Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, Can Atalay'ın bireysel başvurusunu kabul ederek derhal serbest bırakılıp TBMM'de Hatay Milletvekilliği görevine başlatılmasına hükmeden Yüksek Mahkeme kararlarına uymayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesine sert eleştiriler yöneltti.
BAROLAR BİRLİĞİ, YARGITAY KARARINI ELEŞTİRDİ
"Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı, Anayasal düzene karşı açık bir başkaldırıdır"
13. Ağır Ceza Mahkemesi AYM kararını uygulamadı, dosyayı Yargıtay'a gönderdi
Arslan Yüksek Mahkemede staj yapan lisans öğrencilerinin sertifika töreninde yaptığı konuşmada "Anayasa ve kanunların açık hükümleri karşısında Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmamasının hiçbir gerekçesi ve geçerliliği olamaz," dedi ve AYM kararlarının gereğinin yerine getirilmemesinin yol açabileceği sorunları sıraladı.
"İhlal kararlarına uyulmaması bireysel başvuru
yolunu etkisiz kılabilecek vahim bir olaydır"Bireysel başvuruda verilen ihlal kararlarına uyulmamasıyla verilen zarar sadece başvurucuların haklarından mahrum bırakılmasıyla sınırlı değildir. İhlal kararlarının icra edilmemesi, aynı zamanda ülkemiz için büyük bir kazanım olan bireysel başvuru yolunu etkisiz kılabilecek nitelikte vahim bir olaydır.
"[...] 2012 yılından bu yana etkili ve başarılı bir hak arama yolu olarak uygulanan bireysel başvurunun etkililiğini kaybetmesi ihtimali bile başta yargı mensupları olmak üzere hepimizi teyakkuza geçirmelidir. Zira bu durumda Anayasa koyucunun bireysel başvuruyu getirirken öngördüğü pratik amacın gerçekleşmeyeceği, daha da önemlisi insanımızın temel hak ve özgürlüklerinin korunması bakımından büyük bir kazanım olan bireysel başvuru kurumunun zarar göreceği izahtan varestedir.
Arslan AYM kararlarının keyfî gerekçelerle uygulanmaması yoluna gidilmesinin ayrıca "devlet organlarının meşruluğunu zedeleyeceği" ve "ülkeyi hukuktan uzaklaştırıp kuralsızlık girdabına sürükleyeceği" konusunda ciddi bir uyarıda bulundu. AYM Başkanı, kararlarını uygulamamakta ısrar eden organları "aklıselim"e davet etti.
"Ülkeyi kuralsızlık girdabına sürükleyecek
keyfî tutum ve davranışlardan kaçınmak
ortak sorumluluğumuzdur"Diğer yandan Anayasa’ya aykırı her türlü tutum ve davranışın toplumun hukuka ve devlete olan güvenini sarsacağı, devlet organlarının kullandıkları gücün meşruiyetini zedeleyeceği açıktır. Devlet organlarının görev ve yetkileri, bunların denetlenmesi ve bireylerin hakları toplum sözleşmesi mahiyetindeki anayasada düzenlenmektedir. Anayasa’nın 6. maddesine göre hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.
Bu sebeple anayasal kurumların meşruiyetini zedeleyecek, ülkeyi hukuktan uzaklaştırıp kuralsızlık girdabına sürükleyecek ve her açıdan hepimize zarar verecek keyfî tutum ve davranışlardan kaçınmak ortak sorumluluğumuzdur. Aklıselimle hareket ederek ihlal kararlarının etkili icrası dâhil tüm meselelerimizi sadece hukuk zemininde kalmak suretiyle çözmek zorundayız.
"'Yorum farklılıkları' AYM kararının
icra edilmemesinin hiçbir şekilde gerekçesi olamaz"
Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan, konuşmasında ihlal kararlarına uyulmamasını “yorum farklılığı” ile açıklama çabalarını da sert bir biçimde eleştirdi.
Yargıtay Başkanı Akarca'dan AYM açıklaması: Derin görüş ayrılıklarımız olduğu bir gerçek
Arslan, "Elbette, yüksek mahkemeler dâhil kamu gücü kullanan tüm organlar Anayasa’yı yorumlama yetkisine sahiptir. Dahası kamu gücü kullanan tüm organlar anayasal ve yasal hükümlere uygun olarak karar vermek durumunda olduklarından doğal ve zorunlu olarak Anayasa’yı yorumlamaları gerekebilmektedir." dedi ve uyuşmazlığı karara bağlama yetkisinin de AYM'de olduğunu vurguladı.
"Ancak bu yorumların yol açtığı uyuşmazlıklar norm denetimi veya bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine taşındığında Anayasa’yı nihai ve bağlayıcı şekilde yorumlayarak uyuşmazlığı karara bağlama yetkisi Anayasa Mahkemesine verilmiştir.
Tam da bu nedenle Anayasa’nın 153. maddesi Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığını özel olarak düzenlemiştir. Buna göre Anayasa Mahkemesi kararları kesindir ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri, kısacası herkesi ve her kurumu bağlar.
Anayasa Mahkemesi, bir konuda karar verdikten ve son sözü söyledikten sonra katılmasak da buna uymak zorundayız. Bir yargı kararına katılmamak farklı, ona uymamak farklıdır. Birincisi meşru, ikincisi ise meşru değildir. Unutmayalım ki mahkeme kararları hatasız veya doğru olduğu yahut beğendiğimiz için değil, mahkeme kararı olduğu için uygulanmak zorundadır.
Arslan, "Anayasa Mahkemesinin nihai ve bağlayıcı kararından sonra artık mahkemeler ya da anayasal organlar arasında ortaya çıkabilecek görüş, yorum veya yaklaşım farklılıkları sadece eleştiri konusu olabilir. Ancak bu farklılıklar Anayasa Mahkemesi kararının icra edilmemesinin hiçbir şekilde gerekçesi olamaz." dedi.
Gençlere tavsiye: “Aklınızı paslandırmayın”
Arslan konuşmasında doğrudan doğruya gençlere de seslendi:
“Aklınızı paslandırmayın! Başkalarının sizin yerinize düşünmesine ve aklınıza ipotek koymasına asla izin vermeyin. Size dayatılan ambalajlanmış doğruları değil, sorguladığınız ve muhakeme süzgecinden geçirdiğiniz doğruları tercih edin. Kısacası fikriniz ve vicdanınız hür olsun.”
(AEK)