Yüzlerce insanın tartışa konuşa, düşüne taşına bölge toplantılarında, konferanslarda, atölye çalışmalarında bir yılı aşkın bir zaman içinde biçimlendirebildiği BİA projesi; idddia o ki, tek başına ve bir çırpıda yapılıp teslim edilmiş TMMOB yöneticilerine.
Tek başına yapıldığı iddia edilen proje, tek kopya hazırlanmış olmalı ki, kimse çıkarıp gösteremiyor: "İşte 'çalınan' proje budur" diye.
Ya da işin kolayı: BİA ne yapıyorsa, "işte bunu benden çaldılar," demek. Ve bunu yeterli görmek.
Herşey nasıl başladı?
Biz en iyisi, BİA'nın oluşum öyküsünü en başından alıp anlatalım.
"Bir gün TMMOB Yürütme Kurulu üyesi Naci Temeltaş, ben ve Nadire Mater, oturup konuşup, homurdanırken 'bir deneyelim' dediğimizde ilk destek bu iki kuruluştan (TMMOB ve TTB) geldi ve sizlere ulaşma fırsatı bulduk, ama ben bunun bir raslantı olduğunu düşünmüyorum, koşullar olgunlaşmıştı."
1997'deki "yerel medyanın sorunları ve çözüm için biraraya gelme olanakları", başlıklı ulusal konferansta yaptığım konuşmada işin başlangıcını böyle özetlemiştim.
Sonunda Bağımsız İletişim Ağı adı altında biçimlenen çok yönlü projeye bizi ulaştıran şuydu:
TMMOB yöneticilerinin kendi söz ve düşüncelerini ulusal gündeme yansıtabilmek için yaygın medya dışında bir seçenek yaratma ihtiyacı vardı.
TMMOB yöneticileri çok yalın bir istekle ortaya çıkmışlardı: Toplumsal muhalefetin sözüne bir mecra oluşturacak "bir haber ajansı kurmak".
Ne var ki, 1997 başlarında TMMOB Genel Merkezinde TMMOB ve TTB sorumlularıyla gerçekleştirdiğimiz ilk "konsept" oluşturma toplantılarında ortaya çıktı ki, bir "haber ajansı" oluşturmak, çok büyük sermaye, piyasa ilişkileri ve kamu gücüyle bağlantıları da gerektiren büyük akçeli bir iştir... Ve böylesi bir girişim; bu kuruluşların da, bağımsız gazetecilerin de çapını aşar .
Ancak, yapılan bu tespite karşılık, manipülasyon ve dezenformasyondan uzak dürüst haberciliğe olan ihtiyaç hala bütün yakıcılığıyla ortadaydı.
İlk çıkış noktası
Bu durumda, büyük çaplı bir girişim yerine, varolan küçük küçük girişimleri birbirine bağlayan bir iletişim konseptinin gerçekliğini sınamanın daha anlamlı olabileceği üzerinde birleştik. Çıkış noktamız şuydu:
* TMMOB ve TTB gibi, kâr amacı gütmeyen kamu yararına kuruluşların ülke çapında sahip olduğu temas ağını harekete geçirmek,
* Yaygın medyanın işleyişinden kendi doğası gereği yakınan ve gelişme yolları tıkanan yerel medya kuruluşları ile birlikte sorunu çözmeyi denemek.
Ancak geriye önemli bir sorun kalıyordu: Muhataplarımız kimler olabilirdi ve bunca (1200 radyo, 5000 basılı yayın ve 250 TV) yerel kuruluş arasından kimlerle temasa geçebilirdik?
Bu araştırmayı hangi kaynaklardan destekleyebilirdik? TMMOB'nin böyle bir çalışmaya aktaracak kaynağı yoktu, bizler de bu kaynaklardan yoksunduk.
