Barış ve Demokrasi Partsi (BDP), yarın (19 Nisan) Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Türkiye Meclisi'nin Diyarbakır'da devam edecek davasına destek çağrısı yaptı.
BDP, destek çağrısında, yaklaşık bir aydır sürdürdükleri "sivil itaatsizlik" sürecinde dört taleplerinden biri olan "operasyonlar durdurulsun, siyasi tutuklular serbest bırakılsın" taleplerini yineleyerek "barışın önü açılsın" dedi.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 18 Ekim'de görülmeye başlanan 104'ü tutuklu 152 sanıklı davada, sanıkların Kürtçe savunma yapmalarına izin verilmemiş, bunun üzerine müdahil avukatlarının yaptığı reddi-hakim başvurusu da bir üst mahkemece geri çevrilmişti.
Metinden satış başları şöyle:
Dava Kürt sorununda yol ayrımıdır
* Kürtler adına siyaset yapan sivil siyasetçilerin, halkın seçilmiş temsilcilerinin, meclis üyelerinin, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin, sendikacıların, insan hakları savunucularının, gazetecilerin tutuklu yargılandığı bu dava aynı zamanda Türkiye'nin demokrasi davasıdır.
* Kürt demokratik muhalefetini kıskaca almaya çalışan bu dava Kürt sorunu konusunda bir yol ayrımına işaret etmektedir.
* Yargı kıskacının bu şekilde sürmesi, Kürtlere sivil siyaset alanını daraltmaya devam edecektir. Bu da halkın demokratik çözüme ve barışa olan umudunu kıracaktır.
* Oysa halkımız barışta ve çözümde ısrarlıdır, kararlıdır, Türkiye'nin ihtiyacı barıştır, çözümdür, diyalog ve müzakeredir.
Siyasetçiler iki yıldır tutuklu
* Bu yüzden yarınki duruşma kritik bir öneme sahiptir. 14 Nisan itibariyle siyasetçilerin tutuklu kaldığı süreç ikinci yılını doldurdu, üçüncü yılına girdi.
* İki yıldır hukuksuzluk, adaletsizlik devam ediyor. Tutuklu siyasetçiler halen tek kelime savunma yapamadılar. Mahkeme tek taraflı yürüyor.
Anadilde savunmaya izin yok
* Sadece mahkeme heyeti konuşuyor. Savunma yok sayılıyor. Anadilde savunma hakkı uluslar arası sözleşmelere rağmen kabul edilmedi. Bütün taleplere olumsuz yanıt veriliyor. Savunma hakkı ve adil yargılanma engelleniyor.
* Tutukluluk süreci zaten cezaya dönüşmüş durumdadır. Adeta bir mahkûmiyet kararı uygulanıyor.
* Bu hukuksuzluğa, bu adaletsizliğe biran önce son verilmelidir. Tutuklu siyasetçiler derhal serbest bırakılmalıdır.
Davanın sonucu barışı etkiler
* Bu davadan çıkacak sonuç barışçıl bir ortamın gerçekleşmesi, diyalogla sorunun çözümlenmesi konusunda hayati bir öneme sahiptir. Seçimler öncesi tutuklu siyasetçilerin serbest bırakılması yönünde çıkacak bir kararın demokratik çözüme, barışa, diyaloğa katkısı büyük olacaktır.
* Bir kez daha halkımızı yarın adliye önünde toplanmaya ve davasına sahip çıkmaya çağırıyoruz.
* Ülke geleceğinin karartılmaması için kamuoyunun soruna duyarlı olması elzemdir. Bu nedenle, demokratik kamuoyunu, ülkemizin değerli aydınlarını ve yazarlarını, sivil toplum örgütlerini bu hukuksuzluğa tanıklık yapmaya çağırıyoruz.(NV/EÖ)