Kaboğlu'nun, kurul binasında düzenlediği basın toplantısı sırasında, Kurul Üyesi Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Kamu-Sen) Genel Sekreteri Fahrettin Yokuş, Kaboğlu'nun konuşma metnini elinden çekerek yırttı ve masanın önüne fırlattı.
Bunun üzerine Kaboğlu, "fiziksel şiddete maruz kaldığını ve sözünün kesildiğini" belirterek basın toplantısını yarıda kesti.
Kaboğlu, "Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Çalışma Grubu"nun hazırladığı rapora ilişkin 22 Ekim'de bir basın toplantısı düzenlediklerini, burada İnsan Hakları Danışma Kurulu kararlarının nasıl alındığını anlattıklarını, 25 Ekim'deki yazılı açıklamalarında da eleştirilere yanıt verdiklerini hatırlattı.
İnsan Hakları Danışma Kurulu'nda azınlık hakları ile ilgili raporun 2003'te gündeme alındığını anımsatan Kaboğlu, bunun daha sonra 2004 Haziran ayına ardından da 2004 Ekim ayına kaydığını söyledi.
5 başlık ve öneriler
Kaboğlu, Haziran ayındaki toplantıda kurul üyelerine 1 Ekim'de toplanılacağı duyurusu yapıldığını, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü de gündem ile beraber toplantıya davet ettiklerini ifade etti.
Kaboğlu, 1 Ekim'de oy çokluğuyla kabul edilen raporun 5 başlık ve ayrıca önerilerden oluştuğunu kaydetti.
Raporda, "Türkiye'de kültürel haklar sorunu olup olmadığı, azınlık haklarından söz edilip edilmediğinin" yer aldığını söyleyen Kaboğlu, raporun, "Lozan Anlaşması'nın amacına uygun olarak yorumlanması ve uygulanmasının önerildiğini" vurguladı.
Fahrettin Yokuş raporu yırttı
Kaboğlu'nun konuşması sırasında kurul üyesi ve Kamu-Sen Genel Sekreteri Fahrettin Yokuş, Kaboğlu'nun önündeki konuşma metnini "Eşit değil, hukuki değil, kimi kandırıyorsunuz?" diyerek yırttı ve masanın üzerine attı.
Buskur: Lozan yeniden tartışılmak isteniyor
Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği Başkanı ve Kurulu Üyesi Abdullah Buskur da tepkisini, "Türkiye'de Lozan yeniden tartışmaya açılmak isteniyor" diyerek gösterdi.
Buskur, raporda insan hakları, demokrasi gibi kavramların bulunmadığını, provokasyonun yer aldığını öne sürdü.
Kaboğlu: İtiraz gelmedi
"Fiziki şiddetle karşı karşıya bulunduğunu ve kendisini konuşturmadıklarını, basın toplantısı bile yaptırmadıklarını" söyleyen Kaboğlu, toplantı yaptıklarını, karar verdiklerini, bunun üzerinden bir ay geçtiğini, ancak herhangi bir itirazın gelmediğini vurguladı.
Şimdi de bu tepkilerin gösterildiğini söyleyen Kaboğlu, "Bu görevi, hangi koşullarda yaptığımızı gözlüyorsunuz" dedi.
Kaboğlu, daha sonra basın toplantısını sürdüremeyeceğini belirterek, toplantıyı sona erdirdi. Raporun özetinin yer aldığı metin de gazetecilere dağıtıldı.
"Bir avuç elit"
Kurul üyelerinden bazıları, rapora karşı eleştirilerini dile getirdiler. Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği Başkanı ve Kurulu Üyesi Abdullah Buskur, "Bir avuç elit Türkiye ile ilgili bütün sorunlarda karar veremez" dedi; Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) Genel Sekreteri ve Kurul Üyesi İsmail Köksal da "raporun yok hükmünde olduğunu, yok hükmündeki bir rapor için de dava açılamayacağını" söyledi.
Yokuş'dan hükümete eleştiri
Kamu-Sen Genel Sekreteri Yokuş ise konuşmasında hükümeti eleştirdi. Abdullah Gül'ün "Raporu tanımam" dediğini hatırlatan Yokuş, "İkiyüzlü siyaset yapıldığını" söyledi.
Yokuş, kurulun lağvedilerek yeniden yapılandırılması gerektiğini öne sürdü; kurulda İHD ve Helsinki Yurttaşlar Derneği'nin de bir oyunun bulunmasını eleştirdi.
Bu şekilde kaldığı sürece komisyonu çalıştırmayacaklarını belirten Yokuş, "Milli bütünlüğe saldırılarak izin vermeyiz" dedi.
Kaboğlu'nun ikinci basın toplantısı
İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Çalışma Grubu'nun hazırladığı raporun son şeklini açıklamak üzere düzenlediği basın toplantısının tartışmalarla kesilmesinin ardından, ikinci bir toplantı düzenledi.
"Yaşananlar çok çirkin"
Basın toplantısında yaşanan olayları "çok çirkin" olarak değerlendiren Kaboğlu, "Bu olayların insan hakları basın toplantısında meydana gelmesi ülkemizin geldiği aşama göz önüne alındığında, son derece çirkin ve herhangi bir biçimde kabul edilemez bir tavırdır. Bu, ülkemizde işkence için kullanılan sıfır toleransın düşünce ve ifade özgürlüğü açısından da söz konusu olduğunu göstermesi bakımından sona derece vahimdir" diye konuştu.
"Toplantılar kamuoyuna açık, kararlar yasal"
İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun tüm toplantılarını kamuoyuna açık yaptıklarını vurgulayan Kaboğlu, toplantılara bütün üyelerin çağrıldığını, bu üyelerin görüşlerini herhangi bir müdahale olmaksızın beyan edebildiklerini anlattı. Kaboğlu, bu görüşlerin değerlendirildiğini ve toplantı tutanaklarında yer aldığını söyledi.
Kaboğlu, şunları kaydetti:
"İnsan Hakları Danışma Kurulu toplantılarına katılmayıp buralarda gelip düşünce özgürlüğünü baltalamaya çalışanların tavrını sizlerin ve sizlerin aracılığıyla ülkemizin kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
İnsan Hakları Danışma Kurulu Divanı olarak burada bulunan Danışma Kurulu üyeleri adına bu çirkin saldırıyı, kaba güç saldırısını kınıyor ve bir daha Türkiye'de bu tür olayların yaşanmaması için insan hakları mücadelesi veren bütün kişileri, kuruluşları, devlet organlarını ve özel örgütleri duyarlı olmaya çağırıyorum."
Yargı mercilerine başvurabilirler
Kuruluşlarının ve tüm faaliyetlerinin yasalara ve yönetmeliğe uygun olduğunu belirten Kaboğlu, "Bunun aykırı olduğunu savunanlar, üst makamlara başvurabilirler ve yargı mercilerine gidebilirler" dedi.
Porf. Kabaoğlu, daha sonra CNN Türk'e verdiği demeçte, "kana susayan milliyetçi ve ırkçıların" bu eylemi yaptığını öne sürdü. (BB)