Başbakanlık Basın Müşavirliği'nin aralarında Günlük Evrensel gazetesinin sekiz yıllık Başbakanlık muhabiri Sultan Özer'in akreditasyonunu yenilememesinin gerekçesi belli oldu: "Devamsızlık".
Gazeteci Özer, Müşavirliğin Başbakanlık Muhabir Tanıtım Kartları'nın yenilenmesi için 21 Temmuz'da yaptığı duyurunun gereği olarak başvuru yaptığını, ancak kendisine kart verilmediğini belirterek, 14 Kasım'da Müşavirlikten bunun nedenini sordu.
Arslan: "Devamlılık" kriterini yerine getirmediniz
Başbakanlık Halkla İlişkiler Müdürlüğü Basın Müşaviri Ahmet Arslan, Özer'in dilekçesini bir hafta sonra yanıtlarken, "Başbakanlık muhabirliği şartlarından 'devamlılık' kriterini yerine getirmediğinizi için akreditasyonunuz yenilenmemiştir" diyor.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Disiplin Kurulu üyesi Özer, akreditasyonunun yenilenmemesi, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu toplantılarını izlemesine izin verilmemesini önceki gün (24 Kasım) yargıya taşımıştı.
TGS ve gazeteci Özer adına, avukat Meliha Selvi'nin Ankara İdare Mahkemesi'ne açtığı davanın dilekçesinde, akreditasyon yasağının geri alınması ve "yürütmenin durdurulması" istenmişti.
Evrensel, Beki'yi sorumlu tuttu; CHP devreye girdi
11 yıllık sarı basın kartı sahibi Özer, 10 Kasım'daki Bakanlar Kurulu sonuç açıklamasını izlemesine "akreditasyonu iptal edildiği" gerekçesiyle izin verilmemişti.
Hürriyet gazetesinden Hasan Tüfekçi ve Turan Yılmaz, Milliyet gazetesinden Abdullah Karakuş, Star Televizyonu'ndan Fatma Çözen ile Akşam gazetesinden Ali Ekber Ertürk da yasaktan etkilenmişti.
Günlük Evrensel gazetesi, uygulamanın Başbakan Erdoğan'ın Başdanışmanı Akif Beki'nin "özel tercihi" olduğunu yazarak kınamıştı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) konuyu Meclis gündemine taşımıştı.
Yasağa yoğun tepki
Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), "akreditasyon politikasının ifade özgürlüğünün bir alt başlığı olan basın hürriyeti ve halkın haber alma hakkının bir ihlali olduğu açıktır" demişti. G 9 Platformu, "Demokratik rejimlerde asla görülemeyecek bu tür uygulamalara derhal son verilmesini talep ediyor, uygulamaları hepimizi hedef almış sayarız" dedi.
TGC, "Çok seslilik iddialarını da geçersiz kılan bu yaklaşımı kınarız, yanlıştan en kısa zamanda dönülmesini bekliyoruz" dedi. ÇGD Başkanı Ahmet Abakay da, "Başbakanlıkta bu işlere karar verenler, gazeteci değil, kendilerine partili, yandaş arıyorlar" diyerek tepki göstermişti.
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi de, keyfi kararı iptal ettirmek için İdari Yargıya başvuracak gazetecilere hukuki yardım vermeye hazır olduklarını bildirdi.
İHD de, Başbakanlığı "basın mensuplarının çalışma hakkını tehlikeye düşürebilecek tutumundan bir an önce vazgeçmeye ve basın özgürlüğüne saygılı olmaya" davet etti.(EÖ)