.
Uğur; IPS İletişim Vakfı'nın, "Medya Özgürlüğü ve Bağımsız Gazetecilik İzleme ve Haber Ağı Projesi"ni 17 Kasım 2003 tarihinden beri sürdürdüğüne işaret ederek, proje giderlerinin yüzde 80'inin Avrupa Birliği (AB) İnsan Hakları ve Demokrasi İnisiyatifi Programı'ndan, yüzde 20'sinin ise vakıf tarafından karşılandığını kaydetti.
Fügen Uğur, amaçlarını şöyle sıraladı:
* Toplumu, doğru bilgi edinmenin ve bilgiye erişmenin değeri konusunda aydınlatmak.
* İfade özgürlüğünün sınırlarını genişletmek gerekçesiyle yapılan yasaların uygulanışını ve hak ihlallerini izlemek ve haberleştirmek.
* Kamu yönetimine katılımı artırmak için yerel medyayı, çok sesliliği desteklemeye ve güçlendirmeye çaba göstermek.
* İnsan, kadın ve çocuk haklarının medyada daha sık ve daha nitelikli bir biçimde ele alınmasını özendirmek.
* Gazetecilik ve habercilik standartlarını ve mesleki etik anlayışını yerleştirmek ve geliştirmek.
Uğur, konuşmasının devamında, BİA2'nin çalışmaları hakkında bilgiler verdi ve sözü Avukat Filiz Kerestecioğlu'na bıraktı.
Kerestecioğlu: Kadın sığınma evi zorunluluğu doğru dürüst uygulanmıyor
Konuşmasında, "Kadın Haklarıyla İlgili Ulusal ve Uluslararası Düzenlemeler"i ele alan Kerestecioğlu, genel ahlak ve aile düzenine ilişkin suçları anlattı.
4721 Sayılı Medeni Kanun'da kadınlara verilen haklardan bahseden Kerestecioğlu, soyadı kanuna göre, evlenen bir kadının kendi soyadını taşıyamadığını söyledi.
Yeni düzenlemelerle kadınlara ilişkin bazı haklar getirildiğini aktaran Filiz Kerestecioğlu, 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına İlişkin Kanun'un 1998 yılında kabul edildiğini ve şiddeti önlemeye yönelik olduğunu belirtti.
Kerestecioğlu, kanunun nüfusu 50 binin üzerinde olan belediyelerde Kadın Sığınma Evi açma zorunluluğu getirildiğini ancak Türkiye genelinde bununu doğru dürüst uygulanamadığını ve nedeninin sorgulanması gerektiğini ifade etti.
Köker : Medyada çalışan kadın sayısı az
Verilen aranın ardından Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eser Köker, "Medya ve Kadının Temsili ve Medyada Kadın Hakları İhlalleri"ni ele aldı.
Medyada çalışan kadın sayısının yok denecek kadar az olduğunu, sahiplik ve yöneticilik anlamında yer almadığını aktaran Köker, son yıllarda sektörde çalışan kadın sayısında artışlar yaşandığını bildirdi.
"Muhabirliğin temelleri 17. yüzyılda atıldı"
Muhabirliğin temellerinin 17. yüzyılda atıldığını, modern ama eski bir meslek olduğunu kaydeden Eser Köker, bu meslekte kadınların çalışmasının giderek kolaylaştığından bahsetti.
1950'li yıllarda kadınların medyada yok denecek kadar az sayıda olduğunu dile getiren Köker; gazetelerin de siyasî bir oluşum şeklinden son 30 yıl içerisinde çıktığını bildirdi.
Bütün yayın kuruluşlarının yayın yönetim odalarının kadınlara kapalı olduğunu ifade eden Köker, şöyle devam etti:
"Medyada çalışanlarla ilgili elimizde hiçbir istatistiki bilgi yok. Çalışan kadın sayısı belli değil. Ayrıca medya sektöründe çalışan kadınlar bazı nedenlerle gizleniyor."
Köker, sözlerinin sonunda kadınların felâket ve yardım haberlerinde yer aldığını, ekonomi sayfalarında ise bulunmadığını kaydetti.
Programın öğleden sonraki bölümünde konuşan ve Uçan Süpürge'den örnekler veren Selen Doğan, "Alternatif Kadın Gazeteciliği" konusunu işledi.
Uçan Süpürge'yle ilgili çeşitli örnekler sunan ve yapılan çalışmaları aktaran Doğan, yereldeki haber kaynaklarını şöyle özetledi:
"Kadınların şiddete yönelik başvurularının takip edilmesi, kadın örgütlerinin projelerinin takibi, halk eğitimi kurslarına katılan bayanlara yönelik çalışmalar, toplum merkezlerinin çalışmaları, emniyet ve hastanede yaşanan olaylar yerel basın için daha çok önem taşır."
Eğitim programının ilk günü, Ankara Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nden Dr. Aksu Bora yönetiminde gerçekleştirilen "Kadın hakları ihlallerinin (tecavüz, namus cinayetleri, kadına yönelik şiddet) haberleştirilmesi ve haber takibi)" konulu atölye çalışması ile sona erdi.
Çalışma çerçevesinde 10 grup oluşturuldu ve seçilen konular doğrultusunda haberler yazıldı.
İkinci gün
Programın ikinci günü, atölye çalışmasında yapılan haberlerle ilgili çeşitli değerlendirmelerde bulunuldu.
Daha sonra, BİA2 Eğitim Sorumlusu Figen Uğur, "kadın odaklı" habercilik konusunda yardımcı olabilecek kaynakları sıraladı ve yapılan çalışmalar hakkında özet bilgi sundu.
Pazartesi Dergisi adına söz alan Nermin Yıldırım ise "Alternatif Kadın Gazeteciliği"ne, dergiden örnekler vererek farklı bir bakış getirdi.
Program, Avukat ve BİA Hukuk Danışmanı Meriç Eyüboğlu'nun "TCK ve Basın Kanunu'nda İfade Özgürlüğü", Proje Koordinatörü Ertuğrul Kürkçü'nün ise BİA'yla ilgili bilgiler vermesiyle sona erdi. Programdan sonra Truva Antik Kenti'ne gezi düzenlendi. (EÖ)