Fotoğraf: Lavrov ve Blinken 21 Ocak'ta Cenevre'de/TASS
Rusya'da post-sovyet iş dünyasının başlıca "fikir gazetesi" kabul edilen Kommersant yazarı Sergey Strokan, Rusya ve ABD arasında "bir savaşın arifesi gibi görünen durumun savaştan çok barışçıl bir çözüme varmasının neden daha muhtemel bir sonuç" olabileceğini yorumluyor.
* * *
Ukrayna'da yeni bir savaşın başlayıp küresel bir çatışmaya dönüşüp dönüşmeyeceği sorusu sadece politikacılar, diplomatlar ve uzmanlar için değil, dünyanın birçok ülkesindeki sıradan insanlar için de ana sorun haline geldi. Rahatsız edici haberler çığ gibi düşüyor, kimileri yalanlanıyor, ancak hemen yenisi yetişiyor.
Batı'dan Ukrayna'ya silah ve eğitmen transferi tüm hızıyla sürüyor. ABD büyükelçiliği personeli ve aileleri Kiev'den tahliyeye hazırlanıyor. Hiçbir ülkenin tanımadığı Donetsk Halk Cumhuriyeti (DPR) başkanı Denis Puşilin, "Henüz saldırıya geçmeye hazır değiliz" diyor, ancak bu "henüz"ün ne anlama gelebileceği belirsizliğini koruyor. Kimi uzmanlarsa, teknik açıdan kışın savaş için daha uygun olduğunu söylüyor.
Oyunun başında duvara asılan "Çehov'un tüfeği" sanki oyunun sonunda ateşlenmek üzere gibi görünüyor. Ama ateş kaçınılmaz diyebilir miyiz?
Diyemeyiz. Pek çok insan edebiyat klasiğinin "dolu silah" mecazına yüklediği anlamı tam olarak kavramıyor. Çehov'un mesajı, kimse o tüfekle ateş etmeyecekse, dolu bir silahı iç mekân sahnesine koymanın alemi olmadığıyla ilgiliydi. Modern jeopolitiğin diline tercüme edecek olursak, belirli kazançlar veya tavizler elde etmek için baskı yapmak amacıyla, sadece PR ya da rakibi korkutmak adına duvara silah asılamaz.
Donbass çevresindeki mevcut durum, bir bakıma, daha küçük ölçekte de olsa, burada geçtiğimiz baharda zuhur eden tırmanışı andırıyor. Krizin ardından Ukrayna tarafı tanınmayan cumhuriyetleri bombalamaya başladı, cephe hattında bir askeri yığınak başlattı ve bir çokları bununla bağlantılı olarak savaşın eşiğinde olunduğuna dair konuşmaya başladı.
Ancak, dönüşü olmayan noktaya gelişten kaçınıldı ve yaz aylarında Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya başkanları Cenevre'de bir araya geldi.
Bunun ardından, "Ukrayna, Rus saldırganlığı karşısında asla yalnız kalmayacak" söylemi, Rusya ve Batı arasındaki ilişkilerde Ukrayna tarihinin sadece bir parçası oldu. Öbür parçadaysa Donbass'ta ne Moskova ne de Washington için herhangi bir kazanç vaat eden bir uç senaryodan kaçınmanın yolunu bulmaya yönelik kapalı kapılar ardındaki diplomasi sürecine özgü girişimler vardı.
Barış uğruna savaşın kaybedilmediği doğrultusundaki en son ve ciddi argüman, Sergey Lavrov ve Anthony Blinken'in Cenevre'deki görüşmeleri ardından ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan sızan haberler olabilir. Amerikalı diplomatlar, Rus meslektaşlarından güvenlik teminatı önerisine verecekleri yazılı yanıtları açıklamamalarını istiyorlar. Bilindiği gibi, ciddi uluslararası anlaşmalar bir gizlilik atmosferinde pişirilir. Dolayısıyla Washington'ın Moskova'ya mektubunun içeriğinin açıklanmamasını istemesi ABD'nin gerçekte Rusya'yla karşılıklı kabul edilebilir çözümler bulmaya çabaladığını gösterir.
Başkan Biden'ın ekibiyle birlikte bu hafta sonu Rusya'nın önerilerini tartışmak için Camp David'deki evine çekilmiş olması çok sembolik. Bu konut, tarihi boyunca anlaşmaların imzalanmasına zemin hazırlayan birçok toplantıya tanık olmuştur. Bu bağlamda, Lavrov ve Blinken arasındaki son görüşme, bir propaganda düellosundan kapalı kapılar ardında yürütülen bir barış savaşına, gerçek diplomasiye geçişi işaret eden bir dönüm noktası olarak kabul edilebilir. (AEK)