Gezi direnişinde polisin gaz bombasıyla başından vurması sonucu 15 yaşında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümünün üzerinden yaklaşık bir yıl geçti.
Bir yılın ardından Berkin Elvan’ın mezar taşı yapıldı. Mezar taşının yapımında mezar Karadenizli inşaat ustasının, Alevi bir mezar ustasının, Kürt bir mermer ustasının, Egeli bir cam ustasının, Ermeni bir döküm ustasının, Süryani bir kesim ustasının ve genç bir Musevi’nin emeği geçti.
Berkin Elvan’ın ebeveynleri Sami Elvan ve Gülsüm Elvan mezar taşının hikayesini yazdı. Sami ve Gülsüm Elvan'ın yazısını yayınlıyoruz.
Bir Mezar Hikayesi (!)
Burada bir hikaye aktarmak ve çocukların okuyup mutlu olmasını sağlamak isterdik. Burada yazılmış bir hikayeyi Uğur Kaymaz'ın, Ceylan Önkol'un, Behzat Özen'in, İbrahim Aras'ın, Nihat Kazanhan'ın okumasını ve mutlu olmalarını isterdik. Bir hikaye yazılsın ve Berkin Elvan okusun, ertesi gün okulda arkadaşlarına anlatsın isterdik. Oysa bir polisin silahından çıkan biber gazı mermisinin hayattan, hayatımızdan aldığı Berkin'in anne babası olarak evladımızın mezarının hikayesini yazıyoruz.
Bugün mezarlığa gelenler görecekler, gelemeyenler ise fotoğraflardan ve videolardan görüp anlamlandırmaya çalışacaklar. O sebeple bu hiç yazılmaması gerek hikayeyi sizlere bu sabah ulaştırmayı uygun gördük, üzgünüz...
Berkin'siz geçen bir yılın sonunda oğlumuzun mezarı yapıldı. Bunun için onlarca dostumuz çizim ve öneri gönderdi. Bu mezar Karadenizli inşaat ustasının, Alevi bir mezar ustasının, Kürt bir mermer ustasının, Egeli bir cam ustasının, Ermeni bir döküm ustasının, Süryani bir kesim ustasının ve bu ülkede doğmuş büyümüş genç bir Musevi kardeşimizin emeğidir. Bu mezarda 14 yaşında vurulmuş, 15 yaşında hayata veda etmiş bir çocuk yatmaktadır. Bu mezarda Anadolu toprağı ve Anadolu halklarının hüznü vardır. Bu mezar devlet dersinde öldürülmüş bir çocuğun mezarıdır.
Berkinin kaşları, sadece Türkiye'ye değil, tüm dünyaya onu tanıttı. Her ne zaman onunla ilgili bir haber izlesek, okusak, onun o karakteristik, sempatik kara kaşları hepimizin gözünün önüne geldi. Bir yandan da kaşlarını soyutlarken, diğer yandan özgürlüğün, masumiyetin sembolü olan kuşa benzediğini fark etti insanlarımız. Tüm tasarımlarda bu iki sembol birleştirilerek kullanıldı.
Baş taşı camdan yapıldı. Çünkü bir çocuğun içi dışı birdir, şeffaftır, durudur onun gizlisi saklısı yoktur. Neresinden bakarsanız bakın onda sadece bir çocuk görürsünüz. Bu yüzden baş taşı camdır. Camın üstündeki ağaç kuşa benzeyen kaşlarından oluşmuştur. 14 adet kaş/kuş vardır 13 ü birbirine bağlı 14.sü gövdeden ayrılarak havalanmıştır. Vurulduğu anı sembolize eder. 14 kaşın arasında sekiz boşluk vardır ve yine Gezi'de kaybedilen canlarımızı sembolize eder. Camın mezar gövdesiyle birleştiği yerde "akın var akın, güneşe akın" yazıyor. Bu şiiri hepimiz biliriz. Ancak burada kullanılmasının nedeni 1 Haziran 2013 tarihinde vurulan Ethem Sarısülük için Okmeydanı'nda yapılan bir protestoda Berkin'in bu şiiri yüksek sesle okumasından dolayı eklenmiştir mezara.
Mezarın üstünde uçurtmasıyla koşan Berkin var. Uçurtması sekiz uçurtmadan oluşuyor. Gezi'de yitirdiğimiz canlarımızı simgeleyen sekiz uçurtma. Uçurtmasıyla koşan Berkin'in koşma istikametinde ‘Uçurtmayı vurmasınlar dedik, seni vuracaklarını bilemedik’ yazıyor. Bu sözü Berkin'in ablaları Berkin'i kaybettiğimizde yazmışlardı.
Ayak ucunda ise sekiz delik var. Bu sekiz delik Gezi direnişinde katledilen sekiz can içindir. Her delik bir ismi sembolize eder ve her delik o ismin katledildiği yaşın milimetre bazında çap olarak kullanılmasıyla oluşmuştur. Yani sol baştaki delik 26 yaşında katledilen Ethem için 26 mm sağ baştaki delik 15 yaşında hayata veda eden Berkin için 15 mm’dir.Ali İsmail, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım, Abdullah Cömert, Hasan Ferit, Mehmet Ayvalıtaş hepsi öldürüldükleri yaşla sembolize edilmişlerdir.
Berkin Elvan'ın en olmaması, en yazılmaması gereken hikayesi budur. (GE-SE/EA)