Başbakanlık Basın Sözcüsü Akif Beki'yi isim vermeden suçlayan Baykal, sözcünün "en çok satan ikinci gazetenin" yayın yönetmenini arayarak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in mesajının gazetede küçük görülmesini isteyebildiğini savundu.
Baykal: Var mı "yalandır" diyen?
Baykal, direnilmesi üzerine Basın Sözcüsü'nün "O zaman sadece taşra baskısında büyük verin" diye karşılık verdiğini ileri sürdü. Kimsenin dile getirdiği iddiaların yalan olduğunu söyleyemeyeceğini iddia eden Baykal, "Kim yalan diyorsa çıksın karşıma. Var mı öyle bir babayiğit?!" dedi.
Köşe yazarlarının işine son verilmesi için gazete yönetimlerine talimat verildiğini ve sütunların yerinin değiştirilebildiğini ileri süren Baykal, "Bu talimatları veren kişilerin milli iradeden, basın özgürlüğünden haberi olabilir mi?" diye sordu.
Medyanın ağır bir kuşatma altında bulunduğuna inanan Baykal, "Bu ayıp Türkiye'nin ayıbıdır ama mağduru gazetecilerdir. Gönül isterdi ki, o sorunları yaşayan gazeteciler 'hayır' diyebilecekleri bir iradeyi ortaya koyabilsinler. Baskı ve kuşatma Türkiye'nin üzerindedir" diye konuştu. (EÖ/TK)