Fotoğraf: Kadın aday oranı erkeklerin çok gerisinde kalan NUPES'in kampanyasından/CSM-AP
Fransa'nın Rouen kentinden yerel politikacı Laura Slimani, birden çok kez işiyle ilgili aşağılayıcı yorumlara maruz kalmış. Genç bir Sosyalist olarak yaptığı konuşmadan sonra bir erkek politikacı tebrik ediyorum diye yanağından makas almış.
Bir başka sefer üzerine oturan bir etekle işe geldiğinde, bir erkek meslektaşı neden patronun sekreteri gibi giyinniyorsun diye sormuş.
Şimdi toplumsal cinsiyet eşitliği ve ayrımcılıkla mücadeleden sorumlu Rouen belediye başkan yardımcısı olan Bayan Slimani, "Bu tür yorumlara oldukça sık rastlanıyor" diyor. "Bazen bu adamlar bu yaptıklarının tacizcilik olduğunun farkında bile değiller."
Bayan Slimani iki hafta önce bir belediye meclisi toplantısında sağcı bir politikacıyla tartışırken de böyle olmuş. Daha çok okula önemli Fransız kadınlarının adının verilmesini tartıştıktan sonra, sağcı erkek politikacı, Bayan Slimani'yi kast ederek, erkek belediye başkanına "ona yerini bildir" demiş.
"'Benim yerim neresi' diye sordum" diyor, Bayan Slimani. "Dışarısı mı?"
"Daha sonra belediye başkanına, siyasi bir ortamda bir erkeğin başka bir erkeğe bir kadın olarak yerimin nerede olduğunu söylemesinin neden bu kadar rahatsız edici olduğunu anlatmam gerekti."
Fransa'da Pazar günü yapılacak olan parlamento seçimlerinin ikinci turu öncesinde, cinsiyetle ilgili konular yarışta önemli bir etken haline geldi. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bir kadını geçici başbakan olarak seçtiği için övülse de siyasi partiler, öne sürdükleri aday listelerinde ülkenin cinsiyet eşitliğine uymayı gerektiren yasalarına uyup uymadıkları konusunda mercek altına alındı.
Kadın politikacılar ve aktivistler toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsiyetçilik ve siyasetteki cinsel suistimallere ışık tutarken, partileri karşılık vermeye C ve adım atmaya zorladılar.
Paris'teki Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden toplumsal cinsiyet ve politika uzmanı, siyaset bilimci Janine Mossuz-Lavau, "Başından beri, siyaset sınıfı içinde. kadının yeri konusunda bir karşı koyuş ve anlayışsızlık vardı, ancak bu, kadınların toplumun geri kalanında nasıl görüldüğüyle tamamen çelişik" diyor. "Kimsenin kadın doktor ya da kadın diş hekimi ile sorunu yoktur. Bu, gerçekten çok geleneksel bir toplum görüşüne sahip olmayı sürdüren siyasete özgü bir hal."
Ulusal Meclis'te cinsiyetçilik
Fransız kadınlar 1944'te oy kullanma hakkını kazandı ve bir yıl sonra Ulusal Meclis'in o zamanki 522 olan sandalyesinden 33'üne kadınlar oturdular. O zamandan beri, parlamentoda cinsiyet eşitliği bir iniş ve çıkış halinde.
Haziran 2000'den bu yana, Fransız yasalarına göre değerli kamu fonlarını kaybetme riskini göze almayacaklarsa, siyasal partilerin yasama seçimlerinde cinsiyet eşitliğini yüzde 2'den daha fazla aşmamaları gerekiyor. Bu yıl 6 bin 293 adayı kapsayan seçim listesinin yüzde 44,2'sini kadın, yüzde 55,8'ini erkekler oluşturuyor. Bu, yüzde 60 erkeğe karşı yüzde 40 kadınının yer aldığı 2012'ye göre, bir ilerleme.
Macron'un Yürüyen Fransa partisi ve aşırı sağcı Ulusal Buluşma partisi bu yıl yasaya uygunluk koşullarını karşılarken, kimi partiler eşitlik yasasına ayak uydurmaktansa yaptırımlara çarptırılmayı tercih ediyorlar. Jean-Luc Mélenchon liderliğindeki solcu Boyun Eğmeyen Fransa'nın alacağı hazine yardımından 250 bin Avro'dan (5 milyon TL) fazla kesinti yapıldı. Sağcı Cumhuriyetçiler ise 1.8 milyon Euro'dan vazgeçtiler.
Eşitlik yasası 2012'den 2017'ye kadar, önemli değişikliklere yol açmadı diyor Fransa'nın Cinsiyet Eşitliği Yüksek Konseyi başkanı Danielle Bousquet. Bu dönemde, Sosyalist ve Cumhuriyetçi partileri sırasıyla 6,4 milyon ve 18 milyon Avro para cezasına çarptırılmışlardı.
Fransa'nın ilk kadın politikacılar ağı olan Bordeaux merkezli çok partili Elues Locales'in kurucusu Julia Mouzan, "Cumhuriyetçiler bu yıl bir kez daha cezayı ödeyeceklerini söylediler" diyor. "Kamu finansmanı küçük partiler için o kadar önemli ki, hayatta kalabilmek için eşitlik yasasını takip etmek zorundalar. Ne yazık ki, daha büyük partiler genellikle yasalara saygı duymak yerine cezayı ödemeye teşne oluyorlar."
Gene de ilerleme işaretleri görülüyor. Elisabeth Borne geçtiğimiz günlerde Fransa'da başbakanlığa getirilen ikinci kadın oldu. Bayan Borne'nin Mayıs'ta başbakanlığa getirilmesinin ardından, 1991'den 1992'ye kadar Fransa'nın ilk kadın başbakanı olan Edith Cresson, yeni lidere "bol şanslar" diledi ve Fransız siyasi sınıfını "maçoluğu" dolayısıyla ağır bir biçimde eleştirdi.
Bayan Cresson, 1992'deki Ulusal Meclis toplantısı sırasında ıslıklanmıştı. Yirmi yıl sonra, Konut Bakanı Cécile Duflot, mavi çiçekli bir elbiseyle Meclise geldi diye gene ıslıklandı. Elues Locales'in Kasım 2021'de bin kadın politikacıyla yürüttüğü araştırmaya göre, kadın politikacıların yüzde 74'ü kurumlarında cinsiyetçilik mağduru olduklarını söylediler.
Bayan Mouzan, "Kadınlara sorduğunuzda siyasal bir toplantıya geldiklerinde bir erkek politikacının onlardan ya kendilerine bir kahve getirmesini ya da fotokopi çekmelerini isteyeceğini söyleyeceklerdir" diyor. "Tatsız yorumlardan, bedenesl eylemlere, hatta tehditlere kadar uzanan çok çeşitli olaylar var. Ancak duyduklarımız, kapalı kapılar ardında gerçekten olup bitenlerin sadece küçük bir kısmı."
(AEK)
Yazar____________________________________ |