Konuyla ilgili bianet'e konuşan Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Abdullah Karatay, Erdoğan'ın değerlendirmesinin yanlış olduğunu çünkü sanayileşme, kentleşme ve sosyal devlet anlayışıyla Türkiye'de huzurevi hizmetlerine en çok orta ve alt gelir grubundan yaşlıların ihtiyaç duyduğunu ve huzurevlerinin aslında onlara yönelik olduğunu ifade etti.
Özel huzurevleri, Dinlenme ve Bakım Evleri Dayanışma Derneği'nden Figen Mavi "Hem huzurevlerinde yaşayan yaşlılar hem de onların yakınları için çok utanç verici bir demeç" dedi. Mavi dernek olarak düzeltmek için çaba sarf ettikleri huzurevinin "düşkünler evi" olarak algılanan kötü imajına katkıda bulunduğu nedeniyle Başbakan'ı kınadıklarını açıkladı.
Aynı gün kongrede sunulan rapora göreyse Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı huzurevlerinde ücretli her 10 yaşlıdan 4' ünün Emekli Sandığı, 5'ini SSK, yüzde 1'nin Bağ-Kur emeklisi olduğu açıklandı.
Başbakan: Üst gelir grubundan insanlar huzurevlerinde. Alt gelir grubunda bu olmaz
Erdoğan dün, kongrede anne, baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aile modelini eleştirerek, bunun sosyal arızaları ortaya çıkardığını söyledi.
Erdoğan, yaşlıların evlatları tarafından huzurevlerine bırakılmasına başbakan olarak katlanamadığını, hatta ağladığını ifade etti ve "Huzurevlerini geziyorum, görüyorum. Bunlar aslında üst gelir grubundan olan insanlar. Ama öyle evlatlara sahipler ki, terk edilmişler. Alt ve orta gelir gruplarında bunu fazla göremezsiniz. Çünkü onlar hiçbir zaman büyüğünü yalnızlığa terk etmez" dedi.
Karatay:Erdoğan'ın kurumsallaşma karşıtlığı yaşlıları eve kapatmaya yönelik
Sanayileşme ve kentleşmeyle birlikte sosyal güvensizliğin ortaya çıktığını, toplumun bu anlamda kendisini kamusal alanda savunmasının "sosyal devlet" olarak adlandırılacağını açıklayan Karatay "Sosyal devlet ağırlıklı olarak muhtaçlara hizmet verebilir. Huzurevleri de aslında orta ve düşük gelirli ailelere yöneliktir" diyerek Erdoğan'ın değerlendirmesinin doğru olmadığını söyledi.
Karatay "Özel ve kamusal olarak iki türlü hizmet var. Yüksek ücret aralığında olan huzurevlerinde çok üstün ve farklı bir hizmet yok bir hizmet yok. 'İnsanlar zenginleştikçe ebeveynlerini huzurevlerine terk ediyor' zihniyeti yanlış" dedi.
Karatay, eğer ortada bir sorun varsa çekirdek aileden kaynaklanmadığını ve yaşlı insanların sosyalleşme ihtiyaçlarının ailede karşılanmasının her zaman mümkün olmadığını, kurumlar mutlaka olması gerektiğini belirtti ve Erdoğan'ı eleştirdi:
"Her türlü kurumsallaşmaya karşı olan Erdoğan yaşlılardan engellilere bir çok kesimin evde kalmasını istiyor. Sosyal hizmet alanının özelleşmesi bu insanların eve kapanması demek. Belediyelere bağlı özel evde bakım firmaları giderek zenginleşiyor. Nitelikse azalıyor."
Mavi: Sosyal Dönüşüm Reddedilemez
Başbakan'ın konuşmasına tepkili olduğunu aktaran Mavi,"Sosyal devlet karşıtı bir yaklaşım" dedi. "Aynı zamanda SHÇEK'ten de sorumlu olan Başbakan'ın böyle bir yorum yapması her şeyden önce vatandaş olarak çok acı verici" diyen Mavi, sosyal dönüşümün reddedemez olduğuna vurgu yaptı.
Huzurevlerinin toplumda "düşkünler evi" olarok adlandırıldığına dikkat çeken Mavi, "Dernek olarak bu imajı düzeltmek için çaba harcıyoruz. Ama Erdoğan olumsuzluğu pekiştiriyor" dedi.
Bütün dünyada "yaş"ın artık prestij sağlayan bir öğe olmaktan çıktığını söyleyen Mavi, Huzurevlerinde sosyal yoksunluğu olan, ekonomik yoksulluğu olan ya da hem sosyal yoksunluğu olan hem ekonomik yoksulluğu olan bireylerin kaldığını söyledi.
Mavi ayrıca Kartalay gibi Başbakan'ın açıklamasının ardında huzurevleri katma değer vergilerinin de indirilmemesine işaret ederek özel firmaların evde bakım hizmetine ağırlık vermek olduğunu savunuyor. Ancak çok hızlı değişen ve niteliksiz olan elemanların olumsuz sonuçlar yaratacağı görüşünde.
Ortadoğu Yaşlanma Kongresi Raporu
Kongrede sunulan rapordaysa veriler Başbakan'ın söylediğinin aksine alt gelir gruplarından bireylerin huzurevine daha çok başvurduğu yönünde.
Özel, kamusal ve SHÇEK'e bağlı huzurevlerinde en fazla kapasite SHÇEK'e ait.
Bu bağlamda yaşlı kuruluşlarında kalan yaşlıların yaklaşık yarısı ücretsiz kalıyor, ücretli kalan her 10 yaşlıdan 4' ünün Emekli Sandığı, 5'i SSK, yüzde 1'i Bağ-Kur emeklisi. (EZÖ)