Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 3 Ağustos'ta Anayasa Mahkemesine taşıdığı ve TMY'ye yayın durdurma cezası getiren 5532 sayılı "Terörle Mücadele Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 5. maddesi, bu mahkemece iptal edilmedikçe yürürlükte kalacak.
Bu madde yoluyla, 3713 sayılı TMY'nin 6. maddesine şu fıkra eklendi: "Terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde suç işlemeye alenen teşvik, işlenmiş olan suçları ve suçlularını övme veya terör örgütünün propagandasını içeren süreli yayınlar hâkim kararı ile; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de Cumhuriyet savcısının emriyle tedbir olarak 15 günden bir aya kadar durdurulabilir. Cumhuriyet savcısı, bu kararını en geç 24 saat içinde hâkime bildirir. Hâkim 48 saat içinde onaylamazsa, durdurma kararı hükümsüz sayılır."
Gazeteciler: Anayasa mahkemesi ivedi olarak karar vermeli
"Birgün" gazetesi köşe yazarı gazeteci Doğan Tılıç, "Gönül ister ki Anayasa Mahkemesi, bir an evvel Cumhurbaşkanın da itiraz ettiği şekilde ifade özgürlüğüne aykırı düzenlemeyi ortadan kaldırsın" dedi.
TMY'nin uygulanmamasını istemenin daha ziyade hukuk insanlarının ve avukatların bir talebi olabileceğini açıklayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç de, "Doğrudan Anayasa Mahkemesi'nin kararını beklemek gerekir" diye konuştu.
Geçmişte uygulamaya işaret ederek Anayasa Mahkemesi kararlarının geç kalışına değinen Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi, tepkisini "Anayasa Mahkemesi'nin bu maddeyi ne zaman iptal edeceği belli olmaz. Türkiye'de kanunlar Anayasaya aykırı olduğu bile bile çıkartılır ama Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları geriye işlemediğinden dolayı hukuksuzluk yaptığıyla kalır" sözleriyle açıkladı.
"Cumhuriyet" gazetesi yazarı Şükran Soner ise, Anayasa Mahkemesi'ne başvuran kişinin bir hukukçu olarak Cumhurbaşkanı'nın olmasının, talebin kolay incelenebilmesini sağladığını ifade ediyor. Soner'e göre geçmiş Sezer'in girişimlerinden olumlu sonuç aldığını gösteriyor.
Sezer'in Anaysa Mahkemesi'ne taşıdığı yayın durdurmaya ilişkin düzenlemeyle ilgili bianet, "Yargı TMY'yi uygulamayı durdursun mu? Yoksa Anayasa Mahkemesi mi beklenmeli?" sorunu Doğan Tılıç, Orhan Erinç, Ercan İpekçi ve Şükran Soner'e yöneltti.
TGC Sezer'e bir teşekkür mektubu gönderdi
TGC Yönetim Kurulu, "propaganda" halinde hakim ve savcılara 15 günden bir aya kadar gazete yayınını durdurma olanağı tanıyan TMY'nin 6/son maddesini Anayasa Mahkemesi'ne taşıyan Cumhurbaşkanı Sezer'e bugün (7 Ağustos) bir teşekkür mektubu gönderdi.
Sezer'in basın ve ifade özgürlüğü hakkındaki yaklaşımının bilindiğini, Anayasa Mahkemesi'ne başvurusunun "bunun yeni bir somut kanıtı" olduğunu ifade eden TGC Başkanı Erinç'e göre, Anayasa Mahkemesi kararını beklemekten başka çare yok:
Erinç : Anayasa Mahkemesi kararını bekliyoruz
"Doğrudan Anayasa Mahkemesi'nin kararını beklemek gerekir. Çünkü savcılardan ve yargıçlardan yürürlükteki yasaların uygulanmasını istiyor ve bekliyoruz. O nedenle 'bu yasa var ama uygulamayın' demek benim anlayışıma biraz ters düşüyor. Sanırım ki bu görev daha çok hukuk insanları ve avukatlara düşüyor. Belki zorunlu bir bekleme nedeni olduğunu ileri sürme olanakları var".
Erinç, meslek örgütü olarak hukuk açısından değil, mesleki gelenekler ve ifade özgürlüğü alanında değerlendirme yapmak durumunda olduklarını belirtti.
Yapılan açıklamalara göre Anayasa Mahkemesinin iş yükünün gereğinden fazla olduğunu da kaydeden Erinç, Sezer'in başvurusunun, ön hazırlık, görüş belirleme ve yargıç görevlendirmesiyle birlikte karar sürecini uzattığını açıkladı.
