Barolar Birliği'nden rapor: Ders boykotu ifade özgürlüğü kapsamına girer

Türkiye Barolar Birliği (TBB) İnsan Hakları Merkezi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından başlayan eylemler üzerinden hukuki hakları inceleyen bir rapor hazırladı.
34 sayfadan oluşan raporda, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamındaki yargılamalar, Yükseköğrenim Kanunu disiplin hükümleri ve üniversite öğrencilerinin ders boykotlarına ilişkin disiplin sorumluluğu konuları ele alındı.
Boykota ilişkin, “Öğrencilerin dersleri boykot etme çağrısı yapması ve boykot etmesi ifade özgürlüğü kapsamına girer” denildi.

SARAÇHANE DAVASI- 2
Gazeteciler ve avukatların dosyaları ayrıldı: Sonraki duruşma 3 Ekim'de
5 ana başlık, 20 ara başlıktan oluşan rapor özetle şöyle:
"Protesto hakkı ifade özgürlüğü kapsamındadır"
"Protesto hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ifade özgürlüğünün kapsamı içindedir. Protesto hakkı, birçok farklı eylem biçimini içerir. Barışçıl olduğu sürece, bu hak yalnızca protesto yürüyüşlerini değil, aynı zamanda abluka, oturma eylemi, işgal gibi farklı eylem biçimlerini de kapsar. Örgütlü ve kendiliğinden gerçekleşen her türlü eylem, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının bir parçası olan protesto hakkına dahildir ve öncesinde bir bildirim şartına bağlı tutulamaz. Barışçıl toplantı hakkı kişilerin protesto zamanını yerini ve biçimini seçme hakkını da içerir.
Nitekim, 1982 Anayasası’nın 34/1. maddesi de 'Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir' diyerek toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına ilişkin söz konusu evrensel standartları tanımaktadır. Protesto ilke olarak kamuya açık alanlarda, kamu binalarında ve üniversitelerde yapılabilir. Protesto, belli bir konuda kendisini ifade etmek isteyen öğrenciler tarafından üniversite kampüslerinin içinde ya da dışında kullanılabilecek bir haktır.

İTÜ öğrencilerinin talebi: Adalet
"Boykot çağrısı karşı görüşü ifade etme aracıdır"
İfade özgürlüğü ve akademik özgürlük üniversitenin ve akademik yaşamın temel taşıdır. Öğrencilerin ifade ve barışçıl toplantı gösteri yürüyüşü ve bunların kapsamı içinde yer alan protesto hakkı hem 1982 Anayasasının 26. ve 34. maddelerinde hem de AİHS’nin 10. ve 11. maddelerinde güvence altına alınmıştır. Öğrencilerin protesto hakkının sınırı, bu nitelikteki eylemlerin yükseköğretim kurumlarında eğitim ve öğretimi doğrudan engelleyici bir nitelik taşıması olabilir.
AİHM’ye göre boykot çağrısı karşı görüşü ifade etme aracıdır. Bu nedenle AİHS’nin 10. maddesinde tanınan ifade özgürlüğünün kapsamı içindedir.19 üstelik Mahkeme, boykotu siyasal bir ifade biçimi olarak niteleyerek bunda kamu çıkarının olduğunu vurgulamaktadır. Diğer siyasal nitelikteki ifade biçimlerinde olduğu gibi boykot da şiddete, nefrete ya da hoşgörüsüzlüğe çağrı biçiminde olmadıkça Sözleşme’nin geniş koruması altındadır.

ADİL GELECEK İÇİN ALTERNATİF EKONOMİ - 1
Boykot, grev ve sonrası
"Demokratik toplumun temelidir"
Anayasa Mahkemesinin ifade ettiği üzere toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, bireylerin düşünce açıklamalarında bulunmak amacıyla açık veya kapalı mekânlarda, kamu otoriteleri ile üçüncü kişilerin müdahalesi olmaksızın geçici olarak bir araya gelebilme özgürlüğünü korumaktadır.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, bir düşünceyi açıklamak, ortak çıkarları savunmak, belli fikir ve kanaatler çerçevesinde kamuoyu oluşturmak ve siyasal karar organlarını etkilemek için bireylerin bir araya gelebilmeleri amacına hizmet eder. Bu nedenle söz konusu hak, ifade özgürlüğüyle de yakından ilgili olup ifade özgürlüğü ile birlikte demokratik toplumun temelini oluşturur.

Uçum bu kez boykotu hedef aldı: Hukuk ihlaline dayanan yeni nesil bir eylem
"Üniversiteler eleştirel aklın beşiğidir"
Öğrencilerin ifade özgürlüğüne yönelik olarak getirilen düzenlemeler yönünden eğitimin derecesi büyük önem taşımaktadır. Disiplin yaptırımına bağlı olan eylemin ilişkili olduğu eğitimin derecesi arttıkça öğrencinin ifade özgürlüğüne yönelik müdahaleler azalmalıdır.
Bu bağlamda özgür düşüncenin ve eleştirel aklın beşiği olarak kabul edilen üniversitelerde farklı düşüncelere sahip olan öğrencilere daha fazla hoşgörü gösterilmesi gerekir. İfade özgürlüğü, üniversite öğrencileri de dahil olmak üzere herkesin görüş ve fikirlerini serbestçe anlatabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi imkânına sahip olması anlamına gelmektedir."
(RT)