Belgüzar'ın babasının "oğlunun işkence sonucu öldüğü" iddialarını hatırlatan Baro açıklamasında, "Belgüzar'ın sağlığının yerinde olmadığı, ilaç alması gerektiği, ancak polislerin ilaçları kabul etmeyip uyarıları dikkate almadıkları" yönündeki iddialara da dikkat çekildi.
"Yakalama ve gözaltına alınma işlemi hukuka uygun mu?"
Açıklamada, Belgüzar'ın babasının iddialarına yer verilerek, şüpheli ölüm olayının yanı sıra yakalama ve gözaltına alma işleminin hukuka uygunluğunun da soruşturulması istendi:
"Maktulün babasının bir gazetede yer alan iddiasına göre, oğlu 2.5 gün şiddetli fiziki ve psikolojik işkenceye maruz kalmış. Oğlunun önüne sürekli suç dosyaları getirilip baskıyla İmzalatılmak istenmiş. Babasının ziyaretinde maktul babasına, 'Baba, bunlar benim idamımı istiyorlar' demiş. Yine babasının ifadesine göre oğlunun tek suçu sabıkalı olması.
Bu iddialar karşısında sadece şüpheli ölüm olayının değil ancak yakalama ve gözaltına alma işleminin; 23480 sayılı Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğine uygunluğunun ve ek gözetim süresinin CMUK'a uygun alınıp alınmadığının da soruşturulması gerekmektedir."
"Kamu vicdanı zarar görebilir"
"Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na rağmen, bazı karakollarda insan hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini, kişinin en doğal hakkı olan yaşama hakkının elinden alınabildiğini" belirten Baro açıklamasında, "Hukukun üstünlüğüne, başta hukukun üstünlüğünü korumak, kollamak ve tesis etmek sorumluluğunu üstlenmiş olanların saygılı olması gerekir. Aksi taktirde, kamu vicdanı telafisi mümkün olmayacak şekilde bundan zarar görebilir" denildi.
Açıklamada, İstanbul Barosu Hukuka Aykırılıkları İzleme Komisyonu'nun Gökhan Belgüzar'ın Bakırköy Osmaniye Karakolu'ndaki şüpheli ölümü nedeni ile Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduğu belirtildi. (BB)