Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş, 29 Ekim için yayımladıkları kutlama mesajında "Bu sistemi siyasal, sosyal, toplumsal alanda yol açtığı bütün sonuçlarıyla birlikte ele alıp demokratik bir cumhuriyete nasıl dönüştüreceğimiz konusunda ortak bir tartışma yürütmemiz gerek" dedi.
Demokratik bir cumhuriyetin koşullarını "çoğulcu-çok kültürlü, çok dilli yapıyı kucaklaması, temsiliyeti ve katılımcılığı yönetime eksiksiz yansıtması, kendi vatandaşlarına eşit-özgür yurttaşlık alanı açması" olarak sıralayan BDP'liler, 87 yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nin uygulamadaki nitelikleriniyse şöyle özetledi:
"Çoğulcu bir sosyal, kültürel ve tarihsel yapı üzerine kurulan Türkiye cumhuriyeti, dilsel, dinsel ve etnik farklılıkları yok sayma çabasının ürünü olarak uyguladığı "tek tipleştirme" projesinin sonucu olarak, derin siyasi krizlere yol açmış, çok kültürlülüğü yok sayan, demokratik katılım ve temsiliyeti engelleyen bir sistem olarak çatışma ve şiddeti içinde barındıran sancılı bir sürece kaynaklık etmiştir.
"Bunun yanında giderek artan yoksulluk, bölgeler arası dengesizlik, fırsat eşitsizliği ve sosyal adaletsizlik sosyal krizleri beraberinde getirmiş ve cumhuriyetin içinde bulunduğu tıkanma sürecini hızlandırmıştır."
"Dönüşüm kaçınılmaz hale geldi"
"Bütün bu sorunların aşılabilmesi, Cumhuriyetin; herkesi kucaklayan, eşit yurttaşlık hukukunu ve bütün farklılıkların özgürlüklerini güvence altına alan, demokratik-çoğulcu-ademi merkeziyetçi bir yapıya kavuşturulabilmesi için demokratik değişim ve dönüşüm artık kaçınılmaz hale gelmiştir" diyen Kışanak ve Demirtaş, bunun için Türkiye'nin önündeki acil gündem maddeleriniyse şöyle sıraladı:
Toplumsal mutabakata dayalı, demokratik çoğulcu, eşitlikçi yeni bir anayasanın inşası.
Kürt sorununun çağdaş sivil demokratik bir yöntem olan diyalog ve müzakere yoluyla çözüme kavuşturulması.
Demokratik katılım ve temsiliyetin sağlanması.
Ademi merkeziyetçi yerinden öz yönetime geçişin önünün açılması.
Anadilde eğitim, düşünce-örgütlenme-siyaset ve inanç özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılması.
Toplumsal cinsiyet ve fırsat eşitliğinin, sosyal adaletin, hukukun üstünlüğünün sağlanması.
BDP Eşbaşkanları, bu dönüşüme öncülük edecek olanlarınsa, "Türkiye'nin sahip olduğu demokrasi dinamikleri, bunun dayandığı tarihsel mücadele birikimlerive halkların kardeşçe birlikte yaşam arzusu" olduğunu dile getirdi. (TK)