Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, tüzüğünde "Kürt halkının haklarını savunma" ve "ulusların kendi kader tayin hakkına" yer veren SOLDEP'e ihtarname göndererek, söz konusu ibarelerin çıkartılmasını istedi.
Kapatılan Türkiye İşçi Partisi'nin adıyla yeniden kurulan TİP'ten 2023 sonrasında ayrılan gruplardan biri olan Sosyalistler Partisi (SOLDEP), TİP'i Kürt sorununa yaklaşımda Marksist ilkeleri uygulamamakla eleştirmiş ve mücadelesini bir açık siyasi parti halinde sürdürmek üzere yola çıkmıştı. SOLDEP 10 Temmuz 2024'te Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Siyasi Partiler listesine kaydedildi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Sosyalistler Partisi'ne tüzüğü dolayısıyla ihtarname gönderdi. İhtarnamede, parti tüzüğünde yer alan "Başta Kürt halkı olmak üzere ezilen ulusların anayasal ve yasal olarak temel haklarını açıkça güvence altına alınmasını savunur" ve "ulusların kendi kaderini tayin hakkı" ibarelerinin anayasaya aykırılık teşkil ettiğini ileri sürdü.
"Anadilinde eğitim talebi" suç sayıldı
İncelemede partinin tüzük ve programında Kürt halkının ve Türkiye’de yaşayan azınlıkların savunulması suç sayıldı. Konuyla ilgili olarak partiye gönderilen ihtarnamede şu ifadeler yer aldı: “Parti programının yukarıda belirtilen bentlerindeki ifadeler ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin asli unsuru olan Kürt kökenli vatandaşlar azınlık olarak nitelendirilerek, anadilde eğitim için mücadele edileceği, ayrılma hakkı da dahil olmak üzere unsurların kendi kaderini tayin hakkının savunulacağı ve Türk ulusundan başka ulusların da olduğu..."
İhtarnamede yapılacak değişikliklerin 60 gün içinde başsavcılığa bildirilmesi, aksi taktirde 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 104/1’inci maddesi gerekçe gösterilerek ihtar davası açılacağı da belirtildi.
Arka plan
Anayasa Mahkemesi'nin 20 Haziran 1971'deki kararıyla -Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) kapatılmasından bu yana Kürtler'in anadili ve kütürlerinin geliştirilmesinden başlayarak kendi kendilerini yönetme haklarına varıncaya kadar kolektif haklarının varlığından söz eden bütün siyasi partiler kapatma davalarının hedefi ola geldiler.
Anayasa Mahkemesi'nin TİP'in kapatılması için ileri sürdüğü gerekçeler arasında TİP'in 4. Büyük Kongre kararlarının 6. Maddesi de vardı. Bu kararda şöyle deniyordu:
"Kürt halkının gelişen demokratik özlem ve isteklerini ifade ve gerçekleştirme mücadelesi ile, işçi sınıfının ve onun öncü örgütü partimizin öncülüğünde yürütülen sosyalist devrim mücadelesini tek bir devrimci dalga halinde bütünleştirmek iıçin, Kürt ve Türk sosyalistlerin parti içinde omuz omuza çalışmaları gerektiğini, Kürt halkına karşı uygulanan ırkçı - milliyetçi şoven - burjuva ideolojisinin, partililer, sosyalistler ve bütün işçi ve diğer emekçi yığınlar arasında yerle bir edilmesini sağlamanın, partinin ideolojik mücadelesinin ve gelişmesinin temel ve devamlı bir davası olduğunu, Partinin, Kürt sorununa, işçi sınıfının sosyalist devrim mücadelesinin gerekleri açısından baktığını kabul ve ilân eder."
Mahkeme, bu kararı şu şekilde yorumladı:
"Yukarıda ayrıntılariyle gösterilen gerekçelere ve incelenen belgelerde partice ileri sürülen görüş ve benimsenen tutumlara göre davalı Türkiye İşçi Partisi, Anayasa'nın 67. maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesinin (Siyasî partilerin faaliyetleri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezliği temel hükmüne uygun olmak zorundadır.), 648 sayılı Siyasî Partiler Kanununun dördüncü kısmında yer alan 89. maddesinin (Siyasî Partiler, Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde millî veya dinî kültür farklılıklarına yahut dil farklılığına dayanan azınlıklar bulunduğunu ileri süremezler. Siyasî partiler Türk dilinden ve kültüründen gayrı dil ve kültürleri korumak veya geliştirmek veyahut yaymak yoluyla Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde azınlıklar yaratarak millet bütünlüğünün bozulması amacını güdemezler.) Bu ilkelere aykırı davranan bir partinin ise, Anayasa' nın 57. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinin (Bunlara uymayan partiler temelli kapatılır.) kuralı ile 648 sayılı Siyasî Partiler Kanunu nun 111. maddesinin 2 sayılı bendinin, (Parti Genel Kongresince veya Merkez Karar Organı veya Merkez Yönetim Organınca bu kanunun dördüncü kısmında yer alan maddelerin hükümlerine aykırı karar alınması ya da genelge veya bildiriler yayınlanması durumunda Anayasa Mahkemesince siyasî partinin kapatılmasına karar verileceğini) bildiren kuralı uyarınca temelli kapatılması gerektiğinden, davalı parti temsilcilerinin savunmalarının reddi ile Türkiye İşçi Partisinin temelli kapatılmasına, 64 sayılı Kanunun 115. maddesinin gerekleri yerine getirilmek üzere kararın örneklerinin Başbakanlığa İçişleri ve Maliye Bakanlıkları ile Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmelidir."
AYM'nin bu kararı daha sonra Kürt Sorununa yaklaşımı gerekçe gösterilerek kapatılan bütün partilerin kapatılma kararlarının temelini oluşturdu.
(AEK)