Sonunda, Heinrich Böll Vakfı imdada yetişti ve yerel medyaya yönelik ilk alan araştırması nı gerçekleştirmek üzere, altı ay süreli bir araştırma projesi için IPS İletişim Vakfı'na kaynak sağladı.
Böylece:
* Yerel medya envanterini tarama, yerel medya üzerine önceden yapılmış akademik tezleri edinme ve değerlendirme;
*Böyle bir zeminde yer alabilecek yayın kuruluşlarının belirleyebilmek için ölçütler oluşturma
*Ve o ölçütlerle anket ve mülakat yürütebilme olanaklarına kavuştuk.
Türkiye'nin sekiz farklı yöresinde yaptığımız bölgesel toplantılarda , sorun ve ihtiyaçları birlikte tartıştık, yerel medyanın önceliklerini saptadık, anket çalışmaları sırasında yerel medyanın durumu konusunda nesnel verileri bir araya getirmek ve değerlendirmek olanağı bulduk.
BİA Yürütme Kurulu'nun ilk çatısı kuruluyor: 1997
Bugün BİA proje yürütme kurulunda yer alan bir dizi yerel medya yöneticisiyle işte o süreç içinde tanıştık ve kader birliği oluşturduk.
Bağımsız İletişim Ağı Projesi, böylece Türkiye'nin her yerindeki onlarca yerel gazeteci, televizyoncu ve radyocunun ortak düşüncesi olarak şekillendi.
Bölgesel toplantılar sırasında, kendi bölgelerini temsil yetkisi edinen 20'yi aşkın yerel haberci, TMMOB ve TTB yetkilileriyle birlikte; Nisan 1997'de TMMOB genel merkezinde düzenlediğimiz toplantıda, küçük harflerle bir bağımsız iletişim ağı oluşturma hedefini ilan ettik.
Bununla birlikte bu ağın hangi alanları kapsayacağı , hangi işlevleri üstleneceği, bunları hangi kaynaklarla karşılayabileceği sorusu hala açıktaydı.
Bu sorunun yanıtını; bir ulusal konferansta ve araştırmalarımız içinde projeye ilgi duyabileceklerine ilişkin ön bilgiler edindiğimiz yerel medya kuruluşları , iletişim eğitimcileri ve ilgili kuruluş temsilcileriyle birlikte aramayı tercih ettik.
Asıl ihtiyaç: Eğitim, hukuk desteği, program desteği
Bunun ne kadar isabetli bir karar olduğunu konferans sırasında gerçekleşen atölye çalışmalarında da gördük.
Örneğin, (TMMOB yöneticilerinin ve bizim işin başındaki kaygılarımızdan farklı olarak) başka ihtiyaçlar da vardı ve atölye çalışmaları sayesinde bu ortaya çıkmıştı:
Yerel medya kuruluşları; eğitime, hukuksal yardıma ve program üretimine ve yaşayabilmek için de gelirlerini artırmaya yakıcı bir ihtiyaç duyuyordu.
Dört Temel Ayak
BİA projesinin temel ayakları böylece şekillendi:
1. Haber Havuzu: Yerel medyanın kendi arasında haber aktarımı ve üçüncü taraflara haber sunumu için oluşmalıydı. Bu havuz da internetin genişleyen olanakları üzerine bina edilmeli ve bir editoryal merkez bu havuzu daha etkin hale getirmeliydi.
2. Program Üretim Merkezi: Yerel radyoların ve TV'lerin kendi olanaklarıyla ve kapasiteleriyle gerçekleştiremediği program ve haberleri üretmek üzere harekete geçirilmeliydi. Bu, herşeyden önce yerel medyanın üretim maliyetlerini düşürme ve program kapasitesini artırma imkanı yaratacaktı.
3. RTÜK, MÜYAP ve MESAM gibi kuruluşların yerel radyo ve TV'lerin önüne çıkardığı hukuksal sorunları aşmak da bir ihtiyaçtı. Bu ihtiyaca yanıt vermek için de iletişim hukuku alanında uzman hukukçuların ; yerel hukukçular ve yerel medya yöneticileriyle işbirliği halinde destek sunması hedeflendi.
