Başbakan Erdoğan'ın İsmailağa Camii'nde yaşanan cinayet ve linçle ilgili "İki fakülte bitiren hoca öldürülüyor. Kimsenin ailesine başsağlığı dilediği yok. Diğer yandan öldüren kişinin ölümüyle ilgili linç olup olmadığı belli değil" sözlerini ve Üskül ve avukat Meral Danış Beştaş değerlendirdi.
Beştaş, "Başbakanlık konumu tarafsız olmayı gerektirir. Şiddet nerden gelirse gelsin kınanmalı. Diyarbakır'da altısı çocuk on kişi öldü. Ölümleri kıyaslamak etik değil" dedi.
Üskül: Başbakan başsağlığı dileyebilir ama kimseyi buna zorlayamaz
Üskül, "Bir camide bir cinayet işleniyorsa ve ardından da cinayeti işleyen kişi linç ediliyorsa ülkenin başbakanından beklenen bu iki kişinin de yaşama hakkını savunmak olmalıydı" dedi.
Öldürülen kişinin ailesine başsağlığı dileyip dilememenin insani bir sorun olduğunu düşünen Üskül'e göre Başbakan çok istiyorsa bunu yapabilir. Ama bir başbakan olarak başsağlığı dilemeyenleri eleştirme veya zorlama hakkı da yok.
Üskül Erdoğan'ın "linç olup olmadığı belli değil" sözlerine ilgili şunları söyledi:
"Bir başbakan olarak üzerine düşen görev her şeyden önce bu konuda çelişkili açıklamalar yapan polis hakkında gerekli işlemi yapmak ve olayın aydınlatılması için gereken her şeyin yapılacağı konusunda kamuoyuna teminat vermek olmalıydı.
"Elbette başbakanın bu tür konularda açıklama yaparken hep insan haklarının güvence altına alınması ve kamu görevlilerin görevlerini gerektiği gibi yapmasını sağlaması bakımından tutarlı bir davranış içinde olması beklenir."
Beştaş: Ölümleri kıyaslamak etik değil
Erdoğan'ın yorumlarını başbakanlık makamını kullanarak yaptığını öne süren Beştaş "Başbakanlık kurumunun yerel anlamda kamuoyunda tartışılan iki farklı olaya ilişkin doğrudan yorum getirip taraf olarak beyanda bulunması bence demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırı" dedi.
"Kendisini temsil ettiği makam gereğince bu beyanda bulunmaması gerekirdi. Tarafmışcasına olayları karşılaştırmaması gerekiyordu. Bence talihsiz bir beyan."
Beştaş aslında sorunun başbakanın konumu gereği tarafsızlığını koruyamamasıyla ilgili olduğu görüşünde.
"Kimden, ne amaçla gelirse gelsin şiddet içeren fiillere karşı gelinmemesi taraftarıyız" diyen Beştaş, Diyarbakır olaylarına ve Erdoğan'ın tavrına dikkat çekti.
"Diyarbakır'da altısı çocuk on kişi öldü. Ölümleri kıyaslamak etik değil. Hangi ölümün kınanıp hangisinin kınanmadığını eleştirmek etik değil. Başbakanın bu tip tartışmalara taraf olmaması görüşündeyim."
"Başbakanlık makamı iç siyasete alet edilemez"
Erdoğan'ın makamı gereği yaşam hakkını savunmaktan yana tavır alması gerektiğini düşünen Beştaş, Erdoğan'ın "askerlik yan yatma yeri değil" açıklamasını örnek verdi.
"'Asker ölür, öldürür' çıkarsamasına sevk eden yanlış bir açıklama. Bir annenin insani tepkisine verilecek yanıt onun acısını paylaşmaktır. Ölümü meşrulaştırmak değil. Başbakan tarafsız olmalı."
Beştaş'a göre başbakanlık makamından yapılacak açıklamalar yaşam hakkına ilişkin bu saldırıların son bulması, ölümlerin artmaması gerektiği noktasında anlamlı olabilir.
"Yaşam hakkının bu tip tartışmalara alet edilmesi kabul edilemez. Ölen kişinin yakınlarına başsağlığından öte hem talihsiz cinayetin hem de linç girişiminin nasıl engelleneceğine dair bir değerlendirme gerekiyordu. Kim olursa olsun kınanmalı."
Beştaş ayrıca başbakanlık konumunun iç siyaset malzemesi üretmek için kullanılmamasını savunuyor.
Erdoğan: Linç olup olmadığı belli değil
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) genel merkezindeki il başkanları toplantısına katılan Başbakan Erdoğan açılış konuşmasında, İsmailağa Camii'inde yaşanan linç olayıyla basını suçladı.
İl başkanlarına "Suni krizler yaratmak isteyenler çıkacaktır. Siz bunları kaile almayacaksınız, duymayacaksınız. Çünkü, önümüzdeki şu süreç, bir final süreci. Çeşitli fauller yapmak isteyen olabilir, olacaktır. Bu oyunlara gelmeyeceksiniz" diyen Erdoğan medyanın provokasyon yaptığını ima etti.
Erdoğan "En son hareketleri İstanbul'da... Çarşamba'daki şeyleri görüyorsunuz. Yani, insaf sahibi insanın çıkıp demesi lazım ki, 'Biz buradaki her iki hareketi de kınıyoruz' demesi lazım" diyerek tepki gösterdi.
Erdoğan'ın "Ama burada, iki fakülte mezunu bir hoca öldürülüyor, onunla ilgili ailesine en ufak bir başsağlığı yok. Ama öbür tarafta öldüren hakkında linç girişiminde bulunulduğu, bulunulmadığı belli değil ve bunun öldürülmesiyle ilgili her türlü yayın, iftira, meşru, gayri meşru yayın yapılıyor. Bir defa olay henüz tetkik edilmemiş, olayın da hassasiyeti var. Ama 'vurun ha' diyorlar" dedi. (EZÖ)