24 Nisan Anma Platformu’nun Ermeni soykırımını anmak için dijital ortamda dün (24 Nisan) akşam gerçekleştirdiği Facebook canlı yayına 9600 kişi katıldı. Saat 19.00'da başlayan canlı yayında sanatçı Deniz Türkali basın açıklamasını okudu. Panelde ise Berrin Sönmez, Ohannes Kılıçdağı, Rober Koptaş, Taner Akcam ve Şenol Karakaş konuşma yaptı.
Dink, Balıkçı, Küçük...
Basın açıklamasını okuyan sanatçı Deniz Türkali, 24 Nisan 1915’te Ermeni toplumunun önde gelenlerinin evlerinden alınmalarıyla başlayan soykırımı anlattı. Türkali, “İnkar yüzleşmeyi engelliyor. Yüzleşmenin engellenmesi, gerçek bir özgürleşmenin önündeki en büyük problemlerden birisidir” dedi. Türkali, yüzleşmenin, Hrant Dink’e, Sevag Balıkçı’ya, Marisa Küçük’e, dünyanın dört bir yanına dağılanlara, topraklarından uzakta yaşamak zorunda kalanlara borcumuz olduğunu söyledi.
Karakaş: Yüzleşme hala gerçekleşmedi
Açıklamanın ardından yapılan panelde konuşan 24 Nisan Anma Platformundan Şenol Karakaş da yüzleşmenin hala gerçekleşmediği için Maraş ve Sivas katliamlarının, faili meçhullerin yaşandığını, ırkçılığın normalleştirildiğini söyleyen Şenol Karakaş, ırkçılığın kapitalizm tarafından egemen sınıfı ayakta tutmak için tercih edilen siyasi bir seçim olduğunu belirtti.
Kılıçdağı: Bugünkü durumu anlamak için
Yazar, akademisyen Ohannes Kılıçdağı da “Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu anlamak, Ermeni soykırımının üzerinden atlayarak mümkün değildir” dedi. Kılıçdağı yüzleşmenin barışçıl bir siyasete ve hayata vesile olacağını ve olumsuz bir şeyin tekrarlanmamasının ilk şartının yüzleşmek ve unutmamak olduğunun altını çizdi.
Sönmez: Kardeşçe yaşamak istiyoruz
Yazar, gazeteci, aktivist Berrin Sönmez “Kuran’da açıkça yazar; insanları yaşadıkları topraklardan sürmek, tehcir etmek haramdır” diye konuştu. Dindar insanların en azından Kuran’ın emri olduğu için 1915’te yaşanan Ermeni tehcirine karşı çıkması gerektiğini söyledi. Sönmez, Ermeni tehcirinin siyasi bir sorun olduğunu, tarihçilerin değil, siyasetçilerin çözmesi gerektiğini belirterek “Bu topraklar üzerinde birlikte ve kardeşçe yaşamak istiyoruz” dedi.
Topbaş: Konuşmak zorlaştı
Gazeteci, yazar Rober Koptaş konuşmasına soykırımı anlatarak başladı. 24 Nisan’ın ilk kez anılmasının soykırım denilmese de 1919’da İstanbul’da başladığından bahsetti. Soykırım inkârcılarının gerçeklikle alakası olmadığını sadece bir ulusal çıkarı savundukları belirtti. 1915 ile 2020 arasında bağ kurmanın gerekliliğini anlatan Koptaş Ermeni Sorunuyla Kürt Sorunu arasındaki benzerliğe dikkat çekti. Yüzleşmenin soykırımın tekrarlanmaması için önemli olduğunu söyleyen Koptaş, 2015’ten beri otoriterleşmenin arttığını, Ermeni sorununun konuşulmasının zorlaştığını söyledi.
Akcam: Herkesi kapsayacak bir kuruluş hikayesi
Yazar, tarihçi Taner Akçam konuşmasına pandemi gündemiyle başladı. İnsanın insana olan şiddeti dışında, insanın doğaya karşı şiddetini de konuşmak gerektiğini, pandeminin sebebinin insanın doğaya karşı şiddeti olduğunu söyledi. Soykırımla yüzleşmek için Türkiyelilerin var olan ezberlenmiş kuruluş hikâyesinden vazgeçmeleri gerektiğinin altını çizdi. Hrant’ı andı ve herkesi kapsayacak yeni bir kuruluş hikâyesi ile bütünleşilmesi gerektiğini söyledi.