"Kurban" ile "bayram" birbirleriyle çelişen iki sözcük. Ama yaşam zaten böyle "çelişki"lerle dolu. Karşıtlar hep bir arada. Değişimi de tetikleyen en önemli unsur bu.
Bu noktada da medyanın önemli bir rolü var. Bir yandan "kamu" adına denetim yapmak, diğer yandan "kamu"yu bilgilendirmek.
Durup dururken bilgi vermek olmuyor. Bir neden olmalı. Özel günler haftalar bu konuda "medya" mensuplarının imdadına yetişiyor.
Sağlıkçılar için de öyle olmalı ki en çok "özel gün ve hafta"nın olduğu alanlardan birisi sağlık alanı. Neredeyse hemen her hafta bir konu ya da kesimin "özel" günüydü. Sadece geçtiğimiz yakın döneme baktığımda hemen aklıma üç dört gün ya da hafta geliyor.
Ocak ayının ilk haftası "veremle savaş" haftasıydı. 15 Ocak "Sağlık Yöneticileri Günü"ydü. Ocağın son pazarı "Dünya Cüzzam Günü"...
Bayram aynı zamanda demek tatil demek
Bugün bayram. Kurban Bayramı. Önemli bir "özel gün". Yararlanmalı. Kamuyu bilgilendirmek, yaşananları kamu açısından denetlemek için iyi bir fırsat.
Bayram demek aynı zamanda "tatil" demek. Peki gazetecilerin "tatil"i yok mu? Eskiden vardı.
BiaMag için şimdi de var. Sizlere bu bayram boyunca haberlerini farklı bir formatta sunuyor.
Bayramlarda gazetecilerin meslek örgütleri ve dernekleri tarafından "bayram gazetesi" diye bir gazete yayınlanır, diğer gazeteler basılmaz, gazeteciler bayram öncesi yazılarını "Bayram" gazetesine yolar sonra da "tatil"e çıkarlardı.
Rakibi olmadığı için bayram gazeteleri çok "reklam" alır ve iyi satılırdı. Sağlanan kaynak da gazetecilerin "dayanışma"larını gösteren somut işler, uygulamalar açısından önemli olurdu. Cemiyetlerin kaynaklarının önemli bölümü buradan karşılanırdı.
Sonraları; "gazeteci" olmayan "gazete patronları" bu kaynağa da göz diktiler.
Her gazete bayram gazetesi
Bugün artık tüm gazeteler bayramlarda yayınlanıyor.
Peki gazeteciler "bayram tatili" yapmıyor mu?
Yapıyor.
Peki gazeteler ne yazıyor. Her zaman olduğundan daha hafif, sudan şeyler ve bol miktarda "reklam"la sayfalarını dolduruyorlar. Kısacası her biri "bayram" gazetesi oluyor. Kiminin sayfa sayısı 40'ı, 50'yi buluyor.
Oysa bu her biri 40-50 sayfalık bu gazetelerde toplumun sağlıkla ilgili bilgi eksikliğini tamamlamak için neler yapılmaz.
"Eh bayram da da bilgilendirme olur mu" demeyin, olur.
Genellikle uzun süren tatil günlerinde bazen yapacak iş bulamayan insanlara, toplumun en azından bir bölümüne daha yaygın bir şekilde ulaşmak için hastalıklarla, sağlık sorunlarıyla, bunlarla ilgili toplumu bilgilendirme derdindeki gönüllü örgütlenmeler neler vermezler. İşte un, şeker, yağ, tuz. Ne güzel olur bayramda "helva" yemek. Ama ortada helvayı karan birileri yok.
Kurban ile insan ve hayvan sağlığı
Yedi yıldır her hafta Yön FM'de "Merhaba acil" adıyla bir sağlık programı yapıyoruz. Toplumu bilgilendirmek ve bir ölçüde de sağlık alanında toplum adına bir "denetim mekanizması" oluşturma adına, gönüllü olarak, karşılığı görevini yapmanın "mutluluğu ve gönenci" olan bir çabayla...
Bu pazartesi akşamı 20.00'de yayınlanan programda, her kurban bayramı sırasında olduğu gibi "hayvan ve insan sağlığı"nı bir arada ele almak üzere İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Sayın Prof.Dr. Tahsin Yeşildere'yi konuk ettik ve onunla konuştuk.
"Kurban" konusu çerçevesinde, hayvan ve insan sağlığıyla ilgili önemli bilgiler verdi Tahsin Hoca. Kamu oyuna anlatacağı o kadar çok şey vardı ki.
Tahsin Hoca en çok da Avrupa Birliği (AB) sürecinde bu alanda yapılması gereken düzenlemelerin çokluğundan ve bu konunun sık olarak ele alınması gerektiğinden söz etti.
Hayvancılık deyince medyanın yalnız "kokoreç"ten söz ettiğini vurgulayarak, bu konudaki eksiklikleri ortaya koydu. Anlattıkları çok önemliydi. Kamuya ulaşması gerekli olan bilgilerdi.
Yapılan bir çok uygulamanın "kamu" adına ama "gerçek" anlamda denetlenmesi gerektiğinden ve bu konuda tüm "kamu kuruluşları"nın, bu arada da "medya"nın sorumluluğundan söz etti uzun uzun.
Yalnızca bilimsel bağlamda değil, sosyal ve ekonomik boyutuyla da konunun önemini vurguladı.
Bunları Yön FM dinleyicileri dışında kimse duymadı. BİA izleyicileri de bu yazıyla bundan haberdar oldu. Muhtemelen bu bayram süresince hiç bir yayın kuruluşu bu önemli bilgileri ele alıp topluma sunmayacak.
Sağlık da medya da 24 saat
Oysa başka türlüsü mümkün. Un, şeker, yağ, tuz var. Helvayı yapacak olanlar da... Ama hepimizde bir rehavet. Sürekli bir "tatil" hali yaşadığımız.
Görevler, sorumluluklar belli. Ama biz duruyoruz. Sağlık hizmeti de gazetecilik de 24 saat hizmeti gerektirir ama, sağlıkçılar da medya cephesi de "tatil" yapıyoruz.
İyi tatiller. İyi bayramlar...
Ha unutmayalım "en az yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da sorumluyuz."
Bir gün bize birileri bunu anımsatacak. Yüzümüz kızarmasın o zaman. (MS/BA)