Türkiye Barış Meclisi Ankara'da 9 ve 10 Şubat günlerinde "Yeni Anayasa Sürecinde Demokratikleşme ve Kürt Sorunu" sempozyumu düzenledi.
Birgün'ün haberine göre Prof. Dr. Baskın Oran sunumunda "Üst kimlik Türk değil Türkiye olmalıdır" dedi.
Çokdilli belediyecilik yaptığı için görevinden alınan Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş sempozyumda "Almanya'da 'Asimilasyon insanlık suçudur' diyen Başbakan Erdoğan'a "Siz de bu suçu işliyorsunuz" diye seslendi.
Prof. Dr. Doğu Ergil de Erdoğan'ın aynı sözü üzerine "Bu gibi şeyler bizim siyasetçilerimizin aklına, Karaağaç'ı geçince geliyor. Bunun adı toplumsal şizofrenidir" dedi.
Sempozyumunda ikinci gününde "Kadın Hareketi ve Barış" konulu oturumda konuşmacılar, ülkede kadınlara ilişkin onca sorun varken türbanın öne çıkmasını eleştirdi.
Evrensel'in haberine göre İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Fatmagül Berktay kadınların itaate zorlanmaya karşı mücadele etmesini, bu mücadeleyi ortaklaşmasını önerdi.
Şair-yazar Sennur Sezer ise Novamed'li kadınlardan alıntılar yaparak onların coşku ve kararlığını salona taşıdı. Sezer, sözlerini "Herkes barış istiyor ama en çok biz kadınlar istiyoruz" diye bitirdi.
Kadın Hareketi ve Barış” konulu oturumda konuşan İnan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu üyesi Yüksel Mutlu "Ülkede kadınlara ilişkin onca sorun varken, türbanın öne çıkmasını eleştirerek, devletin yurttaşların kılık kıyafetleri ile uğraşmaması gerektiğini" söyledi.
Diyarbakır Kadın Platformu’ndan Sara Aktaş "Barış ve demokrasi mücadelesinin kadınlar tarafından verildiğini, cumhuriyetin demokratikleşmesinin, kadının özgürleşmesi ile mümkün olduğunu" söyledi.
Bugün politik tutukluların yüzde 10’unu kadınların oluşturduğunu belirten Aktaş "Barışı kimsenin bahşetmeyeceğini, inançlı, kararlı mücadele ile kadınların barışı elde edeceğini" söyledi.
SES MYK Üyesi İlknur Başer "ABD’nin Irak’ı işgaline gerekçe yaptığı 'barış getirmek' söylemini örnek göstererek, barışın içinin alabildiğince boşaltılmaya çalışıldığını söyledi.
Ka-Der Başkanı Hülya Gülbahar ise "Doğu ve Güneydoğu’da yetişkin her iki kadından birinin, Türkiye genelinde ise beş kadından birinin okuma yazma bilmediğini" anlattı, "Bunun son seçimlerde getirilen bağımsız oy pusulası değişikliği ile kadınların sadece seçilme değil, seçme özgürlüklerinin de ellerinden alınması demek olduğunu" dile getirdi.
Sosyolog İsmail Beşikçi ise “Barış Anneleri’ni saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Duygu ve düşüncelerini biliyorum. 25 yıllık Kürt savaşının sonuçlarından birisi Kürt kadınlarının yoğun olarak siyasal yaşama katılmalarıdır. Kadınların herhangi bir toplumsal mücadelede toplumsal ve siyasal yaşama katılmaları, o mücadelenin de önemli bir göstergesidir. Çözüm için de yol açıcıdır” diye konuştu.
Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cengiz Aktar, "Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in veto ettiği Kamu Yönetimi Temel Kanunu’nda bölge yönetimine yer olmadığını, tipik bir yetki devri, Ankara’nın kendisinin yapmadığı işi yerele ihale etmesi durumunun bulunduğunu söyledi. Bölgesel yönetim açısından AB’yi savunmak gerektiğini belirten Aktar, AB ivmesi sayesinde bölgeselliğin en merkezi ülkeleri bile etkisi altına aldığını, dönüştürdüğünü" vurguladı, "AB fonlarının kullanılmasını" önerdi. (NZ)