Ankara’da Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ’a (TUSAŞ) yönelik saldırı sonrası, önce Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) mahkemeden çıkarttığı kararla televizyonlara ‘yayın yasağı’ getirdi.
Hemen ardından da tüm Türkiye’de sosyal medya kullanıcıları X (Twitter), Facebook, Instagram, YouTube, TikTok ve Telegram’a giremediğini rapor etmeye başladı.
Sosyal medya sansürüne karşı yetkililerden resmi bir açıklama gelmedi ancak küresel internet erişimini takip eden Netblocks bunun bir bant daraltma uygulaması olduğunu duyurdu. Haber almak isteyen kişiler VPN gibi üçüncü parti yazılımlara muhtaç kaldı.
İfade Özgürlüğü Derneği’nden avukat Melike Türkay’a göre dün yaşanan durum sadece basının haber yapma hakkını değil yurttaşların bilgiye erişimine de engel oldu. Türkay, bant daraltma uygulamasının keyfi şekilde sansür amaçlı kullanıldığını söyledi. Bunu aynı zamanda haberleşme özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirdi.
Türkay, bant daraltma uygulamasının yasal zemininin 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde oluşturulduğunu söyledi:
Sosyal medyaya yönelik topyekûn bir bant daraltma uygulanmasına izin veren düzenleme 9 Kasım 2016 tarihli 6757 sayılı Kanunun 22. maddesiyle aynen kabul edilerek kanunlaşan 15 Ağustos 2016 tarihli 671 sayılı KHK ile 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) yetkisi ve idarî yaptırımlarıyla ilgili 60. maddesine eklenen 10. paragraftır.
Bu madde kapsamında Cumhurbaşkanlığı; milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak gerekli gördüğü tedbirleri alıp, BTK’ye bildirir.
BTK Başkanı da Cumhurbaşkanlığı tedbirlerine ilişkin kararını derhal işletmecilere ve erişim sağlayıcılara bildirmekle yükümlü. İşletmeciler ve erişim sağlayıcıları da Cumhurbaşkanlığı kararının gereğini kararın bildirilmesi anından itibaren en geç iki saat içinde yerine getirilmeli.
Yani diğer bir ifadeyle, kısa süreli bant daraltma uygulaması tamamen şeffaflıktan uzak bir şekilde yürütülüyor ve bu uygulamadan ancak dün olduğu gibi ilgili sosyal medya platformuna giremediğimizde haberdar oluyoruz.
Bu kamuoyuna duyurulmuş olsa, karara karşı itiraz/iptal mekanizması işletilebilir ama dün olduğu gibi kamuoyunun süreçten haberdar edilmediği bant daraltma uygulamasına karşı bu da mümkün değil.
Dolayısıyla X, YouTube, Instagram, Facebook, TikTok ve Telegram'a bütün olarak keyfi şekilde uygulanan, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması prensiplerine aykırı OHAL düzenlemesine dayanan bu uygulama doğrudan sansür olarak tanımlanacak bir durumda.
Türkay sözlerini “Dün Ankara'da gerçekleşen saldırı gibi toplumu yakından takip ettiği olaylara ilişkin olarak haber ve bilgi edinmesinin geçici olarak olsa da keyfi bir yaptırım mekanizması ile bir bütün olarak engellenmesi, tüm yurttaşların ifade ve haberleşme özgürlüğü hakkının ihlali anlamına geliyor” diyerek sonlandırdı.
(HA)