Erinç, "Anaysa Mahkemesi kararları geriye dönük işlemediği için Anayasaya aykırılık kararı verilmiş olsa bile uygulama bir süre gerçekleşmiş oluyor" diyerek yayını durdurulan medya kuruluşunun geçmişe dönük hak talep edemeyeceğini anımsattı.
Erinç, Anayasa Mahkemesi'nden ivedi karar beklenebilmesi için siyasal iktidarın bu iş yükünü dikkate alarak bu mahkemenin çalışma düzenini hızlandırmaya yönelik değişiklikleri kısa sürede yapması gerektiğini söyledi.
Tılıç : Mahkeme bir an evvel iptal etsin
Gazete yayınını durduran yargıçları acelecilikle suçlayan gazeteci Doğan Tılıç ise, Anaya Mahkemesi'ni Cumhurbaşkanının da itiraz ettiği ifade özgürlüğüne aykırı düzenlemeyi bir an evvel iptal etmeye çağırdı.
Tılıç, savcıların "alelacele" gazete kapatmalarının da "Türkiye'de demokrasi kültüründeki eksikliğin ciddi bir göstergesi" olduğunu savundu.
Soner: Umarım Sezer'in gerekçeleri dikkate alınır
Sezer'in yasal girişimini desteklediğini söyleyen gazeteci Şükran Soner ise, anayasa yargıcı olmasından dolayı Cumhurbaşkanı'nın başvurularının kolay görüşülebilecek başvurular olduğunu, geçmişin Sezer'in başvurularında sonuç alabildiğini de gösterdiğini ifade etti.
Soner, "Umarım yargı bu çok ciddi olan basın özgürlüğü anlamında başvuru gerekçelerini dikkate alır ve düşünce özgürlüğü için tehdit oluşturan pek çok madde içerisinde hiç olmazsa en yaşamsal olanları iptal olur" dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin hızlı çalışmasını beklediklerini ancak diğer taraftan da yargının hızlı çalışma şartlarının da bulunmadığını savunan Soner, "Geç işleyen hukuk hukuk değildir. Yargı kararlarındaki gecikme en önemli insan hakları ihlallerinin başında geliyor" diye konuştu.
İpekçi: Yasama, TMY'yi yürürlükten kaldırmaz
"Gazetecilerin çağrısına kimsenin kulak vereceğiniz zannetmiyorum" diyen TGS Başkanı Ercan İpekçi ise, TMY'nin antidemokratik olduğunun, sonuçlarının önceden bilindiğini ifade ederek şunları söyledi
"Bu kanun çıkmadan önce gazete kapatmanın yeniden Türkiye'nin gündemine sokulacağını yeterince haykırdık. Ama niyet belliydi. O niyetleri de yasal kılıfını da hazırlayarak şimdi icra ediyorlar".
Toplumu sarsıcı nitelikteki düşüncenin bile özgürce ifade edilmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının son dönemlerde Türkiye mahkemelerince örnek alındığını açıklayan İpekçi, "TMY Kanunu, bu yolu da tıkıyor. Ne mahkemeler 'Anayasa Mahkemesi kararını bekleyin' çağrısına kulak verir, ne de yasama organı bu kanunu yürürlükten kaldırır. Yönetenler hedeflerine ulaşmış oluyorlar" diye konuştu.
Medya sahiplerinin de samimiyetinden kuşku duyduğunu kaydeden İpekçi, sözlerini şöyle tamamladı: "Tek bir açıklama, medya sahiplerinden gelmedi. Bu kanunu, onların ellerini kollarını bağlıyor. Gündem gazetesi kapatıldı ama aynı madde kendileri için işletilmeyeceğini mi düşünüyorlar? Bu cesurca adımı atamadılar, tepkileri meslek örgütlerinden ve cesur kalemlerden beklediler. Onların da sesleri cılız çıktı. Duymak istemeyen duymadı."
Işık: TMY'nin değiştirilmesi için herkes göreve!
Yazılı bir açıklama yapan Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Ankara Şube Başkanı Yüksel Işık ise, "Basın, düşünce ve ifade özgürlüğünün üstünde 'demoklesin kılıcı' gibi sallanan TMY'nin ilgili maddelerinin bir an önce değiştirilmesi için herkes üstüne düşeni yapmalıdır" diye bildirdi.
Bu arada, Ülkede Özgür Gündem gazetesi imtiyaz sahibi Ali Gürbüz ve sorumlu yazı işleri müdürü Hasan Bayar, avukatları Özcan Kılıç ve İnan Akmeşe aracılığıyla, 15 günlük yayın durdurma cezasının iptali için bugün (7 Ağustos) İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdular.
Gazete yetkilileri, yarından itibaren (8 Ağustos) ve gazetenin kapalı kaldığı sürede yayında kalacak "Toplumsal DEMOKRASİ" adıyla yeni bir gazete çıkacağını ifade ettiler.(EÖ)