BİA Hukuksal Destek Birimi böyle ortaya çıktı.
4. Reklam Havuzu: Yerel Medyanın ulusal reklam pastası dışında tutulması, gereksindiği fonlara ulaşmasını olanaksızlaştırıyordu. Bu engeli aşmak üzere, yerel medyanın ulusal reklam verenlerle ortak bir pazarlık mekanizması oluşturması için çaba gösterilmeliydi.
Geçici Kurul Oluşuyor
BİA'nın bütün bu ihtiyaçlara yanıt verecek bir yapısal modele kavuşturulması ve bu tasavvurun gerçekleştirilmesi için kaynak yaratılması amacıyla konferans katılımcıları bir geçici kurul oluşturdular ve bu kurula, araştırma projesinin yürütücüleri olarak bizler de dahil olduk.
1997 sonbaharına kadar çalışan geçici kurul sonunda AB Meda Fonuna 18 ay süreli bir proje için hibe talebiyle projesini sundu.
AB teknisyenlerinin tavsiyesi
TMMOB eliyle sunulan proje ile ilgili olarak; AB'deki teknisyenler müh endislik-medya arasındaki bağıntının kurulması güçlüğüne işaret edince, bir farklı rota çizmek gerekti:
AB teknisyenlerinin tavsiyeleri doğrultusunda, medya ile daha yakından ilgili bir kuruluş olarak, IPS İletişim Vakfı; Geçici Kurul'un onayı ile projeyi üstlenerek tekrar sundu.
Üç yıllık bekleme
Proje 1998 Şubatı'nda kabul edilmekle birlikte, AB'den tahsisatın çıkartılması tam üç yıl aldı . O üç yıl boyunca, alternatif bir kaynak yaratılamadığı için yerel medyaya yönelik kısmi eğitim projelerinin AÜ İletişim Fakültesiyle işbirliği halinde gerçekleştirilmesiyle yetinildi.
Mayıs 2000: Proje üç yıllık uykusundan, AB ile imzalanan sözleşme uyarınca nihayet uyandırılıyordu. Yeniden kolları sıvamıştık.
Bugün vardığımız noktada, BİA için gözle gözüken, elle tutulan sonuçlar şöyle özetlenebilir:
*18 ay süreli projenin altı aylık hazırlık dönemi ; kuruluş konferansıyla sonuçlandırıldı.
* BİA Hukuk Merkezi, Eylül 2000'den bu yana, yerel medya kuruluşlarına hiçbir maddi karşılık almadan danışmanlık desteği veriyor.
* BİA Proje Yürütme Kurulunun denetimi altında , proje koordinasyon merkezinin, editoryal masanın, hukuksal destek biriminin kuruluşu tamamlandı.
*Websitesi oluşturuldu.
* Eğitim projeleri öngörülen programa uygun olarak Şubat sonunda başlatılacak ve sekiz bölgede yerel habercilerin katılımıyla ve iletişim eğitimcileri eliyle yürütülecek.
Finansal Cephe
BİA projesinin toplam maddi hacmi 777.000 Euro.
IPS İletişim Vakfı'nın projeden sorumlu kuruluş olarak bu meblağın yüzde 20'sini başka kaynaklardan bulması gerekiyor.
AB Ankara temsilciliğiyle imzalanan sözleşme uyarınca; 18 ay süreli projenin birinci yıl bütçesinin yüzde 80'i olan 333.000 Euro IPS İletişim Vakfının kasasına girdi ve AB'ye sunulmuş olan bütçe ve çalışma programı çerçevesinde değerlendiriliyor.
Fonun geri kalanının projeye aktarılıp aktarılmayacağına ise üçer aylık uygulama raporlarının onaylanmasına bağlı olarak, birinci yıl sonunda, AB karar verecek.