Ankara'da Kürdistan Özgürlük Şahinleri'nin (TAK) üstlendiği ve üç kişinin öldüğü, 34 kişinin yaralandığı saldırı ile Siirt'te dört kadının hayatını kaybettiği, iki kişinin ağır yaralandığı saldırılara Barış ve Demokrasi Partisi'nden (BDP) tepkiler gelmeye devam ediyor.
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP) Genel Başkanı Şerafettin Elçi ve BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, ajans ve gazetelere yaptıkları açıklamalarda sivillere yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunu, savaşın bile kuralları olduğunu ve bu tür eylemlerin Kürt mücadelesine bir yararı olmayacağını ifade ettiler.
Sadak: Özrünüz acıları hafifletmiyor
Siirt'te gerçekleştirilen saldırının ardından PKK'nin "Polis aracı sanmıştık ama yanılmışız, özür dileriz" yönündeki açıklamasının ardından Taraf gazetesine konuşan BDP'li Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak, "Özür dilemek erdemdir ama bu ailelerin acısını hafifletmiyor. O kızlarımızın tek suçu özgürce yemek yemek istemeleriydi" dedi.
Son zamanlarda yaşanan olayların yürekleri dağladığını söyleyen Sadak, asker, sivil, gerilla kimsenin ölmemesi için yıllardır mücadele ettiklerini, ancak sivil ölümlerinin acılarını kat kat arttırdığını ifade etti.
Demirtaş: Barış her şeyden önce vicdanla başlar
Ankara'da üç kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıyı üstlenen TAK, saldırının ardından yaptığı açıklamada "Daha önce uyardığımız gibi artık örgüt olarak hiçbir hassasiyetimiz kalmamıştır. Her yer eylem sahası, her yer hedeftir" demişti.
Bunun üstüne açıklama yapan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, "Siviller ölüyor. Bu kabul edilemez. En kanlı savaşın bile bir hukuku var, ahlaki bir boyutu var" demişti.
Demirtaş, dün CNNTÜRK'te katıldığı canlı yayında ise her ölümün, biraz vicdanı olan herkesi üzeceğini söyledi. "Gerilla, asker, sivil, polis olsun, herkesin ölümü insan olanı eşit derecede üzer" diyen Demirtaş, Siirt ve Ankara'da yaşananların kendilerini derinden yaraladığını ve bu saldırıları aklı, vicdanı olan kimsenin kabul edemeyeceğini söyledi.
"Ölümler karşısında üzülmenin" yeterli olup olmadığının sorulması üzerine, "Ölümlere sevinenlerin, ölen PKK'lilerle övünen bir başbakanın olduğu yerde ölümlere üzülmek erdemdir" dedi ve ekledi: "Barış sadece üzülmekle gelmez ama barış her şeyden önce vicdanla başlar."
Kürkçü: Tarihte bu yöntemlerle elde edilen hak yok
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de Ankara'daki saldırı sonrası Kürt politik sözcülerinin bu eylemin oluş şekline ve sonuçlarına karşı olduklarını gözlemlediğini, kendisinin de aynı yerde durduğunu ve aynı fikri paylaştığını ifade etmişti.
Bu memnuniyetin buruk bir memnuniyet olduğunu söyleyen Kürkçü, eylemin asla yapılmaması gereken bir eylem olduğunu ifade etti.
"Bu eylemlerin Kürt halkına kazandırdığı bir fayda yok. Saldırıların hiçbir meşruiyeti yok, tarihte bu yöntemlerle elde edilen bir hak da yok" diyen Kürkçü, kayıtsız şartsız ve koşulsuz olarak bu tür saldırıların son bulması gerektiğini beyan etti.
Elçi: Önlem alınmazsa, süreç iç savaşa dönebilir
Taraf gazetesinden Neşe Düzel'e konuşan Şerafettin Elçi ise sivil hedefleri vurmanın, masum, sivil insanları öldürmenin savaşın ahlakına bile uymayacağını söyledi.
Savaşın da kendine göre bir ahlakı, kuralı olduğunu, savaşanların bile o kurallara uyması gerektiğini söyleyen Elçi, devletin bir an evvel bu süreci yatıştırıcı önlemler alması gerektiğini söyledi ve ekledi:
"Aksi takdirde iş, karşılıklı kitlesel hareketlere dönüşebilir. Bu, bir Kürt-Türk çatışmasına getirilebilir ve bunun sonunda bir ayrılma olur. Bir an önce önlem alınmazsa süreç iç savaşa dönüşebilir."
Kaplan: İnsanlık, vicdan, insaf sınırları aşılıyor.
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan ise Ankara ve Siirt'te yedi sivilin hayatını kaybettiği, 36 sivilin de yaralandığı saldırılarla ilgili olarak "Bir amaç ne kadar kutsalsa kullanılan her araç mübahtır anlayışı kabul edilemez" dedi.
Hükümetin ve örgütün bunca görüşme sonrası geldiği noktanın 1990'lı yıllara dönüş çıkmazı olduğunu, sorunların şiddetle çözülemeyeceğini söyleyen Kaplan, yaşananları "İnsanlık, vicdan ve insaf sınırları aşılıyor" diyerek kınadı. (EKN)