"Birlikte, eşit, özgür ve barış içerisinde yaşama ortamına katkı sağlayacak bir anayasayla çözüme gitmek yerine, sorunların salt güvenlik sorununa indirgemek doğrudan toplum güvenliğini tehdit ediyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) kara harekatı operasyonuna daha sonra da devam etme ihtimalini kaygıyla karşılıyoruz."
Türkiye Barış Meclisi Marmara Bölge Barış Girişimi bugün (6 Mart) İstanbul Makine Mühendisleri Odası'nda basın açıklaması yaptı.
Barış Meclisi'nden Necmiye Alpay, Murat Çelikkan ve İlkay Demir'in katıldığı toplantıda çağrı metnini Demir okudu, Alpay'sa "Doğu bölgelerindeki hem Barış Meclisi'ne, hem de barışa olan yoğun ilgiyi batıya da yaymalıyız" dedi.
Girişim çağrı metniyle siyasi partileri ve medyayı "kışkırtıcı" bir dil geliştirmemeye ve sağduyulu davranmaya davet ediyor:
"Medyanın operasyonu bir tür maç skoru gibi sunmayı durdurmasını, Kürt sorununun kalıcı çözümü için demokratik siyasal adımların atılmasını talep ediyoruz. Unutulmamalı ki; ölenlerin, öldürülenlerin hepsi bu ülkenin çocukları."
"Kürtlerden gelen her talep 'bölücülük' olarak görülmemeli"
Siyasal tutumun, sorunun alternatif çözümlerini gündemine bile almadığını ifade eden Girişim, durumun toplumsal barış arayışını tehlikeye attığını ve nefret duygularını körüklediğini belirtti:
"Sorunun çözümsüzlüğünden yana olanlar; toplumda yükseltilmeye çalıştıkları milliyetçilikle, ırkçılık ve düşmanlık duygularını körükleyerek; şiddetle bastırma yöntemleriyle meşruluk kazandırmaya çalışıyorlar. Kürt sorununun temelinde 'kimlik' yani özgürlük ve demokratik hak talebi var. Samimiyetten uzak siyasi anlayışlar Kürtlerden gelen her türlü insani talebi, bölücülük olarak görerek hain olarak ilan ediyor."
Anayasa çoğulcu ve katılımcı bir anlayışa dayanmalı
Girişimin talepleriyse şöyle:
- Türkiye'nin farklı etnik, inanç, kültür ve kimliklerden meydana geldiği kabul edilmeli ve bu açıdan anayasa özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı ve çok kültürlü anlayışa dayanmalı.
- Düşünce, inanç ve ifade özgürlüğü temelinde serbest siyaset ve örgütlenme hakkının tanınması, anayasa ve yasalarda başta cins ayrımcılığı olmak üzere, tüm toplumsal eşitsizliklerin kaldırılması gerekiyor.
- Türkçe'nin dışında vatandaşların kullandığı tüm diller anayasada teminat altına alınmalı, eğitim hakkına kavuşturulmalı ve bu anadillerin üniversitelerde dil ve edebiyat kürsülerince araştırılması için düzenlemelerin yapılmasının koşulları oluşturulmalı.
- Etnisiteye dayalı vatandaşlık tanımı yerine tarafsız bir vatandaşlık tanımı benimsenmeli.
- Hak arama özgürlüğünün önündeki engeller ortadan kaldırılmalı. Bu amaçla "İnsan Hakları Mahkemesi" kurulmalı.
- Herkesin din ve inanç hürriyetine sahip olabileceği, kimsenin dini inanç, düşünce ve kanaatlerinden dolayı kınanmayacağı, suçlanmayacağı ve farklı hiç bir muameleye tabi tutulmayacağı net ifade edilmeli.
- Askeri harcamaların sivil denetimi için düzenlemeler yapılmalı.
- Okullarda din dersi seçmeli olmalı.
- Siyasi partiler yasası demokratikleştirilmeli, seçim barajları düşürülmeli.
Kimler imzaladı?
Girişimin çağrı metnine imza verenler şöyle:
İstanbul Tabipler Odası, Genel-İş Sendikası, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP), Dur-De, Demokratik Toplum Partisi (DTP), Emek Partisi (EMEP), Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP), Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖDP), Göç-Der, Türkiye Sinema Emekçileri Sendikası (Sine-Sen), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Barış Anneleri (